Pazar 29.09.2013
Son Güncelleme: Cumartesi 28.09.2013

Hani bir 10 yıl daha yaşayacaktın!

Seni nasıl anlatmalı bilemiyorum. O koca yüreğinde, herkese yer açan, doğru bildiğinden hiç şaşmayan deli fişek Tuncel Baba'yı mı, yoksa, yaptıklarıyla Türkiye sınırlarını aşan oyuncu Tuncel Kurtiz'i mi?

"Bir 10 yıl daha yaşamak istiyorum" demiştin ya son görüşmemizde, ben de inanmıştım. Onun için bu son haber hiç yakışmadı sana Tuncel Baba! Çünkü sen söylediğini yapan bir adamdın. Ama bu sefer kandırdın bizi ve bir eylül günü, vurdun kapıyı çekip gittin. Nereden başlamalı seni anlatmaya bilemiyorum ki? O koca yüreğinde, çocuklara da gençlere de, hatta her türlü hayvancağıza da yer açan, dostlarını hiç unutmayan, en çok kendini eleştiren, doğru bildiğinden hiç şaşmayan deli fişek Tuncel Baba'yı mı anlatmalı? Yoksa, oynadığın oyunlar, çevirdiğin filmlerle Türkiye sınırlarını aşıp Amerika'dan Asya'ya her yerde anılan oyuncu Tuncel Kurtiz'i mi? Galiba birbirinden ayırmamak gerek. Çünkü biri diğerini var etti.
UMUT SENİN KANADINDI
Hani bir keresinde demiştin ya "Babam Vala Kurtiz'in istediği gibi hukukçu olmadım, asker olmanın da kıyısından döndüm" diye, iyi ki de olmamışsın Tuncel Baba. Hatta iyi ki de sigaraya başlamışsın da, sınıf arkadaşın Can Bartu gibi futbolcu olamamışsın. İyi ki şiirler, öyküler, kitaplar 'zehirlemiş' seni. Çünkü o zaman gönül verdiğin oyunculuğa başlamazdın ve biz de seni tanıyamazdık. İşte o zaman hayatımızda hep bir şeyler eksik kalırdı. "Tuncel Baba hayatın zorlu mu, maceralı mı geçti?" diye sormuştum bir keresinde. "Umutla geçti" demiştin sen de. Anlamıştım o zaman zorlu geçtiğini. Yaşadıklarını ara ara anlatırdın. Aslında çoğu kederli hikayelerdi. Ama sen hep umut katardın o hikayelerin içine. Umudun senin kanatlarından biri olduğunu "Umut ve Sürü, Yılmaz'ın (Güney) bana taktığı iki kanat" dediğinde kavramıştım. O kanatlarla uçtun dünyanın dört bir yanına. Tel Aviv, Stockholm, Paris, Milano, New York... Gün geldi Peter Brook buldu seni, dünyayı turladığın Mahabarata'da çalıştın. Gün geldi Kuzuların Gülümseyişi filmiyle Berlin'de Gümüş Ayı Ödülü aldın. Ama biliyorum ki, senin hayatında şansızlık yüzünden bir şeyler eksik kaldı. Hani, David Lean erken ölmeseydi, 'vurgunum' dediğin Marlon Brando ile karşılıklı oynamış olacaktın. Lakin Brando ile oynayamasan da onun yolundan giden Robert De Niro'nun tanışmak isteyeceği kadar usta bir aktör oldun, biliyorsun. Hatırlarsın, Hudutların Kanunu gösterimi için Cannes'a gittiğinde festival yöneticilerinden Thierry Fremaux seni takdim ederken "Brad Pitt, Gerard Depardieu, Robert De Niro karışımı bir oyuncu" demişti. Gitmiş bu De Niro'nun kulağına, seninle tanışmak istemiş ama sen Türkiye'ye döndüğün için bir araya gelememiştiniz. Eşin Menend Abla "Sağlık olsun" demişti. Zaten senin sağlığına en çok Menend Abla dikkat ederdi. Kars'ta Gezici Festival'de lise talebeleri gibi Menend Abla'dan gizli, sigara içmeye kaçardık. Ama hep yakalanırdık da sen "Bu son" derdin. İşin doğrusu Menend Abla sana çok iyi baktı Tuncel Baba. Hepimize taş çıkaran o yaşam enerjisine hep hayran kaldık. İşin aslı bizden daha gençtin hep. "Evlat, insan ihtiyarlar ama yaşlanmaz" diye az kulağımızı çekmedin. Gönlün zengindi... Ama senin gönül sofranın başköşesinde Lütfi Akad, Yılmaz Güney, Cahit Irgat, Can Yücel, Özdemir Asaf ve Münir Özkul otururdu. Şimdi sen yoksun ya, o çok sevdiğimiz Özdemir Asaf biraz daha uzaklaştı bizden. Yılmaz Güney ile bir bağımız daha koptu. Cahit Irgat'ı anlatacak kimse kalmadı. Şimdi kim hatırlatacak Can Yücel'i, kim anlatacak Lütfi Akad'ın bilgeliğini, Münir Özkul'un ustalığını bize Tuncel Baba?
USTA DEYİNCE KIZARDIN
Babaydın sen herkes için, gülerek anlatmıştın ya hatırla "Genç yaşımdan itibaren baba rollerini oynattılar. Sürü'deki baba, Hamo Ağa unutulmazdır benim için. Yaşamın Kıyısında'ki Ali de ilginç bir babadır. Âlem adamdır. Ama her baba rolünde kendi babamdan yola çıktım. Çünkü en çok kendi babamı tanıdım" demiştin. Baban Vala Kurtiz'in sana "Tuncel sana temiz bir isim bırakıyorum" dediğini, onun sonuna kadar doğruluktan, dürüstlükten yana olduğunu anlatmıştın bir kere. Doğruya doğru sen de bize, hepimize çok temiz bir ad bıraktın Tuncel Baba. Usta deyince kızardın biliyorum, "Ustalık zanaatta olur sanatta olmaz" derdin. Olsun hem bir hayat ustası hem de usta bir aktördün. Keşke gelsen yine, o gür sesinle kızsan, razıyım!
MENEND BANA ÇOK İYİ BAKIYOR
"78 yaşına girdim. Mümkün olduğu kadar spor yapıyorum, bir de bu üçüncü eşim Menend bana çok iyi bakıyor. Sigarayı bıraktım. Bir 10 yıl daha yaşamak istiyorum. Bu 10 yıl içerisinde ne yapabilirim diye düşünüyorum. Tiyatro için içim cız ediyor ama yapabilmem zor. Mümkün olduğu kadar sinema filminde oynamak istiyorum. Çünkü sinemada birkaç hafta çalışıp bitiriyorsunuz ve sonra köyümde oturabilirim."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.