Son Güncelleme: Pazar 22.12.2013
Kötü adamı oynamak, iyi oyuncunun harcı
Karadayı dizisinin en çok konuşulan, en çok tartışılan, en çok kızılan karakterleri Necdet, Turgut ve Mehmet Saim'i canlandıran Erkan Avcı, Yurdaer Okur ve Erhan Yazıcıoğlu kötülük kavramını masaya yatırdı
Eski Türk filmlerindeki gibi değil hayat. İyi salt iyi, kötü de salt kötü değil artık ekranda... Hayatın, her birimizin içinde ne kadar kötülük varsa ekrana akmış halde. Bazen o kötülere bakıp, kendi içimize dönüyor ve düşünüyoruz "Ben de bunun bir benzerini birine yapmamış mıydım?" diye... Kötülüğün sınırını da çizemiyoruz, ona sınırlar da koyamıyoruz... Ekranda gördüğümüz kötüleri içten içe sevmemiz, onlara sempati duymamız belki de bu yüzden. Oturup felsefesi yapılacak nadir konulardan biri kötülük. Ben de atv'nin Karadayı dizisinin en 'kötü' üç karakterini bir araya getirdim ve kötülük üzerine konuştum... Dizide Bakan Mehmet Saim Şadoğlu'nu canlandıran Erhan Yazıcıoğlu, Savcı Turgut karakterini canlandıran Yurdaer Okur ve Necdet Güney'i oynayan Erkan Avcı hayatlarında karşılaştıkları kötülükleri anlattı.
- Kötü adamı oynadığınız için sokakta nasıl tepki görüyorsunuz?
- Erhan Yazıcıoğlu: 'Böyle baba olur mu, siz kendi çocuklarınızı sevmiyor musunuz, ne zaman bunlara izin vereceksiniz? Bırak bunlar birleşsin!' diyor insanlar. Seyirci Karadayı üzerinden o kadar havaya girmiş ki, karakterimizle bize aynı muameleyi yapıyor. Genelde bana çemkiriyorlar.
- Yurdaer Okur: Bana 'Evladım biraz insaflı ol yavrum!' diyorlar. Diziye kendini kaptırıp beni boğmak isteyenle karşılaşmadım. Görünce de ilginç bir şekilde sempati gösteriyorlar.
- Erhan Yazıcıoğlu: Yurdaer seninle ilgili, 'Muhteşem oynuyor, bir kötü ancak bu kadar iyi oynanır' diyeni çok duydum.
- Erkan Avcı: Seyirciyle karşılıklı bir oyuna dönüştü olay. Dizi seyircisi de antrenmanlı hale geldi. Onlar da kendi şakasını yapıyor bizi görünce. Seyirci sokakta karakterimiz gerçekmiş gibi davrandığında aslında şaka yapıyor.
- Y.O: Toplum olarak belli ahlak değerlerimiz var ve muhafazakar bir yapıya sahibiz. Bu alanları çok didikleyip girmedikçe, televizyonu kapattıracak kadar kötü şeyler yapmadıkça, bunun bir oyun olduğunu hissediyor insanlar. Onların memnun olması bizi de mutlu ediyor.
- Canlandırdığınız karakterlerin gerçek hayatta karşılığı var mı?
- Y.O: Savcı Turgut gibi bir adam, belki çok göz önüne çıkmamış olabilir ama vardır. Sanat hayatı taklit eder; biraz abartır, biraz törpüler ama taklit eder. Anlatılan elbette kurgu ama dünyada hiç rastlanmayan, uzaydan gelen bir kötülük anlatılmıyor dizilerde...
- E.A: Ülkemizde 90 öncesi dönemde, mafyalaşmanın iyice para ettiği yıllarda çok Necdet vardı. Ben Diyarbakırlı'yım, keza orada da insanların birbirini çok rahat kıyabilecekleri bir ortam vardı. Beyaz Saray'dan tutun da, İsrail Parlamentosu'na kadar her yelpazede görülebilecek karakterleri canlandırıyoruz.
E.Y: Bizim geçmiş siyasilere bakıp bir benzetme yaparak, onlar üzerinden bir çalışma yapmadım. Kostümü giydim, kötülük yapan bir bakana dönüştüm.
- Sinema tarihine dönüp baktığınızda en kötü karakter sizce kim?
- E.A: Hannibal Lecter. Salt kötü. Katıksız, tertemiz...
- E.Y: Nuri Alço, Erol Taş, Önder Somer'in canlandırdığı karakterler...
- Y.O: Batman'de Joker bambaşka bir kötülük anlayışı getirdi sinemaya... Leon filminde, Gary Oldman'ın canlandırdığı Norman Stansfield beni çok etkileyen kötülerden.
- Sizler birine kötülük yaptınız mı?
- E.A: Geçenlerde konservatuvardan bir arkadaşımla karşılaştım, ayaküstü konuştuk. Okuduğumuz dönemde, bana bir şey sormuş ve ben ona öyle bir şey söylemişim ki, o çocuk, söylediğim şey yüzünden okulu bırakıp İngiltere'ye gitmiş. Ama asla hatırlamıyorum. Perişan oldum. Bu bir kötülük! Burada terazi şu; bilinç var mıydı? İyi hissetmediğiniz bir günde, taksiye binersiniz ve şoföre öyle bir laf söylersiniz ki, o adamın tüm günü kötü geçer. Bu da kötülük! Anne bile çocuğunu büyütürken ne kötülükler yapıyor.
- E.Y: Kötülük yaptığımı hissetmeden, iki arkadaşımı kaybettim. O arkadaşlarımın onurlarını düşünmeden, işsiz kaldıkları dönemde haberleri olmadan, birkaç kişiyi arayarak iş teklif etmelerine vesile oldum. O iki insan bunu duyunca benimle küstüler. Hatta biri hiç konuşmadan vefat etti.
- Y.O: Etrafımızda olan kötülüklerden yakınlarımızı koruyabiliriz ama en yakınlarımızın bize yaptığı kötülüklerden bizi kim koruyacak?
- Kötü bir kadını sevebilir misiniz?
- E.A: Sevmişizdir ya... (Gülüyor.)
- E.Y: Kötü olduğunu biliriz ama o kadının öyle bir tarafı vardır ki sevilir.
- Y.O: 'Nasıl bana böyle bir kötülük yapar?' diye insanı peşinden sürükleyebilir bir kadın...
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde