Türkiye'de her alanda hazımsızlık ve gereksiz bir hırs var
Rapçi Sagopa Kajmer medyatik değil, ama her kesimden dinleyicisi var. Gençler onun şarkı sözlerini hayat kılavuzu belliyor, albümleri çok satıyor. Son olarak Ümraniye konserinde izdiham yaşandı. Ama rap ile ilgilenmeyenler kendisinden haberdar değil. Türkiye'nin 'gizli yıldızı' Sagopa Kajmer ve kendisi gibi rapçi olan eşi Kolera, Pazar SABAH'a konuştu
- Ümraniye'deki konserden başlayalım. 'Hayranlarının aşırı sevgisi' diye yansıdı gazetelere. Tam olarak ne oldu orada?
- Sagopa: Her zamanki konserlerimden birini verdim. Sevenlerim elbet sevgilerini açığa vurmak ister. Genelde tüm konserlerim, insanların sevgisiyle ve coşkusuyla geçer. Fazlaca zorlandığımı ve sahneden kulise kendimi zar zor atabildiğimi sananlar var. Evet, kulise giderken zorluk çektim, ama bu gayet doğal ve insana haz veren bir zorluk.
Kolera: İstanbul konserleri elbette daha ateşli geçiyor. Sahnenin konumu itibariyle sahneye çıkarken ve inerken, sevenlerimize çok yakın bir yerden geçip gittik. Bu da ekstra bir coşku kattı sanıyorum... Sago'nun sahne hakimiyeti ve herkese ulaşma gayreti ateşi iyice körükledi. Medyaya ait objektiflerin orda olması konserin konuşulmasına neden oldu.
- Bu tür aşırı sevgi gösterileri konserlerde genelde yaşanır mı?
- S. K: Bizi sevenler kalpten sevdiklerinden ötürü sevgilerini belli etmek için her yolu deniyor. Muhteşem bir duygu.
- K: Bana, gösterilen sevgi aşırıymış gibi gelmiyor, sadece sevenlerimiz sevgilerini hissettirme konusunda çok başarılı! Bu bir insana hayran olup üzerini yolmak gibi bir şey değil. Bir insanı sevmek ve ona sevdiğini göstermenin ta kendisi.
- Sizi genelde gençler dinliyor. Özellikle şarkı sözleriniz, gençler için hayatı anlama kılavuzu niteliğinde. Yani öyle söylüyorlar. Bu kılavuz olma halini siz nasıl değerlendiriyorsunuz.
- S. K: Şarkılarımızda ritimsel konuşuyoruz. İlkokuldan ortaokula, liselere, üniversitelere hitap ediyoruz. Konserlerimize çok fazla genç geldiği için iştirak etmekte çekinen orta yaş grubu da var. Ben dolu dolu konuşmak istiyorum, çünkü etrafta herkes boş konuşuyor. En önemlisi ülke günden güne farklı yöne gidiyor. Tayfası şuursuz olan bir gemide yolcu olmak istemiyorum. Bizim ülkede herkes klişeleri ve rahatına gelenleri savunuyor. Ben onlardan değilim. O nedenle bir rehber olabiliyorum çoğu zaman.
- Sizi dinleyen gençlerin ortak özelliği nedir sizce? Yani sınıfsal durumlarında, eğitim düzeylerinde, hayata bakışlarında kesişim noktaları var mı?
- S. K: Bizi herkes dinliyor. Ailesi muhafazakar olan gençler de bizde güç buluyor ve onun düşüncelerini dile getirdiğimiz için bizimle yürüyor. Ailesi varlıklı olan, fakat maneviyat dahilinde ailesinden pek bir şey alamayan gençler de bizimle eksiklerini tamamlıyor. Gayrimüslimler de, devlet büyüklerinin çocukları da, sanatçılar da sanatçıların çocukları da bizi dinliyor.
- K: Çok büyük bir kesim üniversite okuyor. Aralarında ana-baba olmuş, okulu bitirmiş, hayata atılmışlar da var. Pastanın minik bir dilimi ise okul okuyamamış, ama onlar da bu durumdan çok mustarip. Şu bir gerçek ki, bizim aramızda fazla asi insan yok; çoğu ılımlı, davetkar, dost canlısı, yardımsever kişiler... Örneğin Gaziantep'te bir konser olur, bizim kızlar gider, orada yaşayan kızların evinde kalır. Beyler de aynı şekilde. Hatırı sayılır bir kesim bizimle beraber her konsere geliyor.
- SABAH'ta Mevlüt Tezel de yazdı; sizi medyada sık görmüyoruz. Bu sizin tercihiniz mi yoksa medya bir şeyleri kaçırıyor mu?
- S. K: Bu tamamen bizim tercihimiz. Medyada görünmek de güzel. Mesela şu an röportaj yapıyoruz, insanlarla paylaşacağız, harika bir olay. Kimisi de etrafta laflar çıkarıyor: 'Kendilerine teklif gelmiyor da ondan medyada görünmüyorlar,' diye. Halbuki o kadar çok teklifi geri çeviriyorum ki, beni fazlasıyla egolu sanacaklar diye korkuyorum. İstediğim şeyi yapmak istiyorum. İstediğim yerlerde görünmek istiyorum. Kaliteme güveniyorum, kaliteli işler arıyorum. Dikkatli olmalıyım bu konuda.
- K: Aslında Sago 'Ben programlara, programlar da bana uyumsuz,' diyerek bu konuya son noktayı koymuştu. İlla da görünmeyelim, programlara katılmayalım gibi bir durum söz konusu değil, kendimizi rahat hissedeceğimiz ve ortamına yakışabileceğimiz programlara elimizden geldiğince katılıyoruz.
- Türkiye'de bir kesim ne rapten ve ne bu türe ait müzikten, ne de müziğin kültüründen haberdar. Sizce bunun sebebi nedir?
- S. K: Türkiye burası. Burada insanlar belli şeylerden haberdar. Her şeyden haberdar olmalarını da bekleyemeyiz. Bu ülkede insanlar kötü şarkılarla oyalanıyor; saçma sözler, saçma insanlar, saçma bir müzik... Şimdi insanlar müziğe para vermiyor. İnternetten parasız indirmek varken gerek duymuyorlar. İnternet var oldukça insanlar müzikten para kazanamaz, sadece müziklerini duyurabilirler. İstediğin kadar müziğini duyur, ama ilk önce aç karnını doyur! 2012 yılında Türkiye hâlâ rapi bilmeyenlerle yahut yanlış bilenlerle dolu. Umurumda mı? Hayır değil.
- K: Ben artık Türkiye'nin en azından rapin nasıl bir şey olduğunu bildiğine inanıyorum. Reklamlarda, dizilerde her yerde rap esintileri var, her ne kadar kalitesiz yapılmışı da olsa rap her yerde kullanılıyor. Hal böyle olunca insanlar da rapi kalitesiz müzik olarak tanıdı. Bu hataya halk düşebilir ama TV'de program yapanlar ya da jürilik yapanlar düşmemeli.
EN SON HABERLER
- 1 Dünyanın tüm öğrencileri İsrail’e karşı ayakta
- 2 Aşk ile dönenlerin sırra erenlerin dergahı
- 3 Hayatın akışına güven yeni başlangıçlara açık ol
- 4 Diyarbakır’a turistler akın ediyor
- 5 Lüks modanın etikle imtihanı
- 6 11 yılda ülkeyi saran bisiklet turu
- 7 Gençler ‘Sağlıklıysam, mutluyum’ diyor
- 8 Duyarsız kalmam düşünülemez
- 9 Rallici annenin co-pilot kızı
- 10 ATM Dubai’de gurur verici bir gösteri