Süperyatta bir Türk kadın şef
Erkeklerin egemenliğindeki deniz dünyasında, Wally marka bir yelkenlinin mutfak şefi olan Deniz Kurt, gerçek bir lezzet tutkunu. Kurt'a göre karadaki mutfakların aksine, denizde kadın şefler daha avantajlı
- İtalya'da ve özellikle il Marchesino'da çalışmak, ufkunuzu bir hayli açmış olmalı...
- il Marchesino'nun önemi sadece Milano'nun en önemli yerinde, La Scala Operası'nın içinde olması değil. Restoranın sahibi, okuduğum aşçılık enstitüsünün rektörü de olan Gualtiero Marchesi, İtalyanlar'ın taptığı bir şef. Şu an 83 yaşında ve 'şeflerin maestrosu' unvanıyla tanınıyor. Tüm dünyaya İtalyan mutfağını modernleştirerek tanıtan, İtalya'da ilk Michelin yıldızını, ilk 2 ve 3 Michelin yıldızını alan; daha sonra 'Artık takdir edilmeye ihtiyacım yok,' diyerek Michelin tarihinde bir ilki gerçekleştirip yıldızlarını geri veren bir şef. Elbette ki oraya kabul edilmem hem büyük bir şanstı hem de hak ettiğim bir şeydi. Geleneksel İtalyan mutfağının en mükemmelini öğrendiğim gibi, Michelin sisteminin en iyisini de orada gördüm. Türkiye'de hiç çalışmadım ancak hep iyi yemek ve şarabın peşine düştüm; hem İstanbul'un iyi restoranlarında hem de Doğu Anadolu ve Akdeniz'in en iyi lezzetlerini yansıtan basit esnaf lokantalarında... Marchesino'da ve daha sonra Nobu'da çalışmak da bana dünya mutfağını açtı. Lezzet gerçeği oralarda.
- Yat sektöründe çalışmaya nasıl başladınız?
- 43 metrelik bir Ferretti'de başladım. Müthiş bir tekneydi. Bu yıl bir Wally ile devam ediyorum. Hayat enteresan biçimde ağlarını örüyor, ismimin kaderi bile diyebiliriz beni yatlara sürükleyen hikayeye. Babam araba sahibi olmayıp ufak da olsa tekne alan bir adam olduğundan, çocukluğumdan beri denizle iç içeyim. İsmim de bu yüzden Deniz. Babam gece lüfere çıkarken bizi de yanına alırdı. Gündüz çaparide tuttuğumuz istavritleri canlı canlı fileto yapıp oltaya takarken, henüz altı yaşındaydım. Sonra dalgıç oldum, kaptan ehliyeti aldım; her yaz kaçıp Bodrum'a ya da Bozburun'a giderdim. Hayatıma aşçılık girince de yemek yapabileceğim tek yer denizlerdi. Bunun 'kader' olduğuna inanıyorum.
-Teknede aşçılık işleri, nasıl yürütülüyor?
- Ajanslar üzerinden yapılıyor. Antibes, Palma de Mallorca, Miami ve Fort Lauderdale gibi merkezlerde birçok ajans var. Ancak yurtdışında eğitim görmüş olmak, iki dil konuşmak, özellikle İtalyan, Fransız ve Japon mutfağına hakim olmak gerekiyor. Kolay bir sektör değil. Mutlaka Michelin tecrübesi, sıkı restoran tecrübesi istiyorlar. Aynı zamanda iyi görünmek de önemli, beklentiler yüksek. Benim içinde olduğum sektör, charter'da kullanılan veya özel sahipli süperyatlardan oluşuyor. 40 metreden başlıyor, 150 metreye kadar çıkıyor.
- Wally'ler en ikonik tekne markalarından biri, bu yatta çalışma fikri size nasıl geldi?
- Kaptan 'Wally' der demez, gözlerim yuvalarından fırladı, çünkü gerçekten özel tekneler. Bizim Wally (öyle demeyi seviyorum!) yelkenli bir süperyat. Dışı gibi içi de her zaman gördüğümüz yelkenli formundan oldukça farklı ve lüks.
İYİ İTALYAN MUTFAĞI İSTİYORLAR
- Bu teknede nasıl bir ekiple çalışacaksınız?
- Motoryattaki kadar kalabalık bir ekibimiz yok. Zaten tekne sahipleri de karmaşa istemiyor. Son derece tecrübeli bir kaptanımız var; yarı İtalyan yarı İngiliz. Güverte ekibi ve servis görevlisinin yanı sıra şef olarak da ben varım. Ailenin biri megayat sınıfında motoryat olmak üzere beş yatı daha var. Dolayısıyla ben de diğer yatlarda bulunduklarında onlarla birlikte gideceğim.
- Tekne sahipleri nasıl yemekleri seviyor? Sizden talepleri neler?
- Öncelikli beklentileri iyi İtalyan mutfağı. Japon mutfağı da sevdikleri için Nobu'da çalışmış olmamdan memnun oldular. Onlar için keyifli; kışın restoranlarda tecrübe edeceğim, yazın ise istedikleri menüleri hazırlayacağım.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde