Pazar 03.02.2013

Kadınlar gözleriyle konuşur

"Brezilyalı top model Adriana Lima'yı izlerken kendi kendime, 'Lima'yı, o an podyumdaki çok sayıda güzel kadından ayıran, öne çıkaran şey ne?' diye sormuştum. İşte yanıtı"

Tanıdığınız bir kadını birçok nedenle güzel bulabilirsiniz.
Çünkü o, sadece bir endam, bir cinsi latif değildir.
Onun için 'güzel' derken, bildiğiniz bir sokakta soluklanıyorsunuzdur.
O sokağın tabelası sadece tabela, yani fizik değildir. Aynı zamanda kimyadır; yani edadır, 'hal'dir, bunların bütünüdür.
Tanımadığınız bir kadına 'güzel' demek ise bir 'dış müdahaledir!' Yani boyu posudur, saçlarıdır, gözleridir. Peki böyle bir durumda, yani tanımadığınız çok sayıda güzel kadının olduğu bir anda, o kadınlardan biri neden ve nasıl öne çıkar? Podyumdaki kadınlar arasında Adriana Lima'yı öne çıkaran şey neydi? Sadece güzellik olamaz.
Marka olması mı? Belki. Ama sanırım daha önemlisi gözleri. Gözleri de değil, o gözlerle bakma hali.
Kadınlar gözleriyle konuşan varlıklardır.
Sözcüklerle anlatmadıkları çoğu şeyi gözleriyle anlatırlar. Bence bir kadının gözleri ve bakışı, elinden tutup seni götüreceği masal dünyasının kapısıdır. Vaat edilen toprakların anahtarı: Sarayın arka odalarında belki kendisinin bile bilmediği gizli sandıkların, yangınlı bahçelerin, kırık fay hatlarının...
Erkeği cezbeden de içinden geçilerek bu keşifler dünyasıdır aslında. Kristof Kolomb'un başka kıtaları keşfe çıkışı gibi!
Yani boşuna değildir Nâzım Hikmet'in "Gözleri siyah kadın o kadar güzelsin ki/ Çok sevdiğim başına yemin ediyorum ben/ Koyu bir çiçek gibi gözlerin kapanırken/ Bir dakika göğsünün üstünde olsa yerim/ Ömrümü bir yudumda ellerinden içerim..." dizeleri.
İşte Adriana Lima'yı diğer güzel kızlardan ayıran şey buydu. Gözleriydi. Bakışlarıyla vaat ettiği topraklardı. Sadece görüneni değil görünmeyeni de. Kentin gizli sokaklarını da, minik meydanlarını da... Hem çok çıplak hem de çok giyinik.
İçinden erotizm de geçen bir matruşka gibi.
Renkli küçük misketler gibi.
Cemal Süreya'nın dizeleri gibi:
"Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız/ Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun/ Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez/ Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor/ Bütün kara parçalarında."
Yani Adriana Lima'nın aurasının kilidi gözleriydi. Bazı kadınların duru bir güzelliği vardır. 'Masum güzellik' dediğimiz. Aşk ön sıradadır, meşk geriden gelir. Adriana Lima'nın gözleri ise hem aşk hem meşk!

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.