Müzede bir gece
Türkiye'nin ilk yatılı müzesi olan Çorum Müzesi, konuk ettiği öğrencilere tarihin ışığı altında gizemli bir gece yaşatıyor
ÇİVİYLE YAZI YAZMAK
2011'den bu yana binden fazla öğrencinin deneyimlediği bu sıra dışı müze etkinliğinin en önemli parçası düzenlenen atölyeler. Müze gezisinin ardından atölyeye alınan öğrenciler, yaş gruplarına göre çeşitli görsel sanat çalışmaları yapıyor. 12 tanrı figürü, Hititler'in vazgeçilmez simgesi olarak camlara işlenip boyanırken, bazı öğrenciler yine cam üzerine Çorum Müzesi'nin binasını çizmeyi tercih ediyor. Bir yandan da orijinallerine bakılarak Hitit takıları tasarlanıyor. Atölye çalışmasında öğrencilerin en çok ilgisini çeken ise Hitit alfabesi ile hazırlanan kil tabletler oluyor. Hititolog Meral Yılmaz'dan isimlerinin Hititçe'ye çevrilmiş halini öğrenen öğrenciler, bu isimleri çivi yazısıyla kil tabletlere işliyor. Eller biraz çamura bulansa da, ortaya çıkan eserler, hepsini fazlasıyla memnun ediyor. Atölye çalışmasından sonra ise binlerce yıl önce dev bir medeniyet kuran Hititler'in yaşam standartlarını anlatan zaman tüneli yolculuğu başlıyor. Müzedeki topraktan inşa edilmiş Hitit evine konuk olan öğrenciler, yine topraktan yapılmış sedirlere oturarak, aynı Hititliler gibi buğday ezmeyi uygulamalı olarak öğreniyor.
UNUTULMAZ GECE BAŞLIYOR
Akşam olup, atölye ve gezi çalışmalarını tamamlayan öğrenciler, 'iyi geceler' dileyen müze görevlilerinin binadan ayrılmasıyla, tarihin izlerini taşıyan müzede bir başlarına kalıyorlar. Akşam yemeğinden sonra yatakhaneye geçen öğrenciler, bir yandan ailelerinden ayrı kalmanın heyecanını yaşarken bir yandan da artık bir parçası oldukları tarihi zenginliklerin kritiğini yapıyor. Kimi zaman sessizliğe bürünen yatakhanede, tüm kulaklar zihinlerde canlanan iskeletlerin ve kral heykellerinin sesini duyma endişesiyle dikkat kesiliyor. Muzip bir öğrencinin bağırtısıyla önce çığlıklar, sonra da kahkahaların yankılandığı duvarlar, gençlerin seslerini binlerce yıl öncesinden günümüze gelen tarihi eserlerin en ücra köşelerine kadar iletiyor. Sabah ise "Günaydın" diyen müze görevlilerinin sesiyle, tüm karanlık hayaller bir anda aydınlanıveriyor. Binlerce yıllık bir medeniyetin izlerinde koşuşan öğrenciler, yaşadıkları zamana dönmenin mutluluğu ile kahvaltılarını yapıp müzeden ayrılıyor.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde