Türkiye'nin son star rakkasesi benim

Prenses Banu ile Harbiye'deki gece kulüplerinden birinde buluştuk. Üzerindeki kırmızı sahne elbisesini taşıyışı, makyajı, fotoğraf çekimine gösterdiği olağanüstü özen, mesleğine verdiği önemi, kendine hayranlığı ilk dakikadan itibaren kanıtlıyor. Özel pozlarının tek tek çizimlerini yapmış, aynada prova yapmadan deklanşöre bastırmadı. Onu izlerken, "30 yıl 'milli dansöz' sıfatını taşımak budur işte," diyorsunuz. Yıllarca dışişleri ve kültür bakanlıklarının yurtdışındaki tanıtım etkinliklerine katılan Prenses Banu, Ortadoğu'da yaşanan değişim rüzgarının oryantal dansı olumsuz anlamda etkilemesinden çok tedirgin. "Oryantal dansın en iyi icra edildiği ülke Mısır'dı. Fakat baskılar yüzünden dansözler de müzisyenler başka ülkelere kaçtı. Aralarından birçoğu beni arıyor ve Türkiye'de çalışmak istediklerini söylüyor," diyor. Şah Pehlevi, Hüsnü Mübarek, Kaddafi, Saddam, Berlusconi'nin huzurunda dans eden Prenses Banu, Türkiye'de ise oryantal dans adına yapılanların hiçbirinin gerçek göbek dansı olmadığını iddia ediyor: "Hepsi palavra, Türkiye'de dansöz yok. Apartman topuklar, açık kıyafetlerle sahnede dolaşıp duruyorlar. Asena'nın yaptığının oryantal dansla ilgisi yok. Fizik olarak da müsait değil. Oryantal dans, dişilik ister. Oryantal dansöz denilince insanın aklına seksi, muhteşem bir kadın geliyor. Asena'nın hareketleri çok sert. Bir titreme öğrenmiş, sanki elektrik çarpmış gibi, sadece onu yapıyor. Yatsın, kalksın İbrahim Tatlıses'e dua etsin. Nesrin Topkapı, iyi bir dansözdür, ama o kadar abartıldı ki... Gazinolarda hiç itibar görmezdi. Sahne karizması yoktur. Didem, yetenekli, çok kıvrak bir vücudu var, ama star ışığı başka bir şey. O çocuksu, sevimli bir kız. Göbek dansçısı balık etinde, seksi olmalı. Oryantal dansın son starı, gerçek anlamda rakkasesi benim."
OSMANLI'YA YAVUZ SULTAN SELİM'LE GİRDİ
"Göbek dansı; tarihi ve coğrafyasıyla bir felsefedir. İnsanın dünyaya geliş öyküsünü anlatır. Binlerce yıllık bir dans. Hindistan'daki göçebe çingenelerle Mısır'a, Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı fethinden sonra da saray eğlenceleriyle Osmanlı'ya giriyor. Biz bu dansı millileştirmişiz. Geçen yıl kültür bakanı, 'Bizi Araplarla karıştırıyorlar. Bundan sonra Türkiye'nin tanıtımında dansöz yer almayacak,' dedi. Bu haber, yabancı basına da yansıdı. Ama Türkiye'ye gelen turist ilk önce göbek dansı görmek istiyor. 1980-90'larda Singapur'dan Bahreyn'e yurtdışında düzenlenen Türk Haftaları'nda klasik müzik ve devlet halk dansları topluluğunun yanı sıra mutlaka bir dansöz olurdu. Türkiye'nin tanıtımları bensiz olmazdı. Dışişlerinin, kültür bakanlığının göreviyle pasaport verilen tek Türk dansözü benim. Onun için 'Milli dansöz' olarak adlandırıldım. Türkiye'yi temsil etmek şereftir. Gecede binlerce dolar kazanırken, işimi gücümü bırakıp, günde 35 dolar harcırahla gidiyordum. Dünyada en çok ilgi gören oryantal dansın şimdi hor görülmesine çok üzülüyorum."