Atölyemde yoruluyorum, sokakta dinleniyorum
Uzun yıllar Japonya'da yaşadıktan sonra şimdi İstanbul- Japonya arasında gidip gelen ressam Günseli Kato'ya 24 saat yetmiyor. Birkaç saat uyuyan sanatçı, geceleri resim yapıyor
MAHALLE KAFELERİNDE SOSYALLEŞİRİM
Genellikle sabahları düşünme ve hazırlık safhasıdır, resme gece başlanır. Tabii telefon seanslarım da az değil. Aranmak ve aramak, ikisinin de ölçeği aynı. Dostlarımı hiç ihmal etmem, onlardan da haberdar olmak gibi bir merakım var. Annem ve kardeşlerimle günde en aşağı beş kere sohbet ederiz. Evde yemek hiç pişmez. Sadece siyah, yeşil, Japon ve Çin çaylarıyla kahve mutlaka vardır. Hiç abur cubur yemem. Nişantaşı Topağacı'nda oturuyorum. Çok acıkırsam çevrede çok güzel kahveler var, onlara giderim. Birinin adı Mahalle, diğerinin ise Divine. Bu kahvelerin ikisi de sosyal hayatımın bir parçası. Çünkü mahallede yaşayanların, okur yazarların, ressamların, enteresan insanların buluştuğu bir nokta. Gittiğinizde birinin masasına oturup sohbet edebiliyorsunuz. Çok özlediğimiz ama dışarılarda bulamadığımız o eski güzel insanların buluştuğu bir nokta haline geldi Topağacı'ndaki kafeler... Müdavimleri arasında da Cem Mumcu, ressam Argun Okumuşoğlu gibi isimler vardır. Topağacı'ndan aşağıya Ihlamur Kasrı'na doğru yürürken, Beşiktaş pazarının karşısında Kek House'un da kahve ve kekleri çok meşhur. Bütün dizi oyuncularını orada görebilirsiniz.
ÜSKÜDAR'DA NAKKAŞHANEYE UĞRARIM
Beşiktaş'tan Üsküdar İskelesi'ne yürümek çok büyük bir keyif. Galiba ben halkın içinde yaşamayı seviyorum. Anneme giderken motora binip karşıya geçiyorum. Motorda bana o kadar garip bakıyorlar ki. Ben şöhretli değilim ama tanınır biriyim. Öyle laflar ediyorlar ki... Örneğin "Sizi halkın arasında görmekten çok mutlu oluyoruz," diyorlar. Çünkü sanatçılar da halk tarafından tabulaştırılmış. Bu insanları çok mutlu ediyor. Bu yolculukta, halkın arasında, Beşiktaş çarşısında dolaşmak ya da Beyoğlu'na çıkmak beni dinlendiriyor. Üsküdar'a geçince de bazen Valide-i Atik Camisi, nakkaşhaneye uğrarım. Üsküdar, kadın sultanların mekanı olduğu için enerjisi iyi gelir. Kapalı alışveriş merkezlerini sevmem. Yeni yerler yerine yaşanmışlığı olan mekanlar beni çeker. Büyük marketlerden değil de mahalledeki bakkal ve manavdan alışveriş yapmak beni mutlu eder. En kötü alışveriş kitapçılar, bütün paramı bıraktığım yer. Sanat kitapları gözümün önünde olmalı, kitaba dokunmam, görmem lazım. Cuma akşamları TV'de programım olduğu için öğleden itibaren vakti kendime ayırıyorum. Haftada bir gün bakım yapıyorum.
GECEYARISI KIZIMLA SKYPE'TA DEDİKODUYA BAŞLARIZ
Ben atölyede yoruluyorum, sokağa çıktığım zaman halkın arasında dinleniyorum. Resim devamlı hayatımın içinde. Önümüzdeki bir buçuk ay içinde iki sergi yapacağım. 24 saat, 48 saat olsun istiyorum, hiç uyumuyorum ama elim de kafam da çabuktur. Bir yandan dizi seyrederim, bir yandan resim yaparım, bir yandan da tweetlere bakarım. Sanatla ilgili etkinlikleri, özellikle Sabancı'daki İstanbul Modern ve Pera Müzesi'ndeki açılışları, sergileri takip ederim. Sinemaya hiç gitmem çünkü panik atağım tutar, kapalı ve havasız ortamda sinema izleyemem. Aslında filmi oturarak değil, mutlaka bir şey yaparken izlerim. Gece saat 24.00'ten sonra da skype'la kızımla görüşme, dedikodu yapma saatim başlar. Kızım dört yıldır Lahey'de güzel sanatlar fakültesinde okuyor. Resim okuyor, ama müzik de yapıyor, piyano çalıyor, şarkı söylüyor. Kızımla internetten birbirimize yaptığımız işleri gösteririz. Tabii hayatımda bir de sosyal medya var. Aynı anda beş işi birden yapabildiğim için bir yandan tweetlere bakıyorum, resim gönderiyorum, mesaj yazıyorum. Twitter'ı 24 saat takip ediyorum.
EN SON HABERLER
- 1 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 2 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 3 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 4 Moda, kadın sporcuların peşinde
- 5 Atalarının mirasını fotoğrafla yaşatıyor
- 6 Spora başlamadan tak saatini koluna
- 7 Modern dilencilik
- 8 Toplumun size biçtiği rollerin ötesine geçebilirsiniz
- 9 Çocukları ‘yetişkin olmayan’ anne-babalar büyütüyor
- 10 Eskiden kupayı bölüşürlerdi