Madrid hariç herkes Mesut

"Mesut'u satmayın!" 20 bin kişi böyle haykırıyordu Bernabeu'da. Hem de 100 milyon avroluk Bale'le tanışırken. Ama kulak asmadı başkan Perez. Mesut Özil. 50 milyon avroya Arsenal'e imza attı. O günden beri de Arsenal'in futboluna atıyor imzasını.

'GAMSIZ' TERMİNATÖR
Şimdiden asist lideri İngiltere'de. Kupalara hasret Arsenal onunla kabuk değiştirdi. Ligde zirvede, Şampiyonlar Ligi'nde 2'de 2 yaptı. Fakat daha mühimi Mesut'un gelişi takımın ruh halini değiştirdi. Eşik atlattı. Arsenal'in unutulmaz forveti Ian Wright da bu değişimi kulübün Hollandalı efsanesinden hareketle, "Özil, Bergamp etkisi yaptı" diye tanımladı. Hafta içi Napoli önünde resital verdi Özil. Bir attı, bir de attırdı. Baskının en kızıştığı sahanın son üçte birlik diliminde dahi yüzde 90'a yakın pas yaptı. Dünya onu konuştu, onu yazdı. Ama Mesut'un gelişi çarşambadan belliydi zaten. Son beş sezonda Avrupa'nın top beş liginde asist kralı (72) oldu. Real Madrid'deki 157 maçın bilançosu ise 81 asist 27 goldü. Gidişi, Ronaldo'dan Ramos'a kadar tüm ağır ağabeyleri kızdırdı. Ronaldo isyan etti, "Beni en iyi o anlıyordu, hangi akla hizmet sattınız?" dedi. Eski hocası Mourinho da İngiltere'den arka çıktı "O en iyisi" diye. Perez baktı ki olmuyor altını çamura bulamaya kalktı. "Kendine bakmıyordu" dedi, bakmayan adam nasıl böyle istikrarlı olur diye düşünmeden. "Âlemciydi" dedi. Az bile söyledi. Zira bu rakamlarla Mesut 'âlemin kralı'ydı. Vücut dili umursamaz, koşuları uyuşuk görünüyor bazen. Mesut'u türdeşlerinden ayıran da o baygın bakışların ardında yatıyor zaten. Tıpkı her şey gözüne veri olarak yansıyan 'Terminatör' gibi, sahayı alanlar ve rakamlar olarak algılıyor. Kanatlara kayıyor, tekrar merkeze devriliyor. Boş alan nerede, nereye koşu yaparsa kendini ya da arkadaşlarını izole edebilir görüyor anında. Önce boş alanları avlıyor sonra da öldürücü bir pasla rakip defansı...

REAL MADRID'İN ANTİ TEZİYDİ
Onu bir adım öne geçirense topu ayağına aldıktan sonrası değil öncesi... Sıradan gözüken yumuşak bir dokunuşla öldürebiliyor 30 metreden gelen bir pası. Ve top havadayken dahi biliyor ne yapacağını. Arkadaşlarının durduğu değil birkaç pozisyon sonra duracağı yeri görüyor. Düşünce hızıyla kapatıyor sürat açığını. Zekâsı ve tekniği arkadaşlarına da seviye atlatıyor. Nitekim 'derin oyuncu kurucu' Arteta da "Hepimizi daha yukarı taşıdı" diyerek buna işaret ediyor. Nadir bir karışım var hamurunda. Yıldız ama mütevazı. Gol atmaktan çok attırmayı seviyor. "Varsın manşetler atanı yazsın" diyor. Rakip savunmacıları gezmeye çıkarıyor, arkadaşlarına yol açıyor. Real Madrid'deki performansının altında yatan bir sebep de tarzıydı zaten. "Hep ben, hep bana" diyen egolara servis yaptı, gölge kahraman olmayı sorun etmeden. Parlak ama bencil yıldızların antiteziydi orada. Tıpkı kolektif ruh ve sistem takımı Arsenal'in, bireysellik ve sansasyonun kalesi Real Madrid'in antitezi olduğu gibi. Gidişi, bir kara delik bıraktı eski takımında. Evet, Ronaldo'nun bir sezonda kat ettiği mesafe Madrid-Lizbon arası kadar. Evet, Bale 100 metreyi 11.5 saniyede alıyor. Ancak Mesut sonrası, sahada fikirsiz kaldı Real Madrid. Beyni alınmış bir atlete döndü adeta. 100 milyonlarca avroluk illüzyon malzemeleri var belki. Ama sihirbazı kaçırdılar ellerinden bir kere. Sihirbaz artık Londra'da... Üstelik daha 25 yaşında. Ve görünen o ki daha yeni başlıyor şovuna.