Redford: Gel dediniz geldik!
Robert Redford'un Sundance Film Festivali, Londra'yı da mesken tuttu. Bu açılımın nedenini Redford açıklasın: "Buraya gelmemizin sebebi, Amerikan bağımsız filmlerini göstermemizi talep etmeniz"
BİR KÜLTÜR ALIŞVERİŞİ
ABD'nin Utah eyaletinde düzenlenen Sundance, geçtiğimiz yıldan itibaren Londra'ya da konuk olmaya başladı. Festivalin Londra ayağının ikincisi bu yıl 25-28 Nisan tarihleri arasında gerçekleşti. Açılışta konuşan Redford: "Yeni seslere ve filmlere kendilerini gösterme şansını tanıyoruz. Buraya gelmemizin sebebi, Amerikan bağımsız filmlerini burada göstermemizi talep etmeniz. Bu filmlerin hepsi; yeni hikayeleri farklı yollarla anlatmayı seçiyor. Bu vizyonu, insanlarla paylaşmak istiyoruz. Bu bir tür kültür alışverişi." Salonu doldurmayı başaramayan Michael Winterbottom'ın son filmi The Look of Love sonrasında da eleştirmenlerden kırık not aldı. Ancak komedi filmleriyle tanınan Steve Coogan'ın filmdeki, Soho'da erotik gece kulüpleri işleterek ve satış rekorları kıran Men Only dergisini yayımlayarak kazandığı parayı emlağa yatırıp, 1992'de 'İngiltere'nin en zengin adamı' unvanını almayı başaran Paul Raymond rolüyle çizdiği porte, Coogan'ın ciddi rollerin adamı olabileceğini de gösterdi. Gösterimin ardından yönetmen Winterbottom, Paul Raymond'ın hayatını çok detaylı bir şekilde araştırdıklarını söyledi. Ama uzun yıllar Raymond'ın sevgilisi olan Fiona Richmond, filmi gördükten sonra büyük bir hayal kırıklığına uğradığını, yaşamadığı olayların filme yansıtıldığını; çok önemli detayların filmde yer almadığını söyleyen bir röportaj verdi The Telegraph gazetesine.
ANNE OLMA HALİNİN FİLMİ
Festivalin ilgi çeken filmlerinden biri Emmanuel and the Truth About Fishes'tı. Yönetmen Francesca Gregorini'nin kendi hayatından yola çıkarak kaleme aldığı hikayede anne olma, anne olamama ve annesiz yetişme konuları işleniyordu. Filmin en trajik karakteri Linda'yı, Jessica Biel canlandırıyor. Festivalde gösterilen filmler Digiturk Sundance Channel'da da ilerleyen günlerde yayınlanacak.
LONDRA'DA FESTİVAL İZLEME ADABI
Festival izleme adabına da değinmeden etmeyelim. Gösterimlerde telefon/ mesaj sesi yok. Telefonu kurcalayıp, ekran ışığıyla salondakileri rahatsız etmek yok. Hapur hupur patlamış mısır yeme sesi yok. Patlamış mısır yeniyor ama dışarı verilen ses minumum düzeyde. Kimse yanındakiyle yüksek sesle konuşmuyor. Ama 'Hiç mi acayip bir şey yok?' derseniz; var, olmaz mı! Hayatımda ilk kez sinemada humus yiyen birileriyle karşılaştım. Salonu buram buram sarımsak kokutan o çifte bir kez daha selamlarımı iletiyorum.
EN SON HABERLER
- 1 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 2 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 3 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var
- 4 Bu okullarda anne-baba adayları eğitiliyor
- 5 Boğaz’da kürek keyfi kabus olmasın
- 6 Aykırı bir ikon
- 7 Evde akıllı cihazlara yer açın güvenliği de ihmal etmeyin
- 8 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 9 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 10 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut