Papa modern ve onurlu bir karar verdi
Papa'nın istifası, tüm dünyayı şaşkınlığa uğrattı. Peki istifanın sebebi, gerçekten de sağlık problemleri mi? Vatikan Büyükelçimiz Prof. Dr. Kenan Gürsoy ile konuştuk
- Papa ile pek çok kez görüştünüz. Sağlık problemleri fark ediliyor muydu?
- Evet, son aylarda özellikle hareket kabiliyetinde gittikçe artan bir zayıflık seziyorduk. Yaklaşık 10 gün önce bir konserin ardından yaptığı konuşmada da oldukça zorlandığını hissettik. Çok yorgun görünüyordu; yürümekte, insanlara hitap etmekte zorlanıyordu.
- Papa 2. Jean-Paul, sağlık sorunları nedeniyle istifa edip etmeyeceğini soran bir gazeteciye 'Hz. İsa görevini bırakmadı ki ben bırakayım,' demişti. Bu istifa, Kilise kanununa uygun mu?
- Kanunen istifanın önünde bir engel yok. Papa 16. Benedikt'in istifası, Papa 5. Celestine'in 1294'teki istifasına çok benziyor. O da kendi isteğiyle görevi bırakmış ve yaşamını yitirene kadar münzevi olarak yaşamış. Onun istifası ile konu kilise kanununa da girdi. Tabii istifanın belirli şartları var: Karar özgür iradeyle verilmeli ve bir topluluk önünde açık şekilde ifade edilmeli. Tarihte bir de istifaya zorlandığı için 1415'te görevi bırakan Papa 12. Gregory gibi örnekler var.
- İstifa kararı sizi şaşırttı mı?
-Kilise'nin genel prensibi, görevin ömür boyunca, metaforik anlamda söylüyorum 'çarmıha kadar' devam etmesi. Bu yüzden rahatsızlıklarına rağmen, istifayı beklemiyorduk. Ayrıca Kilise'nin çok sayıda probleminin olduğu ve kendisinin bu problemlerin üstüne cesaret ve adaletle gitmeye çalıştığı bir dönemden geçtiğimiz için şaşkınlığımız arttı. Diğer yandan zayıf bir bünyeyle mücadele edemeyeceğini anladığı için istifa etmesi, bence son derece modern ve onurlu bir karar.
- Vatikan'la ilgili son dönemde ortaya çıkan skandal niteliğindeki belgelerin istifa kararında etkisi olabilir mi?
- Mutlaka etkisi olmuştur. Çünkü insanlar kendilerini tanırken, güçleri, imkanları ve sınırları itibariyle tanır. Görevlerini hangi boyutta gerçekleştirebileceklerini anlarlar. Papa, bu sorunları çözecek güce sahip olmadığını düşünmüş olabilir.
SKANDALLARIN DA ETKİSİ OLMUŞTUR
- Bundan sonra nasıl bir hayat sürecek Papa? Vatikan'daki Mater Ecclesia Manastırı'nda yaşayacağı söyleniyor.
- Sakin bir hayat sürecek, ancak tümüyle elini ayağını çekeceğini düşünmüyorum. Teoloji alanında çok yetkin biri. Birtakım toplantılara katılacaktır. Bu, bizim açımızdan da çok ilginç bir gözlem konusu olacak. Eski bir Papa'yla yeni Papa'yı aynı ortamda görebiliriz. 1000 yılda bir yaşanacak bir olay bu.
- Milano Piskoposu Angelo Scola, Ganalı Kardinal Peter Turkson ve Vatikan Kültür Bakanı Gianfranco Ravasi... Sizce hangisi daha güçlü bir aday?
- Görevim gereği herhangi bir isim belirtmem doğru olmaz. Zaten bu isimlerin adaylığı Vatikan tarafından deklare edilmedi. Bu seçim, sağlam dini geleneklere sahip 2 bin yıllık bir kurumun, modern çağın problemleri karşısındaki tutumunu ortaya koyacak.
- Kilise Asya ve Afrika'da güç kazanıyor. Avrupa'daysa tam tersi. Avrupa'ya yönelik 'açılım'a gidecek bir Papa seçilebilir mi?
- Genel anlamda Vatikan'ın politikasıdeğişmez. Uzun süredir Kilise'nin, yani Vatikan'a bağlı hiyerarşik yapının kıtalar arası şekilde, Avrupa'yı aşan bir biçimde yaygınlaşmasına çalışıyorlar. Bugün toplam 211 kardinal varsa, bunun yalnızca 60 kadarı Avrupa'da. Son dönemde Güney Amerika, Afrika ve Asya ülkelerinden kardinalliğe yükseltilenlerin sayısı, Avrupalılardan. Bu politika, yeni papayla da devam edecek.
İSLAM DÜNYASIYLA DİYALOG SÜRECİ DEVAM EDECEK
- İstifa kararı İslam dünyasını nasıl etkileyecek? El Ezher, Papa'nın 2011'deki konuşmasının ardından Vatikan'la kestiği diyalog çalışmalarını yeniden başlatacağını duyurdu.
- Bu soruyu Hıristiyanlık ile İslamiyet arasındaki diyalog sürecine etkisi açısından ele almak gerek. Evet, Papa'nın bir açıklaması, Mısır'da alınganlık yaratmıştı. Bir süreliğine elçilerini gerçi çektiler. Şu andaysa yalnızca Mısır'la değil, İran ve Ürdün gibi ülkelerle de diyalog faaliyetleri sürüyor. 16. Benedikt'in barışla ilgili çok önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum. Göreve geldiğinde kendisine çekinceyle bakılsa da, attığı adımlarla hem Hıristiyan hem de İslam aleminden taktir topladı. Türkiye'ye yaptığı ziyaretle diyalog iradesini ortaya koydu, Papalık Dinlerarası Diyalog Kurulu'nun başına Kardinal Jean-Louis Tauran'ı ataması da benzer bir adımdı. Son olarak Ekim 2011'de İtalya'nın Assisi kentinde tüm dinlerin temsilcilerini ağırladı. Türkiye'den katılanlar arasında Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Paçacı ve Patrik Bartholomeos da yer alıyordu. Papa, buradaki konuşmasında dinlerin dünya barışına katkı yapması gerektiğini vurguladı ve Haçı Seferleri'ni kastederek "Hatalarımız varsa, Hristiyanlar olarak biz de özür dilemeliyiz," dedi. Bunlar diyalog açısından önemli adımlardı. Yeni papa da aynı çizgiyi sürdürecektir.
EN SON HABERLER
- 1 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 2 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 3 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var
- 4 Bu okullarda anne-baba adayları eğitiliyor
- 5 Boğaz’da kürek keyfi kabus olmasın
- 6 Aykırı bir ikon
- 7 Evde akıllı cihazlara yer açın güvenliği de ihmal etmeyin
- 8 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 9 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 10 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut