Giriş Tarihi: 26.8.2012

'Beyaz Türk'ün esmer kızı

'Beyaz Türk' sayılabilecek bir babanın evladı olan esmer güzeli Bergüzar Korel, atv'nin yeni dizisi Karadayı'da savcı rolüyle karşımıza çıkacak. Bu, son yıllarda imajı biraz yıpranan savcılık kurumu için iyi bir PR çalışması olabilir.

Türk sinemasının, avantür film afişlerinde elinde silahıyla arz-ı endam eyleyen pos bıyıklı, uzun boylu, yakışıklı jönü; genetik mirasını hakkıyla taşıyan uzun boylu, güzel kızının "Ben de oyuncu olacağım," yollu ısrarlı taleplerine yıllarca direndi. Baba, Galatasaray Lisesi mezunu olduğu için bir 'Beyaz Türk'tü. Bununla birlikte sınıfı ile pek bağdaşmayacak şekilde filmlerinde canlandırdığı karakterler gibi biraz 'maço'ydu. Aileyi, liberal sayılamayacak bir siyasetle, bir tür Mustafa Kemal Atatürk otoriterliğiyle yönetmiş, genelde de dediğini yaptırmasını bilmişti. Ne var ki küçük kızının, kendisinin ve annesinin izinden gidip, oyuncu olma isteğine sonunda boyun eğmek zorunda kaldı. Yeşilçam'ın 'Beyaz Yılmaz Güney'i Tanju Korel'in esmer güzeli kızı Bergüzar Korel, oyunculuğa babasının zoraki rızasıyla adım attı.
BİNBİR GECE'DE YILDIZI PARLADI
Bergüzar Korel'in annesi Hülya Darcan da bir oyuncuydu. Tanju Korel ve Hülya Darcan, 20 Nisan 1974'te evlenmişlerdi. 1975'te ilk kızları Zeynep doğdu, 1982'de de Bergüzar… Bir kaynağa göre Korel'in doğum günü 27 Ağustos, yani yarın. Bir başka kaynakta ise 2 Eylül doğumlu olarak görünüyor. O da yakın bir tarih. Her iki durumda da Korel'in doğum gününü şimdiden kutlarız. Üç Boyutlu Portre'nin bu haftaki konuğu Bergüzar Korel'in çocukluğu İstanbul'un ultra-lüks semtlerinden Ulus'ta geçti. Korel, Nilüfer Hatun İlköğretim Okulu'nu ve Yıldız Koleji'ni bitirdi. Uzun boylu pek çok Türk kızı gibi o da ilk gençliğinde voleybol oynadı. Babasından oyuncu olma iznini alınca Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'na girdi. İlk olarak, henüz 16 yaşındayken, senaryosunu babasının yazdığı Kırık Hayatlar adlı dizi filmde oynadı. 2005 yılında babasının ölümünden dakikalar önce gelen telefonla Kurtlar Vadisi Irak filminde Leyla karakterini canlandırmak için teklif aldı. Babası ölüm döşeğindeyken gelen bu teklife ilkin pek sıcak bakmadı, ama annesinin ısrarları üzerine ikna oldu. Sinema açısından filmografisi pek zengin olmayan Korel'in (Kurtlar Vadisi Irak dışında sadece Aşk Geliyorum Demez adlı sinema filminde oynadı.) şimdiye kadarki kariyerinin şahikası Binbir Gece dizisinde rol aldığı dönem. Korel, 2006 yılının en çok reyting alan dizisi olan Binbir Gece'de çocuğunun tedavi masraflarını ödemek için patronundan yüklü bir meblağ karşılığında birlikte olma teklifi alan Şehrazat Evliyaoğlu'nu canlandırdı. Binbir Gece; Yunanistan, Sırbistan, Hırvatistan, Slovenya, Bosna Hersek, Lübnan ve Kuveyt gibi ülkelerde geniş bir izleyici kitlesine ulaştı. Bir başka deyişle Binbir Gece, Ortadoğu ve Balkanlar'ın en çok izlenen Türk dizilerinden biri, belki de birincisi oldu. Bergüzar Korel, eşi Halit Ergenç'le Binbir Gece dizisinin çekimleri sırasında yakınlaştı. 2009'da Boğaz'a nazır Hotel Les Ottomans'da dünya evine girdiler. Ali adında bir oğulları oldu, ikinciyi de düşündükleri magazin mahfillerinde dillendiriliyor. Eşiyle dizi setinde yakınlaştığı için Korel'in, Halit Ergenç'in Muhteşem Yüzyıl'da rol icabı da olsa kadınlarla fazla 'içli dışlı' olmasından rahatsız olduğu rivayet ediliyor. Ergenç'in ise cihan sultanı ve harem sahibi padişah rolünden şekvacı olduğu pek söylenemez!
ÖZEL YETKİLİ OLMASIN DA!
Bergüzar Korel'in Binbir Gece'den sonra rol aldığı Bitmeyen Şarkı da 2010-2011 döneminin sevilen dizilerinden biriydi. Korel, bu dizide bir tecavüzle hamile kaldıktan sonra doğurduğu çocuğunu bulmaya çalışan ve bu arada kendisine âşık olan adamın peşinden giden pavyon şarkıcısı Feraye'yi canlandırdı. Dizinin senaryosuna göre çocuk değil, anne 'gayri meşru'ydu. Çünkü çocuk, yasal olmayan yollardan zengin bir ailenin eline geçmişti ve o ailenin tek varisiydi. Feraye ise bir pavyon şarkıcısı olduğu için oğlu tarafından bile 'kötü kadın' olarak görülüyordu. Ancak dizinin sonunda hem çocuğunun, hem de toplumun gözünde meşrulaşacaktı. Bir yılı aşkın bir süredir Monica Terese (Muhteşem Yüzyıl) rolü sayılmazsa evde çocuk büyütmekle meşgul olan Bergüzar Korel, bu sezon atv'deki iddialı yapımlarından olan Karadayı ile ekranlara dönüyor. Korel, bu dizide Kenan İmirzalıoğlu'nun âşık olduğu bir savcıyı canlandıracak. Korel'in hangi rolde oynayacağını öğrenince insanın "Aman özel yetkili olmasın da!" diyesi geliyor. Ay Yapım'ın yapımcılığını üstlendiği Karadayı'nın senaryosunu Sema Ergenekon ve Eylem Canpolat yazıyor. Ergenekon soyadı ve savcı deyince insanın aklına ister istemez özel yetkili savcılar ve Silivri geliyor. Renkli kişiliğiyle tanınan Silivri sakini 'celebrity' avcısı Yalçın Küçük, "Türkiye demokrasiyse ben de Bergüzarım," demişti. Hatta Korel için nezaketsiz bir biçimde "Bu kız inek gibi bakıyor," da demişti. Demek ki Korel'e hayranlığı var. Belli bir yaştan sonra bütün libidinal etkinlikler yalnızca konuşma yoluyla yapıldığı için(!) yaşı epey ilerlemiş Küçük'ün de Korel hakkında konuşması şaşırtıcı değil. Yalçın Küçük eğer Silivri'de yatmasaydı hayranı olduğu Korel'in rol alacağı dizide herhalde oynamak isterdi! Farzımuhal senaryo gereği hiç olmazsa sevdiği biri tarafından cezaevine gönderilirdi! İşin mizahi yanı bir tarafa Korel'in yeni rolü, özel yetkili savcılıkların kimi uygulamalarından ötürü imajı yıpranan savcılık müessesesinin eski imajına kavuşmasına yardımcı olabilir.
'ALTIN ÇOCUK' BERGÜZAR
Ailesinin altın çocuğu Bergüzar Korel, kesinlikle başarılı biri. Oyuncu olmak istiyordu, oldu. Oyunculukta babası pek istemese de marka değeri yüksek Korel soyadından yararlanmak istiyordu, yararlandı. Her kadın gibi iyi bir eşle evlenmek ve çocuk sahibi olmak istiyordu, oldu. Daha ne olsun! Bu başarıda Korel'in kabiliyeti mi yoksa şansı mı daha büyük rol oynadı diye sorulsa muhtemelen pek çokları 'şans' diye cevap verecektir. Bunun nedenini mafyadaki kariyer hikâyelerini göz önüne alarak açıklayalım. Mafya öykülerinde bize hep babalar ve onların tehlikeli, ama şatafatlı hayatları gösterilir. Oysa çok daha cesur, daha iyi silah kullanan ve 'baba' olmayı daha çok hak edenler de olmuştur, ama biz onları görmeyiz. Zira bir pusuda öldürülmüşlerdir. Darwin'in doğal seçilim teorisi biraz adaletsizce işlemiştir. Mafya âlemindeki doğal seçilim kuralları celebrity âleminde de geçerli. Biz kaybedenleri değil, yalnızca kazananları görüyoruz. Korel de ailesinden devraldığı mirası iyi değerlendirip başarıya ulaşmış biri. Tanju Korel'in kızı olduğu için Bergüzar Korel de bir 'Beyaz Türk'. En azından, her fırsatta "Ben Beyaz Türk'üm" diyen Ertuğrul Özkök'ten daha beyaz olduğu muhakkak. Öte yandan tanınmış bir aileden gelmenin dezavantajları da var tabii. Mesela Tanju Korel ve Hülya Darcan çiftinin kızı olduğu Korel hakkında söylenen belki de ilk şey. (Hâlbuki misal Yılmaz Güney için kimse Hamit Pütün'ün oğlu demiyor.) Kimliğinizin anne-babanız üzerinden tanımlanması pek iyi bir şey değil. Kuvvetle muhtemel Bergüzar Korel ve Halit Ergenç'in oğlu Ali Ergenç de ileride anne-babasının şöhreti üzerinden tanımlanacak. Bu, ancak çocuklardan birinin ailenin kültürel mirasını reddetmesiyle son bulabilecek paradoksal bir gelenek. Ve her paradoks gibi içinde bir trajedi de barındırıyor.

ŞARK'A ÖZGÜ, TANIDIK BİR GÜZELLİĞİ VAR
Bergüzar Korel sima olarak annesi Hülya Darcan'a benziyor. Öyle ki Korel'in anne ve babasının birlikte oynadığı Dudaktan Silaha adlı filmde Darcan'ı, 'siyah-beyaz filmde oynamış kısa boylu Bergüzar Korel' olarak nitelendirmek mümkün. Ata binmek, playstation oynamak, piyano çalmak ve kick box yapmak gibi birbiriyle uyumsuz hobileri olan Korel, boyunu bosunu da neredeyse iki metre boyundaki babasından almış. Korel'in boyu 1,82 cm. Bu yüzden babası gibi uzun boylu insanlarla sık sık yan yana duran bir insan olmadığı için (Malum, ondan uzun erkek Türkiye'de nadir bulunur!) topuklu ayakkabı giymeyi pek tercih etmiyor. Oryantalist bir bakışla Korel'in Doğu'ya, sözgelimi Acem toprağına özgü bir havası olduğu söylenebilir. Zaten ismi de Farsça'da yadigâr anlamına geliyor. Doğudan izler taşıyan Batılı görünümüne sahip olmak Monica Bellucci ile ortak yönü. Ama fiziksel olarak benzediği oyuncu, David Lynch'in başyapıtı Mulholland Drive'da şizofren eşcinsel Betty karakterinin alter egosunu temsil eden Laura Elena Harring. Korel'in güzelliği 'sıradışı' bir güzellik değil. Özellikle Türkiye insanı için tanıdık bir siması var. Bu yüzden güzelliğinin 'arketipsel' olduğu da söylenebilir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.