Pazar 05.05.2013
Son Güncelleme: Cumartesi 04.05.2013

Lüks çanta alacağınıza para biriktirip seyahat edin

Başlıktaki sözü biz söylemiyoruz, bünyesinde 430 otel bulunduran Leading Hotels of the World şirketinin başkan yardımcısı Deniz Ömürgönülşen diyor

Çocukluğumdan beri yapmak istediğim iki iş vardı. Biri dergicilik, diğeri de otelcilik. İstediğim iki işten birini ömrüm boyunca yaptım, diğeri de hep ilgimi çekti, çekmeye devam ediyor. Otelcilikle, otellerle ilgili ne bulsam okurum, izlerim. Bir arkadaşımın yakın arkadaşı Deniz Ömürgönülşen'in işinden, işi gereği yılın yarısından fazlasını seyahat ederek geçirdiğinden haberim vardı. İstanbul'da olduğunu duyunca, kendisini kaçırmadım. Tanıştım, konuştum, size de aktarıyorum.
- Nasıl karar verdiniz bu işe girmeye?
- Aileden. Çocukken otelci olacağımı biliyordum, çünkü biz restoranda yaşadık zaten. Babaannem ve dedem İzmir'in ilk esnaflarından. Kemeraltı'nda Atıf diye bir dönercileri varmış. Anneannem Alman, İzmir'deki Bonjour Patisserie'nin kurucusu. Üç kızkardeşiz, ablam ve ben otelciyiz, küçük kız kardeşimin de eşi restorancı. New York'ta Tribeca Grill, Nobu'nun da içinde bulunduğu grubun yöneticisi. İzmir Amerikan'dan sonra Cornell Üniversitesi'nde otelcilik okudum.
- Çalışma hayatına nasıl atıldınız?
- Okuldan sonra New York Four Seasons'ta stajyer garsonluk yapıyordum. Bir sabah, altı ay kadar önce gördüğüm bir beyi tekrar gördüm ve kahvaltıda ne yediğini hatırladım (Greyfurt ve müsli). 'Tekrar aynısından ister misiniz?' dedim. Adam şaşırdı, nereden biliyorum diye. Meğerse o adam Four Seasons'ın başkanıymış. O gün ofise çağırıldım. 'Servisini çok beğenmiş, seni bu yaz Chicago'ya alıyoruz,' dediler. Ve ben Chicago Four Seasons'a gittim çalışmaya. Böyle başladım ABD'de otelciliğe.
- Peki LHW'e geçiş nasıl oldu?
- Güney Fransa'da yeni bir Four Seasons oteli açılacaktı, yardım etmeye gittim. Orada Negresco, Martinez, Hotel de Paris gibi otelleri gezdim. Oraları görünce anladım ki ben, içinde özel bir ruh yaşatan otellerde çalışmak istiyorum. Four Seasons da çok güzel ama o kadar standart ki... Bu duygularla döndüm New York'a ve inanır mısınız, altı ay sonra bir telefon aldım. 'Leading Hotels of the World'e (LHW), standartları koruma konusunda birini arıyoruz, ilgilenir misiniz?' diye sordular. O zaman Four Seasons'da genel müdür olacaktım, işim gayet iyi. 'Nasıl bırakılır?' dedim ama bırakmak da zorundayım, çünkü ben bu isteği yolladım evrene. Merkezleri New York'taydı, bir görüşeyim dedim. İnsanın işinin kendi değer yargılarıyla buluşması çok önemli. Four Seasons'da standartlar bakımından çok iyi bir eğitim aldım ama yapmak istediğim iş anlamında kendimi burada buldum. İlk işim, kalite standartları açısından portfolyoya girecek otellerin seçimiydi. Üç yıl önce performans takımı da bana bağlandı. İki amacımız var: Biri kalite kontrol. Kaliteyi tutturan otel bizim bünyemize giriyor. Sonra da bizim onlara satış desteği vermemiz gerekiyor.
- Peki yeni otellerin bünyenize girmesine nasıl karar veriliyor? Gizli müfettişler mi gidiyor?
- Benim toplantılarım gizli olmuyor ama mesela şu anda burada biz sizinle bu otel hakkında konuşurken, burada gizli bir müfettiş olabilir. Bunu kimse bilmiyor. Bana bağlı teftiş ekibi Londra'da. Müfettişlerimiz yani. 800 tane standardımız var. Onlar bu standartların uygulanıp uygulanmadığını kontrol ediyor.
- Yani bir müfettiş gidip de 800 tane standardı tek tek kontrol mü ediyor?
- Evet.
- Aman Allah'ım!
- Şu anda bu masada en azından 50 standarda bakıyoruz biz. Karabiber kuzeye bakıyor mesela, bütün masalarda öyle olmalı. Mesela üç dilim küçük ekmek olmalı... Önemli olan sizin nasıl hissettiğiniz.
- Demek bu otellerin hepsi böyle sınavlardan geçiyor.
- Evet. Aslında en önemli kısım, otel personelini eğitmek.
- Türkiye'de servis sektörünü nasıl görüyorsunuz?
- Potansiyelini çok yüksek görüyorum. Çünkü bizim insanımız zaten çok misafirperver, sadece teknik açıdan standartları yerleştirmemiz lazım. Ama aslında o kadar özverili ki bizim kültürümüz, o yüzden personel zaten içinden gelerek çalışıyor. Diğer ülkelerde en zorlandığımız, bazen hiç öğretemediğimiz şey bu. Buna davranış standardı diyoruz. Duygusal zeka çok önemli ve öğretmek çok zor. Adamın içinden gelmiyor. Çatalı, bıçağıyla dört dörtlük bir servis verebiliyor ama ruh yok. Aslında Asya'da çok insan var ama eğitmek çok zor. Mesela bir Japon'u, müşterinin gözünün içine baktıramazsınız. Onlar için kültürel olarak ayıp. Aynı şekilde isim kullanmak da. Ama yurtdışındaki müşteri de bunu istiyor. İsmiyle hitap etsin, yüzüne baksın, gülsün. Biz şanslıyız burada yani.
- Peki çok beğendiğiniz ve yıllardır çalışan bir oteli bünyenize kattığınız olmuyor mu?
- Oluyor tabii. Altı odalı otelimiz de, 3 bin odalı otelimiz de var.

LÜKS MÜŞTERİSİ DENEYİM İSTİYOR
- Lüks müşteri ayrı bir kavram mı, yoksa tatile çıkan herkes ortalama olarak aynı şeyi mi istiyor? Lüksün farklı unsurları ne?
- Aslında en temelde aynı. Ama lüks müşterisi farklı, deneyimsel bir şey yaşamak istiyor. Paris'e belki üçüncü veya dördüncü kere gidiyor. O yüzden Coco Chanel'in kaldığı süitte kalmak istiyor ki, onun hakkında konuşabilsin. Herkes o kadar farklı şeyler istiyor ki... O yüzden de bizim çok farklı yerlerde 26 tane ofisimiz var. Dubai'de, Sao Paolo'da, Tokyo'da veya New York'ta alınan bir rezervazsyon çok farklı. Hepsi kendi dilinde konuşmak istiyor, biri ailesiyle gidip bir hafta kalmak istiyor, biri iki gün iş için gidip iki gün tatil yapmak istiyor. Biz öncelikle insanı ve ne istediğini anlamaya çalışıyoruz. Sonra da diyoruz ki, 430 otelimiz var ama şu üç seyahat planı sizin için çok uygun. Mesela şimdi Magnificent Journey diye bir uygulamamız var. Diyelim Güney İtalya'ya gideceksiniz, biz size sekiz günlük bir tur tavsiye ediyoruz.
- Bunu herkes yapabilir, değil mi? Herkes gelir durumuna göre seyahat edebilir, değil mi?
- Kesinlikle ve herkes mutlaka etmeli. Marka bir çanta almaktansa, o parayı biriktirip seyahat etmeli. Çok güzel uçuşlarımız var artık. Sabiha Gökçen'den çok uygun uçuşlar var. Bir yere gidip yaşamak, görmek hem toleransı artırıyor hem de kitaptan öğrenilecek şeyler değil bunlar. Hayatın genişliğini, güzelliğini algılayabilmek için yuvadan çıkmak gerekiyor. Seyahat, depresyonu ortadan kaldırıyor. İnsan eve geri döndüğünde aynı olaylara farklı bir gözle bakabiliyor. Seyahat, ruhsal gelişimi destekler.
- İnsan tura katılırsa kendi ayarladığı tatilden çok daha ucuza mı gelir?
- Hiç böyle bir şey yok. Mesela bizim Afrika'da ayarladığımız bazı turlar 25-30 bin dolardan başlıyor. O da tur. En önemli soru, seyahatten ne almak istiyorsunuz? Dinlenmek mi, gezmek görmek mi, programa bağlı kalıp bir şey düşünmemek mi, özgürce keşfetmek mi? Ona göre, bazı yerlere organize turla gitmek daha avantajlı olabilir.
LEADİNG HOTELS OF THE WORLD NEDİR?
Kabaca, dünyanın ileri gelen otelleri anlamına gelen bir isim taşıyan bu şirketi Ömürgönülşen'den dinliyoruz:
- Vizyonunuz nedir?
- LHW'ün esas misyonu ve vizyonu, bağımsız otelleri koruyup desteklemek ve gelişmelerini sağlamak. Otellerimizin yüzde 80'i bir zincire bağlı değil, aile oteli. Mesela Bayraktar ailesine ait Grand Tarabya Oteli de en yeni otelimiz. Biz, bünyemizdeki otellerin satış ve pazarlamasını yapıyoruz, rezervasyon sistemleri de bize bağlı. Merkez New York'ta, dünyanın çeşitli yerlerinde de 26 tane ofisimiz var. 430 otel var bünyemizde. Otel özelliklerini koruyan küçük zincirlerle de çalışıyoruz. Mesela Kempinski, Çırağan'a geldi ama otelin özelliğini korudu.
- Ne zamandır var LHW?
- 85 yıllık bir şirket. Oscarlar da 85. yılında olduğu için bu yılki temalarımız hep filmlerle ilgili. LHW'de çekilmiş bütün filmler yeniden gündeme gelecek bu 85. yıl vesilesiyle... Oscar töreni zamanında Los Angeles'da LHW bir resepsiyon düzenledi. Sponsoru olduğumuz ve bizim otellerimizde çekilen ve otel müfettişi bir genç kadının hayatını anlatan Viaggio Sola (Yalnız Seyahat Ediyorum) birkaç gün önce vizyona girdi İtalya'da. Hayatta nasıl seçimler yaptığımızı anlatan, bağımsız bir film. Ayda iki hafta seyahat eden bir kadın. İlk izlediğimde ağladım. Müfettişlik gerçekten özveri isteyen bir iş. 300 gün seyahatteler.
- Türkiye'den hangi oteller var LHW'de?
- İstanbul'da Çırağan Palace Kempinski, Swissotel The Bosphorus ve The Grand Tarabya. Marmaris'te ise D - Hotel Maris.
SEYAHATTE İLGİ ODAĞI DEĞİŞTİ
Kısa süre öncesine kadar seyahat destinasyonları açısından rağbette olan dört ülke; Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'di. İngilizcedeki baş harflerinden ötürü bu ülkelere kısaca BRIC ülkeleri dendi. Şimdi gelişmekte olan, dolayısıyla da dünyanın ilgi odağında bulunan ve seyahat konusunda öncelikle seçilen ülkeler ise şöyle: Kolombiya, Endonezya, Vietnam, Mısır, Türkiye ve Güney Afrika. Yani CIVETS. The Economist dergisinden Robert Ward'un bir araya getirdiği bu harfler, aslında ilginç bir hayvanın ismini de oluşturuyor. Civet, misk faresi demek. Misk faresi ise midesinde tamamen öğütemediği kahve çekirdekleri dışkısından toplanarak, dünyanın içimi en nadide ve en pahalı kahvesi Kopi Luwak'ın elde edildiği hayvan.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.