'ikinci kadın'lık halleri

Zaman geçtikçe bazı durumlar normalleşiyor. Mesela aldatmak. Geçmişe bakıldığında, bir erkeğin eşini aldatması büyük olay yaratırken, artık ikinci kadın, ortalara çok rahat çıkıp, kare kare fotoğraflarını çektirebiliyor. En son Acun Ilıcalı'nın 'sevgilisi' Şeyma Subaşı, Ilıcalı'yla çekilen fotoğraflarını paylaşmaktan çekinmemişti. Bir diğer kadın, Ali Ağaoğlu'nun ikinci eşi (bu eş durumu nikah vasıtasıyla değil) Ayten Alpar uzun uzun ilişkilerini anlattığı röportajlar verdi. Ortada paylaşılan, ama paylaşılamayan bir erkek var. Erkekler bu tip haberleri 'özenerek' okurken, biz kadınlar da artık durumu 'normal' buluyoruz. Aldatma, tarih boyunca hep vardı ama hiç bu kadar 'normal' olmamıştı. Haber için hazırladığımız kolaj fotoğrafa bakarken, örnekler gelecek aklınıza. 'Kabullendiğimiz' bu vakalara, hukuki ve psikolojik açıdan bakalım istedik; avukatlar Altın Mimir ile Hülya Gülbahar'a ve psikolog İbrahim Eke'ye bu konudaki görüşlerini sorduk, bir gerçek hikayeyle de olayın içyüzünü ortaya döktük.
Avukat Altın Mimir:
PARALI VE ÜNLÜ ERKEKLER İKİNCİ KADINLARI HAK GÖRÜYOR
Altın Mimir, ünlü tekstilci Sabri Özel ve eşi Emel Özel'in boşanma davalarında Emel Özel'in; Sedef Altuntaş-Mehmet Ali Erbil boşanmasında, Sedef Altuntaş'ın; Tuğba Coşkun-Mehmet Ali Erbil boşanmasında, Tuğba Coşkun'un avukatlığını yaptı. Son olarak Acun Ilıcalı-Zeynep Ilıcalı boşanma davasında da Zeynep Ilıcalı'nın avukatlığını yürütüyordu. Çift boşanmaktan vazgeçti bu arada. "İkinci kadın, hukuka, ahlaka ve adaba aykırı olarak evli bir kimseyle kurmuş olduğu bu duygusal ve cinsel ilişkiyle hemcinsinin 'sosyal kişilik değerlerine' saldırmaktadır. İkinci kadının bu eylemi hukuk dilinde 'haksız fiil' olarak tanımlanır. Toplumun en küçük parçası olan ailenin, kamu düzeniyle alakalı olması sebebiyle, aslında bu ikinci kadının eylemi, sadece özel olarak yasak ilişki yaşadığı erkeğin ailesine karşı değil, aynı zamanda topluma karşı işlenmiş bir suç. Nitekim eskiden, çok değil, daha birkaç yıl öncesine kadar tamamen iyi niyetli olarak evli bir erkeğe, platonik olarak âşık olmak bile konuşulamaz, hoş görülmezken, bugün ikinci kadınlar ne yazık ki, hele bir de erkek paralı ve ünlü ise, neredeyse bir hak olarak görülmekte ve kabul edilmektedir. Ne ikinci kadın, ne bu kadının ailesi ne de bu yasak aşkın tarafı olan erkek hiç çekinmeden, hem evliliğini devam ettirmekte ve hem de yasak ilişkisini sürdürmekte bir beis görmemekte."

YASAK İLİŞKİYİ YAŞAYAN ERKEĞİ TARTIŞMAK GEREK
"Burada aslında tartışılması gereken, yasak ilişkiyi yaşayan erkek. İkinci kadınlara seslenirken, öncelikle onların kendi hemcinslerine bunu yapmamaları gerektiğini hatırlatmak isterim. Zira âşık olduğu erkek, evliliğinde bir problem yaşamıyorsa ve evliliğini sonlandırmamışsa, yuva yıkmanın en büyük günah olduğunu bilmelerinde fayda vardır. Unutmamalıdırlar ki, yuva yıkanın asla ve asla yuvası olmayacaktır. Kaldı ki ikinci kadın olmak her zaman zordur. Duyguların ve arzuların yoğun olduğu bu kadar hassas bir durumda ikinci olmak, katlanılması zor olsa gerek."
İKİNCİ KADIN, ERKEK İÇİN BALLI KAYMAK
"İkinci kadın unutmamalıdır ki, aldattığı, sadece hemcinsi olan, erkeğin karısı değildir. Aynı zamanda o ailenin çocukları, birikimleri de bu eyleminin mağdurlarıdır. İkinci kadın, hiçbir zaman birinci kadın olmayacaktır. Âşık olduğu erkek, eşine karşı büyük bir aşk beslemiş zamanında. Evliliğin olmazsa olmazı olan, 'iyi günde kötü günde' birlikte olmaları ile heyecanını kısmen yitirmiş de olsa yine karısına dönecektir. Bugünün ikinci kadını, yarının üçüncü, dördüncü, hatta beşinci kadını da olmaya mahkumdur. İkinci kadınlığı kabul etmek, esas olarak erkeklerin ekmeğine ballı kaymak sürmektedir. Adam için ne kadar rahat; evde düzenini koruyan, gerçek sevgi ile bezeli bir kadın; dışarıda da bir-iki saatlik gönlünü hoş eden başka bir kadın. Öncelikle biz kadınlar, kendi cinsiyetimize saygı duyarak bu kadar ikincil varlıklara dönüşmemizi engellemeliyiz. Kadın kıymetlidir."

ZİNA, YENİDEN SUÇ OLARAK DÜZENLENMELİ
"İkinci kadının ailenin parçalanmasına sebebiyet veren haksız fiili sebebiyle, gerek aldatılan kadına karşı ve gerekse de aldatılan kadının çocuklarına karşı manevi tazminat ödeme yükümlülüğü vardır. Aldatılan kadınlar lütfen bu ikinci kadınlara karşı yüksek meblağlı tazminat davaları açın ki kocalarınızdan uzak dursunlar. Unutmayın ki onlar kocalarınıza paraları için gelmektedirler. Toplumumuzda zina olarak bilinen ikinci kadının önüne geçmenin bence en caydırıcı hali, yine Eski Türk Ceza Kanunu'nda olduğu gibi zinanın suç olarak yeniden düzenlenmesidir. Zira boşanma sebebiyle kabul edilen zina neticesinde erkek, zina sebebiyle karısına vermiş olduğu zararın karşılığı olan tazminatı dahi ödememek için mal varlığını saklamaktadır. Bu durumda aldatılan kadın hem ailesini kaybetmekte hem de manevi zararını karşılayamamaktadır. Erkek de bunu bildiği için rahatlıkla ikinci, üçüncü kadınlara gidebilmektedir. Ancak bu haksız fiilinin suç olarak düzenlenip, karşılığında da cezai yaptırımla karşılanması, ikinci kadın olayı açısından caydırıcı olacaktır."
ALDATILMANIN ACISI, ÖLÜMLE
"Sözüm erkeklere: Hayattaki en önemli şey sevgidir. Şüphesiz kadınlar da erkekler de sevgi depolarının sürekli dolu olmasını isterler. Hepimiz her an başka birine âşık olup, başka birini sevebiliriz. Ancak unutmamalıyız ki, sevgi aynı zamanda kutsaldır ve sadakat gerektirir. Lütfen saygıyı sürdürerek, onun sevgisini ona teslim ettikten sonra gidin; yeni sevginizle doya doya yaşayın. Ancak hayat arkadaşınızın, ailenizin direğinin, çocuklarınızın anasını toplum nezdinde onursuz hale düşürmeyin. Unutmayın, aldatılmanın acısı, ölüme eştir. Bir sözüm de topluma: Bizler değerlerimizle geleceğimizi şekillendirebiliriz. İhanet suçtur, günahtır. Lütfen etrafımızdaki ikinci kadınlara artık müsamaha göstermeyelim. Bir akşam arkadaşımızın karısıyla, ertesi akşam arkadaşımızın sevgilisiyle yemek yemeyelim. Bizlerin kırmızı çizgileri olmak zorunda."