Pazar 05.08.2012

Cariyelerden ağalara Osmanlı modası

Gezgin çizer Octavien Dalvimart'ın 1798'de İstanbul'da çizdiği 60 renkli resimle hazırlanan ve ilk basımı Londra'da yapılan Costume of Turkey (Osmanlı Kostümleri) adlı kitap, 210 yıl sonra Türkçeye kazandırıldı. Kitapta İngilizce ve Fransızca metinler de var

Octavıen Dalvimart, henüz fotoğraf makinesinin olmadığı bir dönemde, gördüklerini resme aktarıp, kendisi gibi meraklı başka gezginlerin kaynaklarından yararlanarak her çizim için ayrı ayrı metinler yazmasaydı, ilk baskısı 1802'de Londra'da yapılan Costume of Turkey (Osmanlı Kostümleri) adlı kitap ortaya çıkmayacaktı. 18. yüzyılda, II. Selim'in hükümdarlığının sürdüğü, Batılılaşma çabalarının hızlandırıldığı döneme ait 60 renkli gravüre eklenen açıklamalarla hazırlanan Osmanlı Kostümleri adlı kitap, özgün baskıdaki İngilizce ve Fransızca metinlere sadık kalınarak ilk kez Ali Berktay'ın çevirisiyle Türkçede yayımlandı. Başka ülkelerin kıyafet albümlerini de hazırlayan Dalvimart'ın 1798'de İstanbul'da çizdiği, 1'den 60'a kadar levha olarak ayrılan ve her biri isimlendirilen resimler kızlar ağasıyla başlıyor, cariyeler, kapıcıbaşları, yeniçeri kepçecisiyle devam ediyor. Özetle kitapta saray halkından askerlere, erkeklerden kadınlara toplumun hemen her kesiminden kıyafetler yer alıyor. Bu açıdan kitabı, yalnızca bir dönemin kıyafet tarzı hakkında bilgi veren bir kaynak olmanın dışında, Osmanlı tebaası altındaki Rum, Yahudi, Ermeni, Boşnak, Bedevi ve Arnavut gibi çeşitli halkların yaşamı hakkında renkli portreler sunan bir gözlem olarak değerlendirmek de mümkün.
ÜNLÜ GEZGİNLERİN BİLGİLERİ YER ALIYOR
Resimlerin yanındaki bilgiler, ilk baskının önsözünde de belirtildiği gibi, 17. ve 18. yüzyılda D'Ohsson, D'Herbelot, Dallaway, Olivier, Tott, Montague ve Tournefort gibi gezginlerin seyahatnamelerinden derlenmiş. 18. yüzyılın kıyafet ve dokuma kültürüne ait görsel belgelerle hazırlanan eserin Türkçesi Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları ile Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası'nın yayımlandı. Aslına sadık kalınarak 200 gramlık özel kağıda basılan 264 sayfalık kitap, özgün baskısıyla aynı boyutta, yaldız baskılı özel ciltli ve kenar yaldızlı olarak hazırlandı.
ODALIK YAHUT CARİYE
"Ahalisinin büyük bölümünü bu kadınların oluşturduğu saray, uçsuz bucaksız bir sahaya belli bir düzen dahilinde inşa edilmemiş yapılardan meydana gelen bir yapıdır ve en az altı bin kişi barındırır. Bu insanların büyük bölümü şehirde ikamet eder ve sadece gündüzleri saraya gelirler."
KAPICIBAŞLARI
"Bu levhada görülen, merasim giysileri zengin ipeklilerden biçilmiş, yenleri ve yakaları kıymetli kürklerle kaplanmış, başlarında da birer tığ bulunan zabitlere kapıcıbaşı denir. Bunlar padişahın hususi hizmetlileridir. Hükümdar emrettiğinde yay kirişini getirme şerefi onlara aittir."
SARAY MÜZİSYENİ
"...Bu portrede, saray çalgıcılarından biri mutat kıyafetiyle görülüyor. Çaldığı aletin (tambur) zamane lirine veya İspanyol gitarına benzemekle beraber, İspanyol gitarından daha az teli ve söz konusu her iki aletten de daha uzun bir sapı vardır."
MARMARA ADALI RUM KADINI
"Adalar (Ege) ve Marmara denizlerinin çeşitli adalarında ikamet eden Rum kadınların çoğunun zamane kıyafetleri genellikle çok şıktır ve onlara çok yakışır. Burada Marmara Adası sakinlerinden, yanında çocuğuyla birlikte bir kadının çok göz okşayıcı ve çarpıcı biçimde tasvir edilmiş portresini sunuyoruz."
HAREM KALFASI
"Saray duvarlarının ardında, hele ki padişah ailesinin ve kadınlarının ikamet ettiği harem denen kısımda, nizamı korumak ve kavgaları engellemek kolay değildir. Aynı yere kapatılmış ve süslenip püslenip hükümdar efendilerinin gözüne girmeye çalışmaktan başka yapacak işi olmayan çok sayıda kadını zaptedebilmek için ziyadesiyle otoriter olunması elzemdir. Bu levhaya konu olan hanımın işi nizamı korumak ve lazım geldiğinde cariyeleri cezalandırmaktır."
SİLAHTAR AĞA
"Padişahın tahta çıkışı münasebetiyle düzenlenen ve On Dördüncü Levha'da kısa bir özetini verdiğimiz cülûs merasiminde en önemli görevlerden biri silahtar ağaya düşer. ... Silahtar ağanın üzerinde sırma işli muhteşem bir giysi vardır ve Türklerde bedene oturan hemen hemen tek kıyafet budur. Bu ağa, Eyüb'e gelinceye kadar hünkârın kılıcını (sağ) omzunda taşır."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.