Son Güncelleme: Cumartesi 03.03.2012
Medya mahallesi kaybetti
SABAH Ekonomi Müdürü Oğuz Karamuk ve ekibi bir haftadır, 2007'de 57 kişinin öldüğü uçak kazasını, Atlasjet dosyasını ele alıyor. Karamuk'la, hazırlanan haberlerin perde arkasını, tüm basını eleştirdiği 28 Şubat tarihli yazısının detaylarını, ekonomi basınının geldiği noktayı konuştuk
- 28 Şubat'ta bir yazı yazdınız, resmen ortalık karıştı. Çünkü deyim yerindeyse her kesimden gazeteciye bir yandan da Atlasjet'e verip veriştirdiniz. Neydi sizi bu noktaya getiren?
- 'Habere yapılan saygısızlık,' diye özetleyelim. Yaptığım işe saygı duyarım ve başkalarının da bu tip kaygılar taşımasını isterim. 2007 sonunda Türkiye'nin en büyük tur operatörlerinden olan ETS Turizm'e ait Atlasjet'in bir uçağı açık havada yere çakıldı. 57 kişi yaşamını yitirdi. Uçak düşer düşmez 'Pilot hatası,' denildi, dosya kapandı. Ama kazada ölen 57 kişinin yakınları olayın peşini bırakmadı. Yargı mücadelesiyle davanın yeniden açılmasını sağladı. 10 gün önce dava yeniden başladı ve savcının hazırladığı iddianame kamuya açık hale geldi. İddianamedeki bilirkişi raporu kazaya uğrayan uçağın açıkça arızalı olduğuna hükmediyor, aslında 'uçamaz' durumda olduğunu söylüyor.
- Tamam konu belli. Ama bir hafta sürdü yazdıklarınız...
- Olayı biraz deşince içinden BBP lideri, merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun Kahramanmaraş'taki helikopterinin GPS cihazını söküp götürürken görüntülenen ve bu yüzden delil karartmaktan hapiste bulunan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü Kaza Kırım Ekibi Başkanı Feridun Seren'in (Tornavidacı Feridun) bu uçağın da incelemesini yaptığı ortaya çıktı. Feridun Seren'in bu kazada da önce 'Kaza anında karakutu kayıt yapmıyordu,' raporu verip ardından büsbütün karakutuyu kaybettiği anlaşıldı. Kazayla ilgili cevaplanmayan daha birçok hayati soru var. Böyle bir haberi öyle ya da böyle yayımlayamayan meslektaşlarım için de üzgünüm...
BİZİM EKMEK KAPIMIZ BU
- Yazıda üzgünden çok kızgındınız ama... Kendi gazetenizi eleştirdiğinize dair haberler çıktı...
- Üzülen olur mu bilmem ama genel yayın yönetmeni Erdal (Şafak) Bey'le aramız iyi ve bu tip olaylar da bunu bozamaz. İkimiz de oyunun farkındayız. Ayrıca Erdal Şafak, Atlasjet haberi de dahil, birçok haberde gelen eleştirileri karşılayan isimdir. Diğer taraftan haberi yazamayan gazeteci, arkadaşlara kızmaküzülmek konusuna gelince, kızma nedenim çok açık; şu ya da bu nedenle işini yapmayan bir basın söz konusu. 57 kişinin öldüğü Atlasjet skandalını görmemek, onu haberleştirmemek için ısrar ediyorlar. Üzülüyorum, çünkü gazetecilerin çoğu unuttu. Ama biz haber yapıyoruz ve hem biz hem de çalıştığımız kurumlar, yaptığımız haberleri okuyuculara-izleyiciye doğrudan (tiraj) ve dolaylı (reklam) satarak para kazanıyor. Bizim ekmek kapımız bu. Türkiye'de geçen yıl 118 milyon uçak bileti satıldı. Siz de dahil, bu satırları okuyanlar, geçen yıl kaç kere uçağa bindi acaba? Ben birçok kez bindim. Uçak, hele uçak kazaları insanların her zaman ilgisini çekiyor. Sadece 'Tornavidacı Feridun' bile size Tarantino'nun Pulp Fiction filmindeki o efsanevi 'silici' karakterini hatırlatmıyor mu? Her kazadan sonra Feridun geliyor, izleri siliyor. Haberde bu tarzda, okuyucuyu çekebilecek birçok ayrıntı var. Ortada toplumsal sorumluluk hem de bir haber varsa, bu gazeteci için bir fırsattır. Ve ben bu fırsatı kullanamayanlar için üzüntü duyarım yalnızca.
KİMSEYE İFTİRA ATMIYORUZ
- Atlasjet konusunda niçin kimsenin sesi çıkmıyor?
- 21 Şubat'ta bilirkişi raporu yayımlandı, sonrasında Atlasjet ve ETS Turizm hemen reklam kampanyasına başladı. Sanırım bu açıklama yeterli olur. Ötesinde kişisel spekülasyonlara girmek istemiyorum.
- Sonuçta büyük bir grup söz konusu, ekonomi sayfalarında günlerdir bu haberi devam ettirmenin riskleri yok mu?
- Basının ve firmaların artık bu güdüden kurtulması lazım. 'Reklam alıyorum yazmayayım, reklam veriyorum yazmasınlar,' dönemi bitti... Hiç kusura bakmasınlar firmalar bize kaşımıza gözümüze bayılıp reklam vermiyor. Malını, ürününü satmak için, marka ve imaj yaratmak için ilan veriyor. Biz SABAH'ı gazete olarak iyi yaptığımız sürece okuyucumuz olacak ve onlar da reklam verecekler. Sonuçta biz olmayan bir şeyi yazıp, birilerine iftira atmıyoruz. Ayrıca ekonomiye genel bakış açımız, iş dünyasında, küçük bir elit kesim dışında, büyük takdir topluyor. Bu yüzden satışımız ve ilan gelirimiz yükseliyor. Ben SABAH'ın bir yöneticisi olarak bundan gurur duyuyorum.
- Eski medya ve yeni medya diye bir tabir kullandınız yazınızda. Ne demek bu?
- AK Parti'ye zihinsel yakınlık duyan gazete ve gazeteciler için 'yandaş medya' diye bir kavram üretildi, biliyorsunuz... Bu insanlar aslında Türkiye'nin demokratikleşmesi için önemli hizmet ve başarılara imza attı. Bu meslektaşlarım, benim için yeni medyayı temsil eden kesimi oluşturuyor. Ancak onlarda da giderek yaygınlaşan bozulmadan endişe ediyorum. Eski medyaya gelince; bu kesime, kendi çıkarları uğruna yalan ve yanlış olduğunu bile bile karşı çıkan bir kesim var. Toplumdaki devinimi anlayamayan ve giderek yalnızlaşan bir kesim... 'Bizim mahalle-medya mahallesi,' diyorlar ya kendi aralarında. İşte onlar. Ve onlar kaybetti. Çünkü herhangi bir inandırıcılıkları, topluma ulaşma şansları kalmadı. Baksanıza, bahsettiğim medya kesimi neredeyse 10 yıldır Ak Parti'yle kavgalı ve her seçimde, her olayda hezeyandalar. Aslında kaybettiklerini biliyorlar ama başka çareleri yok. Korkuyorlar ve korkmakta da haklılar. Yakında 28 Şubat darbesi ve hemen arkasından gelen 2001 kriziyle ilgili dosyalarla resim daha iyi görülecek.
EN SON HABERLER
- 1 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 2 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 3 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var
- 4 Bu okullarda anne-baba adayları eğitiliyor
- 5 Boğaz’da kürek keyfi kabus olmasın
- 6 Aykırı bir ikon
- 7 Evde akıllı cihazlara yer açın güvenliği de ihmal etmeyin
- 8 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 9 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 10 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut