Paris Moda Haftası'ndan giyinmeye ne dersiniz?

Paris Moda Haftası, New York, Londra ve Milano dahil olmak üzere, en prestijli dört moda haftasının en değerlisi. Bu durum kısmen Fransa'nın modaya, modacıya olan yatırımları, kısmen de Fransızlar'ın doğuştan stil sahibi olmalarından kaynaklanıyor. Paris Moda Haftası'nda koleksiyon sergileyen Chanel, Louis Vuitton, Givenchy, Christian Dior gibi dev markaların şovları, modanın o sezondaki trendlerini belirliyor. Bu markaların defileye çıkardıkları ana koleksiyon ve şov parçaları hem reklam kampanyalarında kullanılıyor hem de markanın sezon boyunca sattığı en pahalı ürünlerden oluşuyor. Paris Moda Haftası'nda defile sergilemeye layık görülen marka ve modaevleri arasına, geçtiğimiz kış, yani 2013 sonbahar-kış koleksiyonlarının görücüye çıktığı sezonda, bir marka daha eklendi. Bu markanın ne Paris'te defile yapan diğer modaevleri gibi 100 yılı aşkın bir geçmişi, ne de başında dev bir tasarımcı var. Sözünü ettiğim marka, moda haftalarında izlemeye alışkın olduğumuz lüks segmentin tam karşısında duran H&M. Yıllar içinde H&M'in tasarımcılardan sorumlu direktörü Margaretha van den Bosch ile pek çok kez yan yana geldim. Alçakgönüllülüğü ile moda dünyasına hiç uymayan 60'ını aşkın van den Bosch, H&M'in Karl Lagerfeld ile başlayan tasarımcı işbirliklerinin fikir annesi. Aradan geçen zamanda Stella McCartney, Victor&Rolf, Maison Martin Margiela, Lanvin ve daha pek çokları ile gerçekleştirilen, son olarak önümüzdeki sezon Isabel Marrant ile devam edecek işbirliğiyle ilgili olarak van den Bosch bana hep aynı mesajı verdi: "Biz de tasarımcıya pek çok şey öğretiyoruz." Lüks moda endüstrisinde çalışan her dev ismin H&M ile güle oynaya koleksiyon hazırlamasının nedeni belki sadece paraydı. Ya da tasarımcıların ağız birliği etmişçesine açıklamalarında kullandığı "Tasarımlarımızı halka giydirmek istiyoruz," da olabilirdi neden. Ama, 48 ülkede 2 bin 800'den fazla mağazaya ulaşmış, dünyanın ikinci en büyük perakende devinin de tasarımcılara ve moda dünyasına gösterecek bir iki şeyi de vardır diye düşünüyorum.
MODERN DRAMA TEMALI KOLEKSİYON
Aslına bakarsanız, "Moda haftalarında defile yapan ilk uygun fiyatlı marka H&M," dersem yanlış olur. Dokuz yılı aşkın bir süredir, Topshop, Londra Moda Haftası'nda büyük ilgi gören defileler gerçekleştiriyor. Birbirinden çekici, bir o kadar da eğlenceli mekanlarda yapılan bu defileler, markanın kendi tasarım ekibinin elinden çıkan ve Topshop'ta satışa sunulacak ürünler yerine, yeni tasarımcıların koleksiyonlarını sergilemelerine önayak olan organizasyonlar... Bunlar da genç tasarımcıların yükseldiği Londra için çok değerli, fakat "Nihai müşteriye faydası oluyor mu?" derseniz, Topshop'a özel koleksiyon hazırlamaya layık bulunan birkaç yeni tasarımcı dışında, bu soruya cevabım "Hayır," olacak. Şimdiye kadar, moda haftalarını takip eden, her tasarımcının kütüğünü annesinden bile iyi bilen yüz binlerce genç insan, defilelerde sergilenen ürünlere hayran olmakla yetiniyordu. Ama şimdi, H&M'in Paris Moda Haftası'nda sergilediği, markanın tasarım direktörü Ann-Sofie Johansson'un ve ekibinin elinden çıkan kapsül koleksiyon ile isteyen herkesin, Paris Moda Haftası'nda gösterilen bir-iki parçaya sahip olma fırsatı var. Görüntü olarak lüks segmente hitap eden 'modern drama' temalı özel koleksiyon, fiyat aralığı olarak yine 'hakkaniyetli' davranacak. Sınırlı sayıda üretilen H&M Paris Moda Haftası kapsül koleksiyonu, Türkiye'de İstinye Park, Brandium ve Ankara Armada mağazalarında, 5 Eylül'de satışa sunulacak.