Son Güncelleme: Pazar 24.11.2013
Kaptan'ın makinesinden son kareler
Son muhabir Savaş Ay gitti, makinesi kaldı yadigar. Ustanın boynundan hiç çıkarmadığı makinesindeki son fotoğraflara baktık. 168 fotoğraf karesinde hayatın binbir yüzü vardı
TABUT VE FOTOĞRAF MAKİNESİ
Gazetenin önünde yapılan cenaze töreninde fotoğraf makinesini oğlu Ulaş'ın boynunda gördüm. Bir tarafta Savaş Abi'nin tabutu, diğer tarafta Ulaş'ın boynundaki makine. Bir sohbetimizde bana, "Gece bile bu makineyle yatarım evlat" dediği Canon PowerShot I1X'e uzun uzun baktım. Kendi kendime, "Acaba o makinenin içinde neler vardır, Savaş abi kimbilir yine neler çekmiştir?" dedim. Tek kişilik bir orkestra gibi çalışan Savaş Abi'yi sevdiği annesinin yanına defnettik. Ulaş'a, "Bir isteğin olursa ara" dedikten sonra gazeteye döndüm. Aklım makinedeydi. Nihayet geçen cuma günü Ulaş gazeteye geldi. Hem çok heyecanlıydım, hem çok hüzünlü. Makinenin içindeki fotoğraflara bakmak için açtığımızda, "Acaba Savaş Abi bize hangi haberleri atlattı yine?" diye içimden mırıldandım. Açtık o küçük makineyi...
YİNE MUZİPLİK YAPMIŞ
Önce son çektiği fotoğrafa baktım. İçim acıdı, nefes alamadım. Kafasından hiç çıkarmadığı A Takımı şapkası... Onun son nefesini verdiği yatağın üstünde, yatağın yanında ise yanından hiç ayırmadığı, "Benim koca yürekli canım" dediği Gamze. Hiç yalnız bırakmadı Gamze onu hastanede. Gamze yorgunluktan uyuyor. O ise her zamanki muzipliğini yapıp, şapkasını yatağın üstünde koyup, Gamze'yle birlikte çekmiş son karesini... Ardından, hastane odasının penceresinden çektiği muhteşem Marmara fotoğrafları... Kızı Sanem, hastaneye gelen ziyaretçileri Hıncal Uluç, Can Dündar, İstanbul Valisi, Emniyet Müdürü, hemşireler, doktorlar... Savaş Ay'ın, "Yatakta bile yanımdan ayırmam" dediği o makinesinde 168 kare vardı. Onların hepsinde bir haber, bir öykü, bir hüzün vardı. Yaklaşık iki ay yattığı hastane odasında özellikle doktorlar ve hemşirelerle sık sık karşı karşıya geliyordu Savaş Ay. Tedavisinin sağlıklı geçmesi için 24 saat görev yapan hastane personelinin avucuna sığmıyordu. Sık sık, "Ben habere gitmek istiyorum" diyerek doktorlara 'posta' koyuyordu. Ara ara da bu dediğini çaktırmadan yapıyordu. Hastane önündeki büfenin sahibi ve müdavimleriyle görüşüp onların fotoğraflarını çekiyordu Savaş Abi. Zaman zaman da kadim dostu Tahsin Tiryaki'yle 'kebap sefası' yapıyordu. Hastanedeki hastaların 'Savaş Abi'si olmuştu. Başka odalara, katlara inerek oradan da haber yapıyordu. Gazeteci olduğu kadar insandı da Savaş Ay. Özellikle yakın dostu, can arkadaşı Ahmet Kaya'ya çatalların fırlatıldığı olaylı gecede sanatçıya siper olmuştu. Onunla en son öldüğü gün, (cumartesi) sabah saat 08.30'da konuştum. Telefonu açar açmaz, "Sıkıldım evlat, beni habere gönder" diyerek kızdı bana. Sonra 14.30 civarı haberi geldi; "Kalbi durdu..." dediler. Yazı işleri katında bir sessizlik, hüzün... Son telefon, "Savaş Ay öldü..." Haber, haberci öksüz kalmıştı. 40 yılını bu mesleğe vermiş, her kesimden seveni olan bir ustaydı o.
O MAKİNE OĞLUNDA ŞİMDİ
İngiltere'de yaşayan Ulaş Ay, babasının rahatsızlığı nedeniyle Türkiye'ye geldi ve onu hiç yalnız bırakmadı. Ulaş, hastane odasında yaptığı sohbetleri şöyle anlattı: "Baba benim fotoğraf makinem seninkinden daha iyi' dedim bir gün. 'O benim çocuğum, laf etme' diyerek sert baktı. O an anladım ki gazetecilik onun çocuğuydu ve bir evlatla eşdeğere sahipti. Öldüğünde hastaneye koştum. Odasından makineyi alıp, boynuma taktım. Galata Köprüsü'nden Kabataş'a dört kez gidip geldim. Fotoğraf çektim bol bol. Makineyi kokladım, elimden hiç bırakmadım. Sonra İstiklal Caddesi'ne çıktım. Güneş batarken çektim caddeyi. Sonra da SABAH'ın önündeki töreni. Kendi kendime 'Babam olsaydı ne yapardı?' sorusunu sordum. Babamın tabudu bir tarafta, diğer tarafta arkadaşları, dostları. Bir tarafta da onları görüntülemeye çalışan meslektaşları. Ben de onun meslektaşlarını çektim..."
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde