İtalyan yemeğini nasıl bilirsiniz?

Annelerin domates sosuyla yapıldığında, bir de lapa oluncaya kadar haşlandığında gayet bizden, gayet Türk görünen makarnanın ana yurdu İtalya'da bizlerin bilmediği daha ne cevherler var. Geçtiğimiz hafta sonu, sadece yeme içme üzerine kurulu üç gün geçirmek için Roma'daydım. Damak tadımın gelişimine olan katkısı yadsınamaz bu hafta sonunun tartıda da ağır etkileri oldu. Olsun, İtalya'nın dünyaya armağanı olan pizza ve makarna sebebiyle çocukluğumda tanıştığım ilk mutfaklardan birinin derinlerine indim, pişmanlığım yok. Lokal şarap üreticilerinin bağ evlerinde, ev kadınlarının elinden çıkma leziz yemekler de yedim, Roma mutfağının en eski örneklerini sunan salaş restoranları da gezdim. Fakat gezinin en eğlenceli bölümü, kesin bir tarih verilemese de yakın zamanda İstanbul'un yeni çekim merkezi olması beklenen Zorlu Center'ın içinde 6 bin 500 metrekarelik alana kurulacak Eataly'ydi. Söz ettiğim bu 1200 oturma kapasiteli alanda, kuru kuru yemek yemekten çok daha fazlasını yaptım. Burası yemek yapma ve yeme kültürüne değer verilen, yöreselliğe ve zanaate saygı gösterilen, felsefesi olan bir mekan. Benim aklımda kalanlar dondurmalar, çikolata şelaleleri, bak bak doyamadığım kitaplar, el yapımı makarnalar, binbir çeşit (abartmıyorum) peynir ve tabii yemekler. İtalya'da 11 şehirde hizmet veren Eataly, Japonya ve ABD'de açılan restoranları ile dünya genelinde 17 şubeye ulaşmış. New York'ta ABD Başkanı Barrack Obama'nın doğum gününü kutlayacağı kadar popüler olan Eataly'nin Roma şubesine girişim sabahın erken saatlerine denk gelse de, mideme ilk giren dondurma oldu.
Dondurma anında hazır
Uzun yıllardır, Amerika'nın süper sağlıksız hamburger zincirlerinden yediğimiz, sattıkları su ve yapay toz karışımı ürüne dondurma demeye dilleri varmadığından 'sundae' adını verdikleri ürünün gerçeği Eataly'de yediğim. Hem de taze taze, o dakikada gözünüzün önünde yapılan bir dondurma. Eataly'ye özel olarak üretilen makinelerde süt ve dondurma yapmak için gereken malzemeler hazır bekliyor. Dondurmacı, kolu çektiğinde, taptaze dondurma kaymak kıvamında dökülüyor. Taze taze, gözünüzün önünde yapılan tek ürün dondurma değil. Yıllardır Türkiye'de güzelini bulma hayaliyle yaşadığımız ve hâlâ pek az yerde erişebildiğimiz mozeralla peyniri Eataly'de, eleklerden geçirilerek hazırlanıyor. Dakikasında tabağınıza alıp taze taze yiyebiliyorsunuz. Türkiye'de Astoria'nın içinde açılan Okko ile denemesi yapılan ve ilk örneği hayal kırıklığı ile biten 'Restoran, Okul ve Market' konsepti Eataly'de daha iyi oturtulmuş. Toplam 15 restorandan oluşan bölümde panini ve 'la piadina' adı verilen İtalyan gözlemesi gibi çok hızlı yenilebilecek alternatifler kadar makarnadan deniz mahsüllerine, pizzadan sadece sebze yemeklerine ya da tavuk çevirme yapılan yarım saatte oturulup kalkılacak mekanlar da var. Eataly, yemek deneyimini derinleştirmek isteyenler için bir de fine dining alanı oluşturmuş. Michelin yıldızlı Massimo Bottura'nun şefi olacağı bu restoranda İtalyan füzyon yemekleri sunulacak.
Hem ye hem öğren
Bu konseptte market ve restoran bölümlerinin yanında bir de okul kısmı var. Türkiye'deki kursların içerikleri henüz belirlenmemiş ama Roma'da soğan doğramakla başlayan en temel bilgileri içeren kurslar da, sektörün saygın profesyonelleri tarafından verilen özel workshop'lar da mevcut. 'Herkes için iyi yemek, iyi içecek' söylemini çıkış noktası yapan Eataly'de beni tüm bu gördüklerim arasında en çok etkileyen ise, Eataly'nin çalışanlarının, mağazanın en kalabalık olduğu anda, kendi istedikleri alanda, müşterilerle birlikte yemek yemeleri oldu. Markanın ikinci kuşak temsilcisi Nicola Farinetti, "Adil yemek mottomuz. Çalışanlarımıza en iyisini sunmakla yükümlüyüz" diye açıkladı. Belki de Türkiye'nin, bu konseptten sadece yeme içmeden daha fazla öğrenecekleri vardır.