Demokrat Parti'nin karakutusu bulundu
27 Mayıs 1960 darbesiyle devrilen Demokrat Parti'nin dört kurucusundan biri olan, 10 yıl boyunca TBMM başkanlığı yapan ve Yassıada'da idamla yargılanan Refik Koraltan'ın anıları, ölümünden 40 yıl sonra tam metin olarak yayımlandı. Kitap bir döneme ışık tutacak nitelikte
MASADAN DEĞİL KASADAN CEVAP VERİN
Kurtuluş Savaşı sırasında Konya'dadır. Anadolu'da başlayan örgütlenmede rol alır ve gönderdiği telgraflarla gelişmeleri Atatürk'e bildirir. Atatürk, Refik Konya olarak tanıdığı Koraltan'ın Meclis'te yer almasını ister ve dört dönem sürecek olan vekillik yolu böylece açılır. Askerden kaçanları cezalandırmak için kurulan İstiklal Mahkemeleri'nde görev alır ama ceza vermekten çok, ikna edip orduya göndermek yönündeki tavrıyla dikkat çeker. 1935 yılında İnönü, Atatürk'le konuşarak Koraltan'ın idari hayatta görevlendirilmesini ister. Vekillik yıllarından sonra valilik yılları başlar. Halkla iç içe yaşayan ve icraatçı bir vali olarak nam salar. Artvin'de, Trabzon'da, Bursa'da görev yapar. Artvin yollarında halkla birlikte çalışır. Trabzon'da tarım ve hayvancılık atılımı başlatır. Bursa şehir planlarının yaptırılması ve Uludağ'ın turizme kazandırılması onun çabalarıyla olur. Kendisine vaat edilen bütçelerin Ankara'dan gönderilmemesi nedeniyle son derece sitemkar mektuplar yazar ve istediğini alır. Bunlardan birinde: "Her defasında masadan cevap verdiniz. Bir defa da kasadan cevap vermeye çalışınız," yazar. Bu mektup Atatürk'ün sofrasında okunur ve Atatürk, Koraltan'ı haklı bulur. Koraltan'a göre Demokrat Parti'nin kurulma gerekçesi 'halk yoksulluk içinde yüzerken, dönemin CHP'sinin yolsuzluk içerisinde yüzmesi' ve halkın sorunlarıyla bir ilgisinin kalmamasıdır. Partiyi kurma fikrini gündeme getiren ve Bayar'la, Menderes'i bulan da odur. Hatta kızının söylediklerine bakılırsa partinin ismi onların evinde bulunmuştur. Dörtlü takririn kamuoyuna ve meclise sunulan metnine son halini Koraltan vermiştir. Partinin kuruluş ve yönetim esasları ile ilgili yasal metinlerin hazırlanmasına da o nezaret etmiştir. Bu süreçte kendisine yardım edenlerden biri Rahşan Ecevit'in babası Namık Zeki Aral'dır. Yassıada zindanlarında yatarken 70 yaşındadır. İdamla yargılandığını duyan felçli eşi Mukbile Hanım beyin kanaması geçirir ve vefat eder. Cezası idam olarak açıklanır ama çok yaşlı olduğu için müebbet hapse çevrilir. İlerleyen yıllarda hapis ve siyaset yasağı kararları kaldırılsa da takati yoktur. 17 Haziran 1974'te böbrek yetmezliğinden kaldırıldığı hastanede hayata gözlerini yumar.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde