Cumhuriyet'in icraatçı arısı
Ölüm nedeniyle ilgili kuşkulardan ötürü kabri açılacak olan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, partisi ANAP'ın amblemindeki arı gibi çalışkandı. Ama Türkiye, aynı amblemdeki altıgen petekler gibi kusursuz değil.
Kürsüde yapmacık bir hitabetle değil, icraatçı adamlara özgü doğallıkla konuşan 'hedef'e son kez baktı. Sonra belindeki silahı süratle çekip, iki kez ateşledi. Namludan 7,65 mm. çapında iki mermi fırladı. Biri hedefin başparmağına isabet etti, diğeriyse kürsüdeki mikrofona…
Hedef -Türkiye Cumhuriyeti'nin 19. Başbakanı ve Anavatan Partisi (ANAP) Genel Başkanı Turgut Özal- silah seslerini duyunca eğildiği kürsüden dakikalar sonra doğruldu. Akan kanla kızıla boyanmış başparmağını bir mendille iyice sardıktan sonra "Allah'ın verdiği ömrü onun isteğinden başka alacak yoktur," dedi. ANAP 2. Olağan Kongresi'nin yapıldığı salon alkışlarla inledi. Yerde komando gibi yuvarlanırken korumalar tarafından yakalanan suikastçı Kartal Demirağ ise salondan götürüldü.
18 Haziran 1988 tarihinde vuku bulan bu suikast girişimi, hiçbir zaman tam anlamıyla aydınlatılamazken Özal, dört yıl sonra Cumhurbaşkanlığı döneminde -Papa 2. Jean Paul'ün, suikastçısı Mehmet Ali Ağca'yı affetmesi gibi- Demirağ'ı affetti. Demirağ, 16 Nisan 1992 günü tahliye oldu. Tam 366 gün sonra, bizim kuşağın mensuplarının Öğrenci Seçme Sınavı'na (ÖSS) girmeye hazırlandığı hafta, 17 Nisan 1993'te Turgut Özal'ın âni bir kalp krizi neticesinde hayatını kaybettiği açıklandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararı doğrultusunda kesin ölüm nedenini anlamak için mezarının açılmasına karar verilen Özal, Köşk'te fenalaştıktan sonra 1970 model Mercedes marka donanımsız bir ambulansla hastaneye taşınmıştı. Sonradan aracı 1000 dolara satın alan koleksiyoncunun betimlemesine göre üzerinde Kızılay işareti olmasa ambulanstan çok cenaze arabasına benzeyen araç, Özal için gerçekten de bir 'cenaze aracı' olmuştu.
MUAMMAYI, DOKULAR AYDINLATACAK
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talimatıyla 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın şüpheli ölümünü araştıran Devlet Denetleme Kurulu (DDK), Özal'ın, ölümünden önce taşındığı ambulansın yetersizliğini tespit etmekle kalmadı, Özal'a otopsi yapılmamasını 'akıl tutulması' olarak yorumladı.
Geçtiğimiz hafta bir kısmı açıklanan rapora göre Özal'ın vefatında âni kalp ölümü olasılığı, tamamen dışlanamamakla birlikte uzak bir ihtimal idi. Bazı bulgular ölüm nedeni olarak organofosfat zehirlenmesini akla getiriyordu.
Ölüm nedeni, raporlarda koroner arter hastalığı ve kardiyak arrest olarak gösterilmişti. Özal daha önce by-pass ameliyatı geçirmişti ama bilinen bir kalp damarı tıkanıklığı rahatsızlığı yoktu. Kalbin pompalama işlevinin bitmesi anlamına gelen kardiyak arrest ise trafik kazalarında ölenler için hazırlanan ölüm raporlarında bile sıklıkla rastlanan çok genel bir ölüm nedeni. Dolayısıyla açıklayıcı değil.
DDK raporunda, iki defa talep edilmesine rağmen Özal ailesinin merhum Özal'ın ölümüyle ilgili bilgi ve belge vermekten imtina ettiği de belirtiliyor. Özal'ın ölümüyle ilgili soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın da talep ettiği bu bilgi ve belgelerin yanı sıra aile, Özal'a ait saç kıllarını vermeyi de bilinmeyen bir sebeple reddetmiş.
Sonuç olarak DDK raporu, kamuoyunda Özal'ın kesin ölüm nedeninin anlaşılması için feth-i kabir, yani kabir açma işlemi sonucunda mezardan bulgu alınmasını salık veriyor. Savcılık da bu tavsiyeyi yerinde buldu ve Özal'ın kabrinin açılmasına karar verdi.
Mezardan çıkarılacak saç teli, tırnak, diş ve kemik gibi çürümeye daha dayanıklı dokular ile topraktan ve kefen bezinden alınacak numuneler üzerinde yapılacak incelemenin Özal'ın kesin ölüm sebebini aydınlatması bekleniyor. Ancak Turgut Özal'ın eşi Semra Özal ile çocukları Ahmet, Zeynep ve Efe Özal kabrin açılmasına "Ölüyü rahat bırakma," ilkesini gerekçe göstererek sıcak bakmıyorlar.
EN SON HABERLER
- 1 Duyarsız kalmam düşünülemez
- 2 Rallici annenin co-pilot kızı
- 3 ATM Dubai’de gurur verici bir gösteri
- 4 Fedakarlığın adı anne
- 5 Futbola devam etseydim kesin GS’de oynardım
- 6 Daha az tüketmeye mecburuz
- 7 Gerçekleri sanki efsanelermiş gibi yazdım
- 8 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 9 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 10 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var