Giriş Tarihi: 13.05.2012

Muhafazakarların sinemaya gitme alışkanlığı yok

Geçtiğimiz günlerde vizyona giren Ateşin Düştüğü Yer filminin yönetmeni İsmail Güneş hem sinema dünyasını hem de muhafazakar kesimi yakından tanıyor. Sinema camiasının kendisini dışladığını söyleyen Güneş, muhafazakar kesime de sitem ediyor: "Filmlerimi izlemeyerek bana zarar veriyorlar"

Yönetmen İsmail Güneş, 25 yıldan uzun süredir sinema dünyasının içerisinde. "Sinemanın ötekisiyim," diyor. Sinemaya yaklaşımı ve dünya görüşü nedeniyle dışlandığını düşünüyor. Ama artık bu önyargılardan sıkılmış. Kadın cinayetlerini konu alan, ki en iyi filmi, Ateşin Düştüğü Yer'in Antalya Film Festivali'ne seçilmemesi karşısında, insan gerçekten bu önyargı iddiasına hak vermiyor değil. Ama zaten bugünlerde muhafazakar sanat ve sinema tartışmaları nedeniyle önyargılar havada uçuşuyor. Sinema dünyasını yakından tanıyan muhafazakar yönetmen Güneş'le hem filmini, hem son dönemdeki tartışmaları konuşmak bunun için önemliydi. Güneş, sağ kesimin sanat ve sinema algısını, çıkmazlarını anlattı. Milli sinemaya ilişkin, tartışma çıkaracak itirazlarda bulundu. Bir nevi özeleştiri olan bu açıklamaların yanı sıra "Birbirimizi anlamalıyız. Bir kere şu çatışmacı kültürden kurtulmalıyız. Buradan bir yere gidemeyiz. Biz sanatçıların, yazarların, sinemacıların bu çatışmadan kurtulmak için bir çaba ortaya koymamız gerek," diyerek makul bir yöntem de önerdi.
- Ateşin Düştüğü Yer, bir gazete haberinden yola çıkıyor. Neydi bu haberde dikkatinizi çeken?
- Kısa bir haberdi. Bir baba ve anne, kızlarının kalbindeki kist nedeniyle onu hastaneye kaldırıyor. Aile, ameliyat için varını yoğunu ortaya koyuyor. Ama tedavi sürecinde kızın hamile olduğu ortaya çıkıyor. Bunun üzerine baba kızını zehirleyerek öldürüyor. 2003'te okumuştum haberi. Dikkatimi çekense bir babanın kızı için her şeyi feda etmeye hazırken, hamile olduğunu öğrenmesi sonrası onu öldürmesi... Sonuçta baba 37 yaşında ve profesyonel katil değil. Hep babanın durumunu düşündüm. Nasıl kendini ikna etti, kızı gözünün önünde ölürken pişmanlık duydu mu, ıstırap çekti mi?
- Babayı oynamak için Hakan Karahan'ı ikna etmişsiniz?
- Soğuk Oda dizisinde görüp beğenmiştim. Aradım, bir kız çıktı telefona, durumu anlattım. 'Tamam, sizi aratacağım,' dedi. Ama sonra arayan soran olmadı. 'Herhalde benimle çalışmak istemiyor,' dedim ve ikinci kez aramadım. O sırada Kenan İmirzalıoğlu'nun 'Adak gibi bir filmde oynamak istiyorum,' beyanını okudum. Ortak bir arkadaşımıza söyledim. 'Bir yemek yiyelim,' demiş. O yemeği bir türlü yiyemedik. Biz de Talat Bulut'la çalışmaya başladık. Flmi kışın çekmek istiyordum. Onun dizi çekim trafiği uymadı. Keza Erkan Petekkaya ile çalışacaktık, yine dizi nedeniyle programımız tutmadı. Bir gün rahmetli Yusuf Kurçenli'yle konuştum, Hakan Karahan'la olan durumu anlattım. Yusuf Abi, Hakan'ın iyi bir oyuncu olduğunu anlatıp, bizi buluşturdu. Senaryoyu verdim, hemen o gece okumuş. Ertesi gün arayıp 'Böyle bir senaryoyu verdiğin için çok teşekkür ederim. Ben Nişantaşı çocuğuyum, bu insanları hiç bilmem. Ama okuyunca yüreğime bir şey dokundu. Rolü verirsen oynarım,' dedi. Böylece başa dönmüş olduk.
- Filminiz Antalya'ya kabul edilmedi. Ön jüri almadı. Oysa seçkideki birkaç filmden daha iyiydi. Ne düşündünüz o zaman?
- Adana Film Festivali'ne başvuracaktık. Ama Antalya, festivali kadın teması üzerine düzenleyeceğini açıklayınca oraya başvurduk. Ön jüri seçmedi, önyargılı davrandılar. Bu tür yaklaşımlara alıştım artık. Zaten 'sinemanın ötekisi' ilan edilmişiz.
- Neden öyle düşünüyorsunuz?
- 'Sağdan sanatçı çıkmaz' diye bir düşünce var. Öyle bir şey yok. Her kesimden sanatçı çıkar. İyi sanatçı, kötü sanatçı vardır. Biz buradan bir yere varamayız. Bir örnek vereyim. Masumlar filminin yönetmeni, İtalyan Komünist Partisi'nin aktif bir üyesi olan Visconti'dir. Filmin uyarlandığı kitabın yazarı Gabriele D'Annunzio ise İtalyan faşizminin akıl babasıdır. Adam faşisttir, ama burjuvayı iyi yazmış. Visconti de onun için kitabın filmini çekmiş.


X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.