Hayalim Oscar almak
Oyuncu Yasemin Allen'in kara kalem ve yağlı boya tablolar yaptığını biliyor muydunuz? "Oyuncu olmasaydım ressam olurdum" diyen Allen, şimdilik oyunculukta karar kılmış. En büyük hayaliyse Oscar kazanmak
BAŞARIYA TAKINTILI
Allen 18 yaşına gelince ailece İstanbul'a geri taşınmışlar. Küçüklüğünün geçtiği evde, anne ve babasıyla birlikte yaşadığını anlatıyor: "Evli değiller, partner değiller, ayrılar ama biz çok iyi bir ekip olduk. Birbirimize her konuda destek çıkıyoruz. Babam sabah kalkıp kahve yapıyor, sonra da uydurduğu şarkıları söylüyor. Ardından annem, ben ve kardeşim de şarkı söylüyoruz. Çok eğlenceli bir ev ortamımız var." İngiltere'de doğdu, Avustralya'da yaşadı ve artık Türkiye'de çalışıyor. Kendini nereye ait hissediyor? Allen bu sorunun yanıtını "Aidiyet hissim yok. 24 yaşımdayım bazen 'Tek başıma eve çıkayım' diyorum. Ama eve çıkmak, yerleşmek anlamına geliyor. Bu da benim için çok büyük bir yük. Kompakt bir hayatı tercih ediyorum. Gezmek istediğim yerler, gerçekleştirmek istediğim hayallerim var" diye yanıtlıyor. Başarıya biraz takık. "Eskiden daha kötüydüm. 'Şu yaşa geldiğimde bunları gerçekleştirmiş olmalıyım' diye listeler yapardım. Şimdi kendimi törpüledim. Ama yapmak, başarmak istediğim çok şey var. Mesela hayalim Oscar kazanmak. Ya da İngiltere'de sadece sanatsal anlamda kendimi ispatlamak, tiyatroda oynamak isterim" diyor. Kadere neden inanmadığını ise şu sözleriyle açıklıyor: "Hayatta bazı tesadüfler olabilir ama daha önce yazılmış bir şey üzerinden yaşadığıma inanmıyorum. Kontrol bende olsun istiyorum. İki ay odamda oturursam, kimse bana Oscar vermez. Benim bir şeyler yapmam lazım."
ŞART DİYE ÇOCUK YAPMAM
Annesi Suna Yıldızoğlu'nun başından üç evlilik geçti. Peki Yasemin Allen evliliğe nasıl bakıyor? İşte yanıtı: "Şu anda bir ilişki istemiyorum. Bazen, belki de çok dayatıldığı için kendimi evlenecek adam modelini düşünürken buluyorum. Ancak evlilik şart değil. Partner tabii olsun fakat işler yolunda gitmezse boşanma süreci çok tatsız. Çocuk konusuna gelince, tabii isterim. Ama sadece genlerimi devam ettirmek için çocuk yapmam. Belli bir yaşa gelince vücudun çocuk sahibi olmana izin vermeyecek, o zaman insan kendini yalnız hissedebilir. Fakat sadece 'yapmam gerekiyor' diye bir şeyi yapmayı sevmiyorum."
OYUNCULUK BİRAZ DA PAZARLAMA İŞİ
Birçokları gibi şöhret yormuyor onu. Açıkça "Şöhretin iyi tarafları var. Merak edilmek güzel şey. İnsanlar bizim ne söylediğimize önem veriyor. Ben, bu sektörde olanların şanslı olduğunu düşünüyorum. Küstahça davranmanın, 'Beni çekmeyin' demenin anlamı yok. Ama başarılı olmak ne anlama geliyor, bunu iyi ölçmek gerek. Tanınmamakla da başa çıkmayı kendime öğretiyorum. Tanınmak başarı demek değil, gerektiğinde uzaklaşmayı göze almak gerekiyor" diye anlatıyor. Oyunculuğun biraz da pazarlama işi olduğunu düşünüyor. Öyle ki, ilk dizisinde rol alırken, sık sık etraftan "Havalı ol, tebessüm et" gibi eleştiriler almış. "Biraz kendini pazarla!" yorumları karşısında korkmuş...
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde