Pazar 25.08.2013

Hayal ettiğim hayatı yaşıyorum

"Emina benim diğer yarım, ona olan aşkım bitmez," diyen Mustafa Sandal, anne-babasının arkadaşlığından çocuklarıyla ilişkisine, bütün aile hayatını Şengül Balıksırtı'na anlattı. Sandal, şöhretinin ilk yıllarında nasıl saçmalıklar yaptığını da gülerek anımsıyor

Mustafa Sandal'la 1999 yılında, Fransız Sony ile anlaşma imzalarken Paris'te tanıştık. Şeytan tüyü vardı, bütün Fransız ekibi etkilemişti. Aradan geçen 14 yılda kariyerindeki bütün heyecanlarını izledim. Yeni bir albüm hazırladığında, "Haydi dinleyelim," derdi. Kimi kez stüdyoda, kimi kez arabada, kimi kez ofiste dinledik şarkıları, kimselere ulaşmadan önce... Kim bilir kaç albüm oldu... Ritüel bozulmadı, yeni şarkısı Tesir Altında piyasaya çıkmadan önce yine buluştuk. Yıllar geçiyor, Mustafa'nın ne enerjisi eksiliyor, ne de adrenalini. O şarkıya sarılmış, şarkı da ona. Her yer onun tesiri altında! Ama bu arada yaş ilerliyor, insanın sorumlulukları artıyor, evleniyor, çoluk çocuk sahibi oluyor. Peki ne değişiyor? Siz, biz farklıyız ama bir pop starın kolay kolay içine giremeyeceği hayatlar bunlar: Yani evlilik, iki çocuk, sorumluluklar... Röportajdan önce çocuklardan söz ettik. Yaman'dan ve Yavuz'dan... Fotoğraflarına baktık... Ve tabii ilk soru kaçınılmaz olarak bu noktadan, 'babalıktan ve eş olma durumundan' başladı.
- Senin gibi yaratıcı insanları düzen bozar mı? Motivasyonunuz ve üretkenlik düşer mi?
- Asla motivasyonunu kaybetmezsin. Ailenden alacaklarını doğru alıp, onları doğru süzersen, işine çok faydalı olduğunu görüyorsun. Bu tamamen hayatındaki duruşunla alakalı. Sen yaşadığın huzuru, keyfi, başka bir forma sokup dışarı yansıtabiliyorsan, insanların sana bakışı da değişiyor.
starlar evlenip çocuk yapıyor

- Oysa popçuların genelde 'evlenmemeliyim' takıntısı vardır. Sanki tüm hayranları onu terk edecekmiş gibi hissedilir...
- Öyle bir illüzyon yok. Biri bir yalan söylemiş, herkes inanmış. Ben tam tersini düşünüyorum. Dünyada belli bir noktaya, belli bir seviyeye gelen aklı başında bütün starlar direkt evlenip çocuk yapıyor.
- Seni farklı düşünmeye iten neydi? Yani o korkulardan nasıl uzak kalabildin?
- Aile bunda temel rol oynuyor. Eğitim, 'background', altyapı, ailenden aldıkların, doğruların, bir de hayatı gözlemlemen. Bütün bu süreçte hayatı boş boş da seyredebilirsin. Ya da seyrederken bazı mesajlar alabilirsin. Ben 21 yaşımdan beri şov dünyasını seyrediyorum.
- Evlenmeseydin ve çocuklar olmasaydı şu anda nasıl bir adam olurdun?
- Keyifsiz, tatsız tuzsuz, konuştuğu cümleleri inanmadan konuşan, söylediklerini kamuflajla süsleyip gerçekten de inanmadan söyleyen bir adam olurdum.
- Emina senin için ne ifade ediyor?
- Benim diğer yarım o. O benim aşkım.
- Aşk bitmez mi?
- Bitmedi. Ona olan aşkım bitmez. Bana dünya güzeli iki çocuk verdi. Bir hayat paylaşıyoruz. Omuz omuza, yan yana, can canayız. İkimiz için de böyle. Çocuklarla beraberken bir an Emina ile göz göze geliyoruz. Orada, o sessizlik içinde birbirimizin gözlerinde, milyonlarca kelime söylüyoruz birbirimize. Teşekkür ediyoruz, şükranlarımızı aktarıyoruz, mutluluk duyuyoruz. Birbirimizi bulmuş olmaktan dolayı kendimizi çok şanslı hissediyoruz. Ben diğer yarımı buldum. Bu biraz da niyetle alakalı. Onun geleceğini hep biliyordum, hiçbir zaman şüphe duymadım. çok
güzel bir kadınla evliyim

- Evet, Emina'yı ilk gördüğünde 'İşte evleneceğim kız,' demiştin.
- Aynen öyle... Yanına gidip, 'Biz seninle evleneceğiz, iki de çocuğumuz olacak,' demiştim. 'Ben seni hatırladım,' demiştim.
- Peki ya babalık... Göcek'te denizin üzerinde bir hayatınız var. Çocuklarla doğal hayatın içinde. Bu sizin nefes alma alanınız mı?
- Babalık anlatılır bir şey değil. Başkaları anlattığında 'Abartmayın,' derdim ama gerçekten yaşamak gerekiyormuş bu duyguyu.
- Şu andaki hayatının hayalini kurar mıydın? Evli, mutlu, çocuklu...
- Eskiden yaptığımız röportajlara bakarsan bununla ilgili kurduğum cümleleri görebilirsin. Bu durup dururken olmuyor. Sende o niyet varsa, o enerji sana doğru gelir.
- Çok güzel bir kadınla evlisin ve aranızda 12 yaş var. Kıskanıyor musun?
- Kıskanmam gerekirse kıskanırım. Ama Emina beni kıskandıracak bir şey yapmıyor Allah'a şükür. Çok güzel bir kadınla evliyim ve bundan dolayı da çok keyifliyim, bak bak doyamıyorum. Keyfim yerinde.
HER ŞEY İÇİN ŞÜKREDİYORUM
- Dışarıdan kendi hayatına baktığında ne söyleyebilirsin? Her şey dört dörtlük mü?
- Her gün, her dakika Allah'ıma şükrediyorum, kalbimden geçen hayatı yaşıyorum.
- 40 yaşla birlikte değişim oldu mu? Korkuların oldu mu ya da?
- Bu yaşta bir olayla karşılaştığın zaman girdabına kapılıp bocalamak yerine dışına çıkıp, daha iyi kararlar verebiliyorum.
- Sen bir adrenalin insanıydın. Çok hızlı araba kullanırdın. Uçak kullanırdın... Bitti mi adrenalin?
- Şu anda bir arabaya binip 270 kilometre hızla bir yerlere gitmem. Yaman doğmadan bir hafta önce de uçak kullanmayı bıraktım.
- 50 yaşında da pop star olacak mısın?
- Bu işe başlarken 'Bir gün tekrar mutfağa döneceğim,' demiştim. Döneceğim de. Enerji ve tecrübelerimi; yönlendirebileceğim, hak eden, buna layık olan birilerine aktarmak istiyorum.
- Bana evde dördünüzün en özel, en mutlu anının fotoğrafını tarif edebilir misin?
- Yaman benim kucağıma yatmış... O sırada Emina da Yavuz'u almış, dans ettiriyor. Dördümüzün böyle çok anı var.
İLK YILLARIMDA BEN DE ŞIMARDIM
- Şöhret hastalıklı bir şey. İnsan kendisiyle şöhreti arasında sıkışıp kalıyor. Senin de bu duyguya kapılıp, yaptığın saçmalıklar-çılgınlıklar oldu mu?
- Evet, oldu. Şöhretin ilk illüzyonel anlarında sinema kapatıp sinemaya gitmek falan. Düşünsene ne komik. Koca sinemada ben ve biri. Bunu yapıyordum ama kendime şöyle diyordum: 'Mustafa salak mısın? Tek başına burada oturmuş film seyrediyorsun!' Oysa sinemada film kalabalıkla izlenir. Konserlerde de yapıyordum bu tarz şeyler. Örneğin ufak bir deniz uçağı kiralayıp yaz turnesini onunla yapıyordum. Konserin olacağı yere havadan ineceğim, denizden geleceğim gibi takıntılar vardı. Şimdi o uçağı bana göstersen, değil binmek, yanında bile durmam. Allah'a bin şükür yaptığım bütün saçmalıkları bir ara kendime itiraf etmişimdir.
ANNEMLE BABAM ÇOK İYİ ARKADAŞ OLDU
- Sen annenin gözbebeğiydin. Evlenince anne ve eş arasında rekabet yaşanıyor mu?
- Her erkek annesi, 'Bu insan benim çocuğum için doğru mudur?' diye aklından geçirir. Ama benim annem bunu bana, kendisine ya da Emina'ya stres yapmadan yaşamayı öğrendi. İki de torunu oldu, şimdi aklı fikri, hayatı torunları...
- Baban?
- Babam da, annem de, hepsi Göcek'teler.
- Annen ve baban sen çocukken ayrıldılar. Şimdi sizin için mi bir araya geliyorlar?
- Onlar artık arkadaş, öyle bir dertleri yok. Aynı evde kalmıyorlar ama beraber vakit geçiriyorlar.
- Peki anne-baba ayrılığı senin çocukluğunun eksik fotoğrafı mıydı?
- Ayrıldıklarında altı-yedi yaşlarındaydım. İkisi de bana sevgi konusunda bir eksiklik yaşatmadı. Ama onlarla birlikte, yani hep birlikte çok fazla bir anım yok. Bunun eksikliğini hissediyorumdur mutlaka.
MİRKELAM'A HIRSLANIP ARABA ŞARKISINI YAPTIM
Mustafa Sandal, Gülşen-Ozan Çolakoğlu'nun Yatcaz Kalkcaz şarkısını dinlediğinde çok etkilenmiş. "Duygusu, zekası, matematiği, ruhu farklı. Uzun süreden sonra Türk pop müziğinde duyduğum en özel ve en güzel çalışmalardan biri olduğunu düşünüyorum," dedi. Türk Pop müziğinde neyi kaybettik de Mustafa ne buldu? İşte açıklamaları: "Şimdi şarkılara çok çabuk ulaşıyorsun. Açıyorsun bilgisayarı, şarkıların adını yazıyorsun, dinliyorsun, kapatıyorsun. Artık sahip olma duygusu kalmadı. Müzik 2000'lerden sonra böyle bir döngünün içine girdi. Yeni jenerasyonun derdi şarkı değil. Bizim; yani 90'ların efsane dörtlüsü diyelim, asıl derdimiz şarkıydı. Yatcaz Kalkcaz'ı dinlediğimde Gülşen'le Ozan'ı arayıp tebrik ettim. O zamanlardan beri de hem Gülşen'in hem Ozan'ın ciddi tesiri altındaydım. Bir ara, bu ikiliyle mutlaka ortak bir çalışmam olacak diye aklıma yazdım. Bir süre sonra Tesir Altında'yı dinlemek için buluştuk, 'İşte budur,' dedim." Evet, Mustafa Sandal iyi bir şarkının her zaman iş yapacağına; insanı yukarılara taşıyacağına inanıyor ama niye hiç yıldız çıkmıyor? "Çünkü temel yok," diyor, "Temel sağlam değilse, bina ne kadar albenili olursa olsun, neye yarar?" "Hâlâ Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Tarkan, Mustafa Sandal, Kenan Doğulu'dan söz ediyoruz..." dediğimdeyse bir itirafta bulunuyor: "Bu isimlerin birinci derdi şarkıydı. Hiç unutmam, Mirkelam'ın televizyonda klibinin yayınladığı geceyi. Koşan ve şarkı söyleyen bir adam... İskender Paydaş'ı aradım, 'Kim bu adam?' dedim. Hırsımdan üç gün uyumadım. Düşün, nasıl hırslandım ki, tuttum Araba şarkısını yazdım. Her zaman güzel işler yapan insanları tebrik ettim ama kamçılandım da..."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.