Oğlum Harun, çek bi wırrap!

1 ARALIK CUMARTESİ
Yaş sofrasındaki tuğralı yemek takımında kesin Hayrünnisa Gül'ün eli var!
Cumhurbaşkanı Gül'ün YAŞ üyelerine Çankaya Köşkü'nde verdiği öğle yemeğinin fotoğraflarını görmüşsünüzdür. Çok şık bir sofra... Meğer Osmanlı Sarayı için özel üretilen, Atatürk'ün de kullandığı yemek takımıyla kurulmuş. Çiçek, üzüm ve salkım motifleriyle bezeli takımın bazı parçalarında Sultan 2. Mahmud'un tuğrası bulunuyormuş. Daha fotoğrafı gördüğüm an içimden geçti: Hayrünnisa Hanım yine ne biçim uğraşmış, titizlenmiş, depoların küflü kuytularından bulup gün ışığına çıkarmıştır, helal olsun! Haberin devamını okuyunca gördüm ki, evet tam da böyle olmuş. Hayrünnisa Gül'ün Köşk'ün depolarında bulduğu, Atatürk'ün de kullandığı yemek takımı, uzun yıllardan sonra restorasyonu yapılıp ilk defa Şura üyeleri için kullanılmış. Öncesinde dünya kadar laf söylenmişti. Ama ondan evvelki first lady'ler yan gelip otururken, Hayrünnisa Gül sadece depolarda yaptığı sondaj çalışmalarıyla ve tuttuğu kayıtlarla bile Çankaya Köşkü için bir şans oldu. Bravo valla.
2 ARALIK PAZAR
Wırrap! Erdal Beşikçioğlu ile Can Dündar ne yemiş yani?
Milliyet'in pazar ekinde birkaç haftadır iki ünlü bir restoranda buluşup yemek eşliğinde sohbet ediyor. Bize sunulan söyleşinin yanında, bir de adisyon oluyor. Anlıyoruz ki yemek bedavaya getirilmemiş, ne yenip içilmişse hesap ödenmiş. Güzel. Fakat bu haftaki Behzat Ç. & Can D. buluşmasında komik bir durum vardı. Kapak anonsunda "Oyundan sonra Gaga'ya giden Can Dündar ve Erdal Beşikçioğlu şarap eşliğinde peynir tabağı ve çeşitli börekler yediler," deniyordu. Fotoğraflarda da ikilinin önünde peynir tabağıyla karışık börek tabağı vardı. Gel gör ki iç sayfadaki adisyonda bir deve kurban etmedikleri kalmıştı! Izgara bonfileden peynirli ravioli ve 'Pattiz' kızartmasına, sangria'dan biraya uzanan bir çeşitlilik. O sayfa öbür sayfayı yalanlıyor, komik bir tutarsızlık, meğer Beşikçioğlu'nun rol arkadaşları Seda Bakan ve Ayça Eren de gelmiş. Neyse, adisyondaki asıl en ilginç taraf, "Dana etli wırrap"tı. Wırrap ha?! İnsan Harun'a, Hayalet'e, Akbaba'ya birer birer 'wırrap' siparişi verdirmek istemiyor mu? Harun bağırsın hatta: "Abi çek ordan bize dört tane wırrap!" Kastedilen wrap, yani dürüm herhalde.

3 ARALIK PAZARTESİ
Adana'nın kebaptan sorumlu devlet bakanlığı Bağdat Caddesi'ni teslim aldı!
Caddede yürüyüş yaparken, önce adını gördük: Mesut Silindir. Dedik sırf bu isim için bile gidilir! Sonra bir arkadaşımız, Adana'nın en meşhurlarından olduğunu söyledi. İnternet sitesinde "Adana'nın Kebaptan Sorumlu Devlet Bakanlığı" yazıyor zaten, o derece iddialı! Meğer Adana'nın ilk kebapçısıymış. Tevellüt 1936. Kurucu Mesut Silindir 30 sene önce vefat etmiş, oğlu ve torunu devam ettirmişler. 40-50 yıldır değişmeyen ustaları varmış. Adana kültürüm sıfır, fakat Bağdat Caddesi / Suadiye'de açılan Mesut Silindir'de mest olduk diyebilirim. Yaprak ciğer kavurma, tuğlada et tava, klasik Adana kebap, lezzet olarak dört dörtlüktü, "Vay anasını," noktasındaydı. Yalnız servis biraz tekliyor. Yeni olmalarına bağlıyorum ve birkaç gün daha tecrübe kazanmalarını bekleyip ilk fırsatta tekrar yokluyorum!