Her işin sonu yemek!

20 Nisan Cuma
BATU'YU, CAN'I, ÖZKÖK'Ü ALALIM DA Bİ ADAYA GİDELİM: 2009'da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı bir araştırma vardı: 1.5 milyon İstanbullu hayatı boyunca kendi semtinden çıkmamış, Boğaz'ı hiç görmemişti. Fransız sanatçı Sophie Calle'in geçen sene Sakıp Sabancı Müzesi'nde sergilenen bir işi vardı: İstanbul'da yaşayan ama hayatında hiç denizi görmemiş insanların denizle ilk karşılaşma anları görüntülenmişti. 'Amiral Battı'nın ex kaptanı, halihazırdaki yazarı Ertuğrul Özkök'ün yazısı onları hatırlattı: "Büyükada'ya hayatımda ilk defa gittim ve kendimi İtalya'ya gelmiş gibi hissettim." Özkök, Sophie Calle'in video çalışmasına ilham veren gençlerden 50 yıl kadar fazla yaşamıştı, onlar gibi dar gelirli ve yaşadığı yere (Esenler) eğreti biçimde ilişmiş olduğu söylenemezdi, Doğu'dan göçmemişti, İzmir kökenliydi. Ama işte vardığı nokta itibarıyla, onlardan çok da uzakta değildi! 60 küsurlarındaki bir adam, hayatı boyunca bir kere bile merak edip de Büyükada'ya gitmemişti! Çok ilginç! Aynı espri günlerce dolaşımda kaldı: Batu'yu, Can'ı, Özkök'ü alalım da bi adaya gidelim! Defne'yi, Leyla'yı, Özkök'ü alalım da bi faytona binelim! İlk defa gideceklere tüyo olsun: Mutlaka lokma yensin; İstanbul'da bu kadar sıcak ve çıtırı nadiren bulunuyor. Ama öncesinde de meze ve balık lütfen. Büyükada'nın eski adı olan Prinkipo, buranın tarihine dair yazdıklarıyla da bilinen 'Fıstık Ahmet' lakaplı Ahmet Tanrıverdi'nin leziz mezeli meyhanesi. Deniz kenarına sıralanmış balıkçılardan bizim favorimiz Milto; tevellütü 1935. Ama Changa'cılar Tarık Bayazıt ile Savaş Ertunç, bitişikteki Ali Baba'yı tercih ediyor, bu kıymetli tüyo da zihinlerdeki yerini alsın.
AYTEN ALPMAN, DENİZ ALPHAN'IN NESİ OLUR: Ayten Alpman'ı birkaç yıl önce, İKSV'nin Caz Festivali'nin açılışında Esma Sultan'da canlı dinleme imkanı bulmuştuk (2007). O yaşta nasıl da dinç, şık ve alımlı duruyordu. Müthişti. Aynı akşam rastlaştığımız Deniz Alphan'dan (Milliyet gazetesi hafta sonu ekleri yayın yönetmeni) ikisini hep akraba zannettiklerini öğrenmiştim. Hakikaten de şaşırtıcı bir benzerlik vardı aralarında. Alpman ile Alphan soyadları arasındaki tek harfi es geçenler hele, anne-kız, abla-kardeş olduklarına iddiaya girebilirdi. Ayten Alpman'ı mümkünse Memleketim'le değil Ben Böyleyim'le ve Ben Varım'la analım. Hayran olunacak kadındır. Deniz Alphan ise medya dünyasının en kalifiye aşçılarının başında gelir, annesinin Sefarad yemeklerini anlattığı (Dina'nın Mutfağı) ve esas işi yemek yapmak olmamasına rağmen bu işi iyi kıvıran erkeklerle sohbetlerinden derlediği (Mutfakta Erkek Var) iki de kitabı vardır. Ama ikili arasında kan bağı yoktur!
21 Nisan Cumartesi
DABBOUS DELİLİĞİ: Londra'daki lokanta, önümüzdeki sekiz ay boyunca rezervasyon alamayacak kadar doluymuş. Oliver Dabbous'un 10 masalık ufak ama iddialı lokantasını, Taksim Sıraselviler'deki Mimolett'in sahibi, şef yarışması jürisinden de tanıdığımız Murat Bozok yazmış (Milliyet Cadde). "Sade ve lezzetli yemekleri uygun fiyata sununca, bekleme listeleri de kaçınılmaz oluyor," diyor. Emin miyiz? Sekiz aylık doluluğun formülü gerçekten bu mu?
22 Nisan Pazar
FENERBAHÇELİLERİN COŞABİLECEĞİ SEKİZ ADRES: Galatasaray'ın çöktüğü, Fenerbahçe'nin aklına 'Ya olursa'nın düştüğü akşam. Ya olursa? İşte Fenerbahçelilerin en doyasıya zıvanadan çıktıkları ve hep çıkabilecekleri sekiz nokta: 1. Çiftehavuzlar'da terbiyeli şişleriyle namlı kebapçı Bedri Usta. 2. Kalamış'taki Divan yani Marina Brasserie. 3. Kalamış Marina'daki lebiderya kebapçı Develi. 4. Kalamış'taki mahalle barı The Bow Bells. 5. Kalamış'taki Adanalı Kazancılar kebapçısı. 6. Dalyan'daki balıkçı Misina 7. Selamiçeşme'deki salaş, fakat nefis Antepli mahalle kebapçısı Palmiye. 8. Cemil Topuzlu'daki efsane burgerci J (Jumbo).
23 Nisan Pazartesi
ATATÜRK'ÜN ÜÇ GÜNLÜK MÖNÜSÜ: Kitabın adı tırnaklı ve de noktalı olaraktan: Benim Sofram Bu. (Oğuz Akay, Truva Yayınları). Mustafa Kemal'in sofraları, o sofralardaki sohbetler, anekdotlar; Salih Bozok'tan Yakup Kadri Karaosmanoğlu'na, Ercümend Ekrem Talu'dan İsmet İnönü'ye kimlerin kimlerin notları, hatıraları, yazıları bir araya gelmiş. Çankaya Köşkü'nün 1925'ten kalma üç günlük akşam yemeği mönüsünü verelim mesela: 1. Çorba, külbastı, patlıcan, börek, ayva kompostosu, kavun, üzüm. 2. Pirinçli et suyu, pirzola, kuşkonmaz, börek, kremalı elma kompostosu, kavun. 3. Terbiyeli çorba, but köfte, ıspanak püre, kıymalı patlıcan, peynirli börek, armut kompostosu, kavun, kahve.
24 Nisan Salı
EN YAZLIK PİZZA: Miss Pizza'nın Pizza Pesto'su: Ricotta peyniri, marine kabak ve pesto sos. İnsanı alt tarafı kabağın nasıl olup da bu kadar mucizevi tatta olduğuna her seferinde hayret ettiriyor. Güzelim havada Tünel'de hiçbir yerde açık havada oturamayıp Ahmet Misbah Demircan'ı hiç de hayırla anmazken, Şişhane'de şehrin en tarihi binalarına karşı, açıkta bir masadaysanız hele, afiyet olmuş bile.