BlackBerry kurtulacak mı?

Geçen yıl, tam da bu günlerde kaleme aldığım yazıma şöyle başlamıştım: "Birkaç yıl öncesine kadar akıllı telefon pazarının lideri olan BlackBerry, bugün dişli rakiplerine karşı hayatta kalma mücadelesi veriyor. Hafta başında eş-CEO'ları istifa eden üretici firma RIM'in hisse değeri, son yılların en düşük seviyesinde..."
Yani firma açısından öylesine berbat günlerdi ki, yeni CEO Thorsten Heins, bizim kulüp başkanlarının pek sevdiği "Enkaz devraldık," serzenişinde bulunsa yeriydi. Çalışkan lise öğrencisi görünümüyle dikkat çeken (veyahut pek de çekmeyen) Heins, o günden bu yana firmayı baştan aşağı yeniden yapılandırdı. Bu sürecin ürünü olan yeni işletim sistemi ile iki yeni telefonsa, hafta içi tanıtıldı. Peki BlackBerry bu hamleyle, esaslı bir geri dönüş yapmayı başarabilecek mi? Önce cihazları anlatıp, ardından da bu soruyu yanıtlamaya çalışacağım.
Yeni telefonlar Z10 ve Q10 adını taşıyor. Alışkanlıklarından vazgeçmek istemeyen Black-
Berry'cilere hitap eden Q10, markanın eski modellerini andırıyor. Yani tuşlu klavyeye ve minik sayılabilecek bir ekrana (3.1 inç) sahip.
4.2 inçlik dokunmatik ekranlı, klavyesiz Z10 ise, iPhone 5 ve Samsung Galaxy S3 gibi cihazlara rakip olmayı hedefliyor. 356 ppi'lik piksel yoğunluğuyla iPhone 5'e (326 ppi) üstünlük sağlıyor. Her iki cihazda da çift çekirdekli 1.5 GHz hıza sahip işlemci, 2 GB RAM ve 2 ile 8 megapiksellik kameralara sahip.
Öncekilere kıyasla çok daha hızlı çalışan, harekete duyarlı arayüze sahip yeni işletim sistemi BlackBerry 10'in birkaç kilit özelliğiyse şöyle: 70 bin uygulama barındıran BlackBerry World (ki firmanın düşüşe geçtiği dönemde en büyük sıkıntılarından biri, uygulama sayısının azlığıydı), geniş bir film ve müzik arşivine de ev sahipliği yapıyor. Flow, birden fazla uygulamanın aynı anda akıcı bir şekilde çalışmasını sağlıyor. BlackBerry Balance, kişisel uygulamalarınızla iş uygulamalarınızı birbirinden ayrı bir şekilde tutmanıza yarıyor. Microsoft Exchange ActiveSync desteği sayesinde, şirketinizde ActiveSync kullanan diğer cihazlar ile birlikte BlackBerry 10 cihazınızı da yönetebiyorsunuz.
TimeShift özelliği ise çektiğiniz fotoğrafı tıpkı bir video gibi birkaç salise ileri sararak en iyi ifadeyi yakalamanızı mümkün kılıyor.
BlackBerry bozulan imajını düzeltmek sanat dünyasıyla işbirliği yapmayı da ihmal etmedi ve ünlü şarkıcı Alicia Keys'in firmanın yeni kreatif direktörü olduğu açıklandı. Tabii Keys'in 'Düşmeye devam ediyorum,' şeklindeki nakaratıyla hatırladığımız Fallin' parçasını değeri düşen BlackBerry hisselerine uyarlayan pek çok kişi, bu tercihle dalga geçmeyi ihmal etmedi. Tanıtım etkinliğinde "Birkaç haftadır BlackBerry kullanıyorum," diyen Keys'in tweet'lerin altında, birkaç gün öncesine kadar 'Twitter for iPhone' ibaresinin yer alması da bir başka komik ayrıntıydı. Diğer yandan Keys'in yanı sıra Sin City, El Mariachi gibi filmlerin yönetmeni Robert Rodriguez ile Sandman serisinin yaratıcısı Neil Gaiman da yeni projelerde firmaya destek olacak.
Gelelim asıl soruya, yani bu yeniliklerin BlackBerry'yi kurtarıp kurtarmayacağına.
Açıkçası işler pek kolay gözükmüyor.
Q10, zaten sadece BlackBerry fanatiklerine hitap eden bir telefon. Z10 ise rakipleriyle mücadele edebilecek donanıma sahip. Ancak ne sektöre bir yenilik getiriyor ne de rakiplerine karşı kendini tercih edilir kılacak bir avantaj sunuyor. Kısacası iki telefon da BlackBerry'nin içinde bulunduğu durumdan kurtabilmak için ihtiyaç duyduğu radikal adımı atmayı başaramıyor.
5 inç ve üzeri ekranlı telefon-tablet melezi phablet'lerin yaygınlaşmaya başladığı bu günlerde, yeni işletim sisteminin avantajlarının kullanılacağı bu tip bir cihaz piyasaya sürmek belki de çok daha mantıklı olurdu. Diğer yandan Türkiye'ye mart veya nisanda gelecek cihazların henüz açıklanmayan satış fiyatları da oldukça önemli. Çünkü özellikle Z10 satış fiyatını rakiplerinden düşük tutarsa, yeni ve kaliteli bir akıllı telefona sahip olmak isteyen pek çok kişinin tercihi olabilir.