Sahnede olsun, ister hologram olsun

Plaklardan, kasetlerden, CD'lerden ya da mp3 çalarlarımızdan çok sevdiğimiz, hayatımıza anlam katan müzisyenlerin sesleri yükseliyor! Artık aramızda olmasalar da, bize seslenmeye devam ediyorlar. Geçtiğimiz yıl, henüz 27 yaşında hayatını kaybeden Amy Winehouse da olabilir, yüzyıllar önce yaşamış Mozart da, Beethoven da, Itri de... Hep sesleriyle yetinmek zorunda kalsak da, artık teknoloji sayesinde, onları sahnede izleme fırsatı doğuyor. Son günlerde popüler olan holografik konserleri duymuşsunuzdur. Japonya'da ve ABD'de örneklerini gördük. Kaliforniya'da bu yıl düzenlenen Coachella Festivali'nde, 13 Eylül 1996'da silahlı bir çatışmada öldürülen ünlü rapçi Tupac Shakur bir konser verdi! Hatta bir başka ünlü rapçi Snoop Dogg ile düet bile yaptı. Bu başarılı holografik performansın ardından, başta organizatörler ve müzikseverler olmak üzere, herkesin kafasında bir şimşek çaktı! Fikirler havada uçuşmaya başladı: Tupac Shakur holografik bir dünya turnesine çıkacak. Gençlerin gözdesi (!) Justin Bieber, Elvis Presley ile sahne alacak...
TÜRKİYE'YE DE GELECEK
Bu teknolojik nimet, elbet birgün ülkemize de gelecek. Şu an gelmemesinin tek nedeni pahalı olması. Biraz zamana ihtiyaç var. Zamanı gelince Zeki Müren'i de Safiye Ayla'yı da tekrar sahnede izleyeceğiz belki de. Biz o zamanı beklerken, müziğe meraklı yazarlardan, müzik yazarlarından ve müzisyenlerden fikirler aldık. "Kimi izlemek istersiniz?" diye sorduk. Aldığımız cevaplara şaşırdığımız da oldu, güldüğümüz de... Ama kesin olan bir şey var ki; herkese hak verdik.
MEHMET BARLAS (YAZAR):
"İmkan olsa, ben İbrahim Tatlıses'in gençlik yıllarında verdiği bir konseri hologram olarak izlemek isterim. Nedenine gelince... Bizi ve hayatımızı etkileyen sanatçılar, bazen zor durumda kalabiliyor. Tatlıses de bunlarda biri. Bu nedenle onu, aklımızda kalan o ilk haliyle izlemek isterim."

ŞEREF OĞUZ (YAZAR):
"Eğer göz teması kurmadan birini izleyebiliyorsam; bedensiz zamansız özgürlük sunan hologram; harika bir şey olabilir. Kayıt cihazları 120 yıldır canlı performansı, sanatçısına gerek duymadan evimize taşıyabiliyor. Teknoloji, yapay zekayla sanatçıyı yeniden var edebiliyor. Misal, Meryl Streep, ölümünden 120 yıl sonra sanallaştırılmış bedeniyle oynayacağı bir filmle 10. Oscar'ını alabilir. Müzik konusunda listem uzun; bir kaç isim vereyim: Nat King Cole, Frank Sinatra, Louis Armstrong, Hafız Burhan ve Eftalya Hanım. Ayrıca Herbert von Karajan'ın La Scala'daki performansını izlemek isterim. Yehudi Menuhin ile Rawi Shankar'ı Londra'da aynı sahnede izlemiştim. Bu defa Menuhin'in pentatonik ezgileriyle, Erdal Erzincan'ın şelpesini aynı sahnede rica etsem, hologram teknolojisinden çok şey mi talep etmiş olurum acaba..."
MEHMET TEZ (MÜZİK YAZARI):
"Teknoloji bir gün birini geri getirecek ve sahneye çıkaracaksa, bu ekip Pink Floyd olmalı diye düşünüyorum. Özellikle The Dark Side of the Moon dönemindeki bir konser olabilir. O dönem müzikte teknolojiyi kullanan önemli ekiplerden biriydi Pink Floyd. Hologramla geri dönmeleri çok 'doğal' olur. Ve görünen o ki, onları şu anda sadece hologram bir araya getirebilir. Abbey Road dönemindeki bir The Beatles ya da The Beach Boys büyük fantezi olurdu. Yanlarına da Sun is Shining'i söyleyen bir Bob Marley eklemek istiyorum."
ALPER BAHÇEKAPILI (MÜZİK YAZARI):
"Madem elimizde firsat var, ben ufak bir festival olsun isterdim. 1800'lerde, İstanbul'da Boğaz'ın henüz betonlaşmadığı bir dönemde gerçekleşirdi festival. Sahne Emirgan Korusu'nda, sırtını Boğaz'a verirdi. Biz de hem müzisyenlere hem de canım İstanbul'a bakıyor olurduk; The Beatles'ı, Marvin Gaye'i, Zeki Müren'i izlerken..."
MELİS DANİŞMEND (MÜZİSYEN):
"Her ne kadar hologramın Seattle ruhuyla bağdaşmayacağını düşünsem de, Layne Staley'li Alice in Chains'i izlemek isterdim. Eski kadrosuyla canlı izleyemediğime üzüldüğüm grupların başında gelir."