Pazar 02.06.2013
Son Güncelleme: Pazar 02.06.2013

Alkolle değil, 'alkolizm'le mücadele edilmeli

"Şarap cahili şeytana, bilgeyi tanrıya yöneltir."
Yukarıdaki söz, büyük İslam filozofu İbn-i Sina'ya ait. İbn-i Sina'nın; cahil sözüyle; güdüsü ahlakından güçlü olanları, yani gayri medeni insanları, bilge sözüyle de ahlakı, güdüsünden güçlü olanları, yani medeni insanları kast ettiği açıktır. Şarap sözüyle de tekmil içkileri... İlk olarak bundan 8 bin yıl kadar önce, Neolitik Çağ'ın sonlarında şimdi Gürcistan olarak bilinen bölgede üretilen şarap, bira kadar eski olmasa da (Zira biranın tarihi Neolitik Çağ'ın başlarına, bundan 11 bin 500 yıl öncesine dayanıyor) en köklü ve 'alkolü en fazla simgeleyen' içki. Bir başka değişle ilk akla gelen içki türü. Bu yüzden tarih boyunca içkiyle ilgili yasak ve kısıtlamalar, şarap imgesi kullanılarak uygulanageldi. Bu alandaki yasak ve kısıtlamalar da devletin kamuyla ilişkisinden önce ailenin bireyle ilişkisinde başlıyor. Devletin henüz ortaya çıkmadığı insanlığın ilk dönemlerinde, devletin çekirdeği sayılabilecek olan aile kurumu içinde de içki yasakları veya kısıtlamaları vardı. İçki konusu, malum, bugünlerde Meclis'te kabul edilen yeni alkol yasasından ötürü gündemde. Yasaya kökten karşı çıkan AK Parti'nin müzmin muhalifleri ile içkinin hepten yasaklanmasını isteyen iki zıt kutup arasındaki mesafede, Türkiye'nin makul çoğunluğu, yani toplumsal anlamda 'merkez' bulunuyor. Yasa teklifi, doğrusu ilk haliyle yasakçı bir içeriğe sahipti. Cumhuriyet'in ilk yıllarında içkiyi yasaklayan 'Men-i Müskirat Kanunu'nun postmodern, yumuşatılmış bir versiyonuydu. Sonradan yapılan düzenlemelerle teklif daha da yumuşatıldı. Yasanın bu halinde ağır yasaklar yok. Dolayısıyla Meclis'ten geçen yasaya 'Neo-Men-i Müskirat Kanunu' muamelesi yapmak doğru değil. Bununla birlikte yasa çıkarılırken dile getirilen siyasi söylemler, devletin, kendini 'aile reisi' yerine koyup sosyal hayatı düzenlemek istediği yönünde bir algı oluşturuyor. Bu da yaşam tarzlarına müdahale kaygısı doğuran bir etken. Devletin bu yöndeki kaygıları gidermesi gerekir. Alkolde genel prensip, şu çerçevede belirlenebilir: Devlet, alkolün reklam ve pazarlamasını belirli ölçülerde sınırlandırabilir. Ama üretim ve tüketime müdahale edemez, etmemelidir. Devlet, kamu sağlığı ve verimliliği adına 'alkolizm'le mücadele edebilir. Ama 'alkolizm'le mücadele etme niyetiyle yola çıkıp alkolle ve içki içenle mücadele etmeye başlarsa 'terörizm'le değil, teröristle mücadele ederken yaptığı hataya düşer.
DEVLETİN 'İYİ HUYLU' GENLERİ
Devlet -gelecek nesilleri üreten bir kurum olduğu için- ihtiyaç duyduğu aileyi koruduğu gibi bireyi de korumalıdır. Çünkü aile, devletin çekirdeği ise birey de ailenin çekirdeğidir. Alkol tüketimini özendirmemek, alkolün zararlarıyla ilgili gereken uyarıları yapmak 'aile büyüğü'nün ve devletin görevidir. Ama 'aile büyüğü' veya devlet, bu konuda nihai kararı bireye bırakmak zorundadır. Zaten bırakmasa bile birey, yine bildiğini okuyacaktır. Türkiye, yaşam tarzlarının siyaset yoluyla yaygınlaştırılmaya çalışılmasının olumsuz örneklerini Kemalizm deneyiminde gördü. Rakı, 'Türk sekülerleşmesinin alametifarikası' olarak lanse edildi. Rakının 'milli içki' olarak benimsenmesinde Mustafa Kemal Atatürk'ün rakıyı sevmesinin büyük etkisi vardı. Atatürk, şarabı daha çok sevseydi Kemalistler şarabı 'milli içki' olarak benimserdi. Sonuçta içki içeni sert politik söylemlerle ötekileştirmek ne kadar yanlışsa, içkiyi bir ideolojik sembole dönüştürmek de o kadar yanlıştır. İçkiyle ilgili bundan öte yapılacak her türlü yeni düzenleme, yaşam tarzına doğrudan müdahale anlamına gelecektir. Yaşam tarzına müdahale ise Türkiye'nin yalnızca Batı değil, İslam ülkeleri nezdindeki itibarını da azaltır. Çünkü Türkiye, Müslüman ve aynı zamanda seküler olduğundan hem Batı, hem de İslam ülkeleri için caziptir. Bu nedenle yeni devlet, eski devletin olumsuz yönlerini budarken, olumlu yönlerini almalıdır. Gelenek aktarımında iyi huylu genler alınmazsa Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişten sonra yaşanan sorunlar yaşanır.
Şarap sınıf atladı
Alkolle ilgili yeni yasa, siyaset ile ekonomi ve yaşamı karşı karşıya getiren bir paradoks yaratabilir. Çünkü Türkiye, son 11 yılda şarap başta olmak üzere içki üretiminde tarihinin 'en hızlı' dönemini yaşadı. Ekonomi ve zamanın ruhu, içki sektörünün gelişmesini sağladı. "Türkiye'de şarap, son 11 yılda, yani AK Parti döneminde sınıf atladı," dense yeridir. Derdalan, Güzel Marmara, Efes Güneşi gibi 'köprü altı şarapları'nın yerini Sevilen Centum, LA Consensus ve Arcadia Blend A gibi lezzetli şaraplar aldı. Türk şarapları, tam da yeni alkol yasasının tartışıldığı geçtiğimiz günlerde yurt dışında görücüye çıktı, ödüller aldı. Mesela son olarak Arcadia Fresh Cabernet Plus Roze 2010 adlı şarap İngiltere'de Sommelier Wine Awards ödülüne layık görüldü.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.