Pazar 06.01.2013
Son Güncelleme: Cumartesi 05.01.2013

Kabadayı yok ama namı yürüyor

Ya filmlerde ya da Karadayı'da olduğu gibi dizilerde izliyoruz kabadayıları. Oysa 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkıp 12 Eylül darbesiyle birlikte yok olmuş bir kültür kabadayılık. Nasıl ortaya çıktı, mayfadan farkı nedir, kabadayılar gerçekten halk kahramanı mı, son kabadayı Dündar Kılıç'ın akademisyen yeğeni Yrd. Doç. Dr. Mustafa Dündar Kılıç anlattı...

atv'de yayınlanan Karadayı dizisi; unuttuğumuz pek çok değerin yanı sıra, bir dönem Türkiye'nin gündemini belirleyen bir kesimi, kabadayıları ve kabadayı kültürünü yeniden anımsattı. Çetin Tekindor'un canlandırdığı Kibar Nazif, eski kabadayılardan, işlemediği bir cinayet yüzünden hapste yatıyor, onu hapisten kurtarmak isteyen Mahir Kara da babasının rahleyitedrisinden geçmiş mert bir delikanlı. Her ne kadar kimlik değiştirip avukat olarak adliyede cirit atsa da, hak arama ve adaletli olma haliyle kabadayı kültürüne yakışır bir rol kesiyor. Artık ya Karadayı da olduğu gibi dizilerde ya da filmlerde izlediğimiz kabadayılar ve onların kültürü bizim için nostaljik bir unsur. Çünkü 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan bu 'müessese' 12 Eylül ile birlikte tarihe karıştı. Sonrasında mafya olgusu girdi hayatımıza... Mustafa Dündar Kılıç; adıyla müsemma Türkiye'nin son kabadayılarından Dündar Kılıç'ın yeğeni. Halen Atatürk Üniversitesi'nde akademisyen olan Yrd. Doç. Dr. Mustafa Dündar Kılıç, bundan altı yıl önce kaleme aldığı Kurtlar Sofrasında Son Kabadayı adlı kitapla amcasıyla birlikte, o dönemin Türkiyesi'ni ve kabadayı kültürünü anlatmıştı. Kılıç'la buluşup kabadayıların nasıl tarih sahnesine çıktığını, işlevini, kültürünü konuştuk.
Nasıl ortaya çıktı?
"İnsanların hak arama biçimleri dünyanın yaratılışından beri farklı farklıdır. Bu hak arama girişimlerinde ise çeşitli metodlar uygulanır. İster yanlış, ister doğru olsun, bu arayış insanlık tarihi boyunca vardır ve varolacaktır. Buna ister silahşörlük, ister kabadayılık isterse külhanbeylik deyin, hepsi aynı amaç doğrultusundadır. Robin Hood, Don Kişot gibi kahramanlar hep bu hak arama ya da haksızlığa karşı yapılan mücadelenin örnekleridir. Ama kabadayılık bizim kültürümüzün eseridir. Osmanlı'nın devlet düzeninin sarsıldığı bir dönem olan 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış bir kavramdır. İstanbul'un eski kabadayılığı bir nevi 'şehir şövalyeliği'dir."
Kaç çeşit kabadayılık var?
"İstanbul'da eskiden üç sınıf kabadayılık vardı: Külhanbeyler, tulumbacı kabadayılar ve efendi kabadayılar. Külhanbeyler makbul sayılmazdı. Hatta kabadayılar birini küçültmek isterlerse 'külhanbey' derlerdi. Giderek esnafın malını yağmalayıp haraç alan, halkı taciz eden insanlar haline dönüştüler. Zaman içinde gerek polis baskısı ve kabadayıların nüfuz alanı bırakmaması, gerekse toplumsal desteklerini kaybetmeleri nedenleriyle tarih sahnesinden silindiler. Tulumbacı kabadayılarının bütün kabadayılık tezahüratı, tulumbacılık sahasıyla, yani yangın söndürme ile sınırlıydı. Onlar kendi âlemlerinde yaşarlardı. Efendi kabadayılar ise kendi terbiyelerine göre, adetleri ve ülfetleri ile koydukları kaidelere riayete mecburdular. Zayıfı, bilhassa ırz ehlini himaye eder, çizdikleri yoldan sapmamaya dikkat ederler. Çünkü muhitlerinin onlara verdiği bazı hakları ayak altına alırlarsa şöhretlerini kaybedeceklerinden korkarlardı. Efendi kabadayılar, gerçek kabadayılardı."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.