Son Güncelleme: Cumartesi 30.11.2013
Biz müziğimizle konuşuyoruz
Piyanistler Güher ve Süher Pekinel, uzun zamandır çeşitli projeler sayesinde gençlere odaklandı. Pekineller yetenekli gençlerin iyi müzik eğitimi almaları için uğraşıyor
- Müziği bizim için bu kez kelimelerle yorumlar mısınız?
- Güher Pekinel: Müzik bizim nefesimiz. Bizim için oksijen kadar önemli. Tümüyle bir parçamız. Bir gün müzik dinlemediğim zaman bir şeylerin noksan olduğunu hissediyorum.
- Süher Pekinel: Hayattaki duruşumdan, gerçekleştirdiğim her şeye, müzik zenginliklerini yansıtıyor. Dolayısıyla her şeyden önce doğallığın simgesi olan müzik benim de hayatımda daima olacak.
- Böyle bir kariyeri hayal etmiş miydiniz?
- S.P: Müziği kariyer olarak hiçbir zaman düşünmedik. Daha sekiz-dokuz yaşındayken çok iyi bir müzisyen olmak istiyordum. Tek istediğim buydu. Müziğin hissettirdiği saflığı yaşamak, o anda yaşanan sevinci aksettirebilmek ve her şeyden önce de paylaşmak... Müzik paylaşılmadan yaşayamaz. Onun dinleyicilere ve onu tekrar yaşama döndürenlere ihtiyacı var. O zaman tekrar kendi nefesine kavuşuyor ve dinleyici de sizinle birleşerek bir bütünlük sağlıyor.
- Hep birlikte mi çalıştınız?
- G.P: Hayır, evvela birey olarak kendinizi bulmanız gerekiyor hem müzikal açıdan hem de kimliğinizi aksettiren tuşeniz ile. Tuşe, bir heykel gibi yonttuğunuz kendi tonunuzun kalitesini, rengini, derinliğini yansıtıyor. Düşünsel açıdan yorumunuzu oluşturabilmek için bunlara altyapı olarak ihtiyacınız var. Bunları yapamadan genç yaştan itibaren birlikte devam etseydik, bugün burada birbirimize söyleyecek bir şeyimiz pek olmazdı.
- S.P: Evvela kendi kişiliklerimizi bulmak ve geliştirmek için aynı hocayla çalıştık ama hiçbir zaman birbirimizi dinlemedik. Hiçbir zaman aynı parçaları çalmadık. Çünkü birbirimizi etkilemek istemedik. Bu isteklerimizi de hakikaten hocalarımız destekledi. Çok şanslıyız bu açıdan.
- Günümüzün en büyük ustalarıyla çalışmak nasıldı?
- S.P: Çok şanslıydık; dünyanın en önemli hocaları ve müzisyenleriyle çalışabildik. Genç müzisyenlere bir meslektaşları gibi yaklaşıyorlardı. Başta büyük usta Serkin olmak üzere Karajan, Bernstein ve Mehta dünya sahnelerine giden kapıları açtı bizlere. Bize olan güvenleri her zaman motivasyon ve minnettarlık kaynağımızdı.
GENÇLERİMİZ AVRUPA'DA OKUYOR
- Gençlerle ilgili projeleriniz nelerdir?
- G.P: İlki Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler projesi. Üstün yetenekli gençlerimizin dünyanın en iyi hocalarıyla Avrupa'da eğitim görmelerini amaçlıyoruz. Bu bağlamda üç yıl içinde gençlerimiz uluslararası yarışmalarda altı birincilik ve üç ikincilik ve bir üçüncülük ödülü kazandı. Mesela bu gençlerimizden Veriko Çumburidze 16 yaşında İsviçre'deki Uluslararası Çaykovski Genç Müzisyenler Yarışması'nda birinci oldu. Gençlerimiz Viyana, Paris, Münih, Leipzig, Köln, Zürih ve Brüksel'deki konservatuvarlarda eğitimlerini sürdürüyorlar. Bu sene 13 yaşından başlamak üzere daha da gençlere bu kapıları açtık ve Avrupa'da konser serilerine başladık.
- S.P: İkinci projemizse üstün yetenekli çocukların okuduğu Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi'nde açılan G&S Pekinel Müzik Bölümü. Geleceğin CEO'ları, müzik sayesinde dünya kültürleriyle tanışarak yeni vizyonlar yaratabiliyor.
- G.P: Üçüncü projemizse Alman müzisyen ve pedagog Carl Orff'un çocuklarda yaratıcılığı, kişisel yetenekleri ve çabuk karar alabilme mekanizması geliştiren eğitim sisteminin Türkiye genelinde, ana ve ilkokullarda müfredata bağlı olarak uygulanmasını amaçlamaktadır. Bunun için yolumuz daha uzun. İyi eğitim her çocuğun hakkı. Niye bundan yalnız varlıklı çocuklar yararlansın?
EN SON HABERLER
- 1 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 2 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 3 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var
- 4 Bu okullarda anne-baba adayları eğitiliyor
- 5 Boğaz’da kürek keyfi kabus olmasın
- 6 Aykırı bir ikon
- 7 Evde akıllı cihazlara yer açın güvenliği de ihmal etmeyin
- 8 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 9 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 10 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut