Pazar 31.03.2013
Son Güncelleme: Cumartesi 30.03.2013

Yükselemiyorsanız sebebi var!

Facebook'un tepe yöneticisi Sheryl Sandberg'ün kitabı Lean In dünyayı karıştırdı. Sandberg'ün 'bir tür feminist manifesto' diye sunduğu kitap, kadınların iş yerinde yükselememesinin faturasını erkeklere olduğu kadar kadınlara da kesiyor

Facebook'un iki numaralı yöneticisinin Time'a kapak olması tuhaf değil. Hele o yönetici, Silikon Vadisi gibi bir erkekler kulübünde hızla yol alabilmiş bir kadınsa hiç tuhaf değil. Ama kapakta, hem de Kadınlar Günü haftasında ve özellikle kadınlara hitaben "Sırf başarılı diye ondan nefret etmeyin," yazılmışsa, ortada tuhaf bir şeyler dönüyor demektir. Tuhaf demek bile hafif kalır, kıyamet kopuyor. Facebook'un günlük operasyonlardan sorumlu genel direktörü (COO) Sheryl Sandberg (44) bir kitap yazdı ve son derece etkili bir tartışma başlattı. Lean In (Asılın) isimli kitap, kadınların iş hayatında neden en tepeye çıkamadığını sorguluyor. Bu soru elbette yeni değil, bugüne dek defalarca gündeme geldi. Tartışmayı ateşleyen, Sandberg'ün verdiği cevaplar. Facebook'un müdürü, faturayı hep erkekleri suçlayan genel eğilimden farklı olarak hemcinslerine de kesiyor. Tartışmaya geçmeden önce hiçbir itiraza meydan tanımayan (ama erkeklerin çoğunun yine de kabullenemediği) çıkış noktasına bakalım. "Bugün gelişmiş dünyada kadınlar her zamankinden daha iyi durumda," diye başlıyor Sandberg. "Ama acı gerçek şu ki, dünyayı halen erkekler yönetiyor. Kadınların eğitim düzeyi artık erkeklerden daha yüksek ama hiçbir sektörün tepesinde değiliz. Gerçekten eşit bir dünya ancak ülkelerin ve şirketlerin yarısını kadınlar, ev işlerinin yarısını da erkekler yönettiğinde kurulacak."
KADINLAR KENDİLERİNİ SINIRLIYOR
Şimdi işin çetrefilleştiği ve itirazların yağmur gibi indiği noktaya gelelim. Dünyanın en popüler şirketlerinden birinin tepesindeki bir yönetici olarak Sandberg "Kadınların işlerine yeterince asılmadığını," söylüyor. Öncelikli sebep olarak da yetiştirilme tarzını gösteriyor. Sandberg'e göre bu eğitim, kadınların kendi kendilerine engel koymasına ve kariyerlerine odaklanmamalarına yol açıyor: "Daha doğumlarından itibaren kız çocuklarına açık sözlülüğün, agresifliğin ve erkeklerden daha güçlü olmanın kötü şeyler olduğu aşılanıyor. Kadınlar bu mesajı içselleştiriyor ve tam da işe asılmaları gerektiğinde kendilerini geri plana atıyor. Profesyonel yaşamdaki cinsiyetçilik, ayrımcılık, çalışma saatlerindeki sıkıntı ve çocuk iznindeki güçlükler gibi gerçek engelleri göz ardı edemeyiz. Ama kadınlar da kendi içlerindeki bariyerleri kaldırmalı." O 'bariyer' diyor, siz iş-ev dengesi diye anlayın. Sandberg, kadınların çoğunun daha iş hayatlarının başında, hatta üniversitedeyken ev ve çocuk odaklı düşündüğünü, erkek egemen toplumun verdiği 'iyi bir eş ve anne olmalısın' mesajına riayet ettiğini söylüyor. Ona göre, kadınlar sadece çocuk iznine ayrıldıklarında değil, kariyerlerinin birçok noktasında tercihlerini bu yönde kullanıyor. Bu yüzden ayaklarını gazdan çekiyor, bu yüzden gerçek istekleri konusunda agresif davranmıyorlar. "Bana göre işten ayrılmanın geçerli olduğu sadece iki an var: Gerçekten bir mola gerektiğinde ve bebek gelmeden hemen önce." Tıpkı erkeklerin davrandığı gibi yani. Sandberg'ün kural kitabı, aile konusunda kadınlara bir öncelik biçmiyor. Bu kurallar en kaba şekliyle şöyle: "Çocuğunu doğuracaksın, ardından işe geleceksin ve tepeye oynayacaksın, erkekler de böyle yapıyor." Unutmadan, kendisinin de iki çocuğu olduğunu not edelim. "Onları başkalarının bakımına bırakmanın nasıl can yaktığını biliyorum," diyor. "Ama madem ki dönüyorum, beni ancak iyi bir iş tatmin edebilir."
BAŞARIYI ÇEKEMİYORLAR
Bütün bunları yaparken, ne işte ne de aile yaşamında mükemmele ulaşılabileceğini de kabul ediyor Sandberg: "Her şeye sahip olamayacağımızı anlayalım," diyor. "Yapabileceğimizin en iyisini yapalım, yeter." Sözlerine de Facebook'ta bir pankartı örnek gösteriyor: Bitmiş iş, mükemmelden iyidir. Tevazu yok, Sandberg, kendisini bir rol modeli olarak görüyor. Yüksek profilli bir model. Maddi sıkıntıdan bihaber bir çocukluk geçirmiş, Amerikan eğitim sisteminden alabileceği en üst düzey eğitimi almış, daha üniversitedeyken etkili bağlantılar kurmuş, kariyerinin ilk yıllarında Google'da çalışmış, sonra Facebook'a transfer olmuş bir beyaz yakalı kadın. Sesi kırılgan ama beden dili güçlü. Saçları sanki her zaman yapılı; sanki her an üst düzey bir toplantıya girecekmiş, röportaj verecekmiş gibi görünüyor. Gıcık olması kolay bir kadın. Hiç kötü günü yokmuş gibi duruyor; ama hamilelik bulantısından başını kaldıramazken, Google'ın 'erkek' binasında hamilelere ayrı park yeri konmasını sağlayan da o. Büyük büyük cümleleri rahatlıkla (hatta pervasızca) kuruyor.Ama Sezar'ın hakkı Sezar'a, birçok meslektaşının aksine, en tepeye çıktıktan sonra merdiveni de devirmiyor. Eğri veya doğru, kadınlara bir yol öneriyor.
ORADAN KONUŞMAK KOLAY
Bir de şu var: Kendini pek sınırlamıyor. Kitabında, işyerlerinde pek konuşulmadan geçilen nazik bir alana daha çekinmeden giriyor. Başarılı kadınların, erkek meslektaşlarına oranla daha az sevildiğini söylüyor. Ona göre bu da kadınlara ket vuruyor: "Bir kadın işinde mükemmelse, erkekler de kadınlar da hakkını teslim ediyor ama 'iş arkadaşları tarafından pek sevilmediğini' de ekliyorlar. Ya çok 'agresif' bulunuyor ya da biraz 'hesapçı.' 'Takım oyuncusu' değil deniyor, 'güvenilmez' deniyor, 'beraber çalışması zor' deniyor. Bütün bu laflar hem benim hem tanıdığım tüm kıdemli kadın yöneticiler için söylendi." Kitaptan sonra Sandberg hakkında başka şeyler de söylenmeye başlandı. İddia ve önerilerine hak verenler çok ama "Onun durduğu yerden konuşmak kolay," diyen de var. Hem de bu sayı epey fazla. Sandberg'ün durduğu yeri netleştirelim: Milyonlarca dolar yıllık gelir, bakıcılar, aşçılar vs. Kitabın kadın hareketine yarardan çok zarar verdiğini söyleyenler de mevcut. Mesela The Guardian'dan Zoe Williams, Sandberg'ün faturayı mağdura keserek, erkek egemen görüşün ekmeğine yağ sürdüğünü söylüyor. Williams'a göre, Sandberg zaten kadınların eşitliği hakkında kafa yormuyor; tek meselesi kadınları kendine benzetebilmek. Yani hırslı, amaç odaklı, ideoloji yoksunu insanlara dönüştürmek.

ÇOCUK DA YA PARIM KARİYER DE
Eleştirilere pek aldırmadığını tahmin etmişsinizdir. Yine birçokların epey gıcık olduğu Nil Karaibrahimgil'le tanışsa iyi arkadaş olurlardı. Bir ara Türkiye'yi sallayan o şarkının sözlerini hatırlıyor musunuz: "Kalamam hayatın köşesinde, o zaman neşesi neresinde, koysalar da önüme bariyer de, çocuk da yaparım kariyer de." Facebook'un müdürünün dışarıyı karıştıran kitabı Lean In'in özeti tam olarak bu ve evet, tartışmaya da açık.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.