Son Güncelleme: Pazar 28.10.2012
Tek Allah'ın kulu olduğumuzu hatırlama zamanı
Hepsi T.C. vatandaşı. İçlerinde papaz ve imamın da olduğu Medeniyetler Korosu, 29 Ekim'de Antakya'da barış için yürüyecek
Bir hedefimiz var: Gün gelecek herkes Medeniyetler Korosu'nun üyesi olacak. Bölgemizde ve Ortadoğu'da akan kanın bir an önce durmasını istiyoruz.
Varlığımız çok net. 29 Ekim'de Cumhuriyet ilan edilmemiş olsaydı, bugün Medeniyetler Korosu olmayacaktı. O yüzden bütün ülkenin bu bayrama, bütün değerleriyle sahip çıkmasını istiyoruz.
130 kişiden oluşan koromuzda herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Ve vatandaşlık haklarını doğumdan kazanıyorlar. Bu ülkeye başka bir yerden gelip vatandaş olmamışlar. Yahudi, Ermeni, Alevi, Ortodoks, Sünni, her mezhep, her din ve meslekten üyemiz, 2007'den bu yana gönüllü olarak Medeniyetler Korosu'nda şarkı söylüyor.
Medeniyetler Korosu Kurucu Başkanı ve Şefi Yılmaz Özfırat:
Bizim varlık sebebimiz Cumhuriyet!
- Yarın Medeniyetler Korosu olarak Antakya'da 29 Ekim kortejinde, tam kadro en önde yürüme kararı aldınız. Neden?
- Valiliğimizin önderliğinde yapılan bu kortejde yürümek, en büyük arzumuzdu. Çünkü varlığımız çok nettir. 29 Ekim'de Cumhuriyet ilan edilmemiş olsaydı, bugün Medeniyetler Korosu olmayacaktı. O yüzden bütün ülkenin bu bayrama, bütün değerleriyle sahip çıkmasını istiyoruz. O kadar karışık, renkli ve çeşitliyiz ki, aynı Antakya gibi. Aramızda üç dinin mensupları var. Aralarında imamımız, papazımız, rahibemiz var. Her dinden, etnik kimlikten şarkı söyleyen ve bunu bir misyon olarak gönüllü yapan arkadaşlarımızla birlikte dünyaya Asi'nin bu tarafından barış mesajı vermek istedik. 'Çoğunluğun azınlığa müsaade etmemesi,' diye bir sıkıntımız var. Oysa tüm Türkiye'ye eşdeğer vatandaş bilincini yaymamız lazım. Hepimiz bu Cumhuriyet'in çocuklarıyız. Hep diyoruz ya 'Bugün Allah için ne yaptın?' Biz bugün Allah için insanlığı tekrar doğruya, barışa, hoşgörüye davet ediyoruz.
- Bir gün Suriye'de de konser verebilir misiniz?
- Tabii ki. Biz şu an akan kandan çok rahatsızız. Hangi taraftan olursa olsun, öldürülen insanoğludur. Yani ona muhalif, buna yandaş diyemezsiniz. Suriye'nin damarları Osmanlı'ya dayanıyor. Zaman içinde bir kısım insan orada kalmış, bir kısım da burada. Ermenilerle de aynı. Bir kısmı Ermenistan'a göçmüş, bir kısmı burada kalmış. Korodaki arkadaşlarımızın bazılarının akrabaları var Suriye'de. Hayatlarından endişe ediyorlar. Biz Allah'ın yarattığını Allah'tan başka hiç kimsenin canının almaması gerektiğine inanan bir toplumuz. Akan kan, sonuçta bizden de akıyor. Böyle bakıyoruz olaya. Suriye'de bir an önce konser vermek istiyoruz. Yine Gazze Şeridi'nde, İsrail'de, dünyanın neresinde bir dini, etnik savaş varsa orada olmak, müziğimiz yoluyla barış mesajı yaymak istiyoruz. İnsanlar bunu görsünler 'Bakın Türkiye bunu başarıyor, siz de başarabilirsiniz,' demek istiyoruz. 2012 Nobel Barış Ödülü'nün 231 resmi adayı vardı, bunlardan biri de bizdik. 2012 Nobel Barış Ödülü adaylarından biri olarak gösterilmek bizi mutlu etti. Washington Büyükelçimiz Namık Tan'ın davetlisi olarak ABD'ye gidiyoruz, 25 Kasım'da Amerikan Kongresi'nde bir konser vereceğiz.
HATAY'IN MARKASI HOŞGÖRÜSÜDÜR
- Medeniyetler Korosu nasıl kuruldu?
- Hatay'ın markası aslında hoşgörüsüdür. Dünyanın en güzel mutfağına sahiptir; içli köftesi, künefesi eşsizdir, ama bu mutfak da bu bölge insanının renkliliğinin, çeşitliliğinin ürünüdür. Bizi anlatan hoşgörüyü biz de dünyaya müzik yoluyla anlatmak istedik. Valimiz bu işin koordinatörlüğüne beni atadı. Kültür müdürlüğümüzden cemaatlerimizi öğrendik, tek tek hepsini aradık. Hatay Musevi Cemiyeti başkanı, Hatay Antakya Rum Ortodoks Kilisesi, Vakıflı Ermeni Köyü, Katolik, Ortodoks ve Alevilerle temas kurarak bu koroyu yarattık. Kim bu misyonu yaşamak ve yaşatmak istiyorsa, geldi.
- Bir imam, kilise ilahisi söyleyebiliyor. Aslında herkes birbirinin ilahisini söylüyor. Başlangıçta bu kolay oldu mu?
- İlk koro kurulduğunda herkes kendi parçasını söylüyordu. Finalde Memleketim ortak parçamızdı. Yani Katolikler, Katolik ilahisi okuyordu, Ortodokslar da Ortodoks ilahisi. Fakat bu bize ters geldi. Eğer hoşgörü ise tam bir hoşgörüye ihtiyacımız var. Hangi dinden olursak olalım, hepimiz tek bir Allah'ın kullarıyız. Artık hepimiz birbirimizin ilahisini söylüyoruz.
EN SON HABERLER
- 1 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 2 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 3 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 4 Moda, kadın sporcuların peşinde
- 5 Atalarının mirasını fotoğrafla yaşatıyor
- 6 Spora başlamadan tak saatini koluna
- 7 Modern dilencilik
- 8 Toplumun size biçtiği rollerin ötesine geçebilirsiniz
- 9 Çocukları ‘yetişkin olmayan’ anne-babalar büyütüyor
- 10 Eskiden kupayı bölüşürlerdi