Asla yalnız yürümeyen şehrin kaptanı...
Liverpool taraftarı 96 kişinin can verdiği Hillsborough faciasının üzerinden 25 yıl geçti. Saha içinde soyunduğu yeni rolüyle, 24 yıl sonra şampiyonluğa yaklaşan Liverpool'a güç ve zeka katan 33 yaşındaki efsane kaptan Gerrard, hem asla eskimeyen acıların hem de bir kentin adalet savaşının sembolü
ONLARIN DAVASI DÜNYANIN DAVASI...
'96 için adalet' sadece ölenlerin yakınlarının değil tüm İngiltere'nin hatta dünyanın davası haline geldi. 'Asla yalnız yürümediler' bu yolda... Bugünün Liverpool kaptanı, yaşayan efsane Steven Gerrard o korkunç olay yaşandığı sırada dokuz yaşındaydı. Facianın en küçük kurbanı ise kendisinden bir yaş büyük olan kuzeni Jon Paul'dü. Gerrard 15 yıldır formayı her sırtına geçirdiğinde, Anfield'in çimlerine her adımını attığında onu ve diğer kurbanları hatırladı. Geriye kalanların verdiği adalet mücadelesini anımsadı. Tıpkı şehrin kalanı gibi, 96 kişi hep kalbinin köşesinde bir sızı, gözünde bir damla yaş olarak kaldı. İstese çok daha büyük paralar kazanabileceği, çok daha fazla kupa kaldırabileceği bir takıma gidebilirdi. Ama bir misyonu vardı Gerrard'ın... Gol atmak ya da maç kazanmaktan çok farklı çok daha özel bir misyon... Şehre ve takıma karşı bir sorumluluğu vardı. Artık onunla Liverpool arasında kelimeleri kifayetsiz bırakan bir bağ kurulmuştu. Hillsborough onun da kaderini baştan çizmişti. Liverpool en son şampiyonluğu, faciadan bir sene sonra 1990'da kazandı. Hasretleri, 96 'evlatlarının' acısıyla neredeyse aynı yaşta artık. Ve yıllar sonra ilk kez bu kadar yakınlar şampiyonluğa. Tabii Gerrard'ın da büyük katkısıyla...
BİR EVERTONLI'DAN İTİRAF...
Futbol nasıl değiştiyse kaptan da 33 yaşında değişti, kendini yeniledi. Belki eskisi gibi sahada basmadık yer bırakmaya yetmiyordu enerjisi... Ama eşsiz futbol zekası, oyun görüşü ve tekniği hâlâ ilk günkü gibi. Defansın önünde bir 'derin akıl' rolüne soyundu o da. Liverpool'un Pirlo'su oluverdi. Takımın aort damarı sanki... Zirveye oturan takımın rakipleri adeta 'yırtıp atan' can alıcı hızlı atakları, onun ayağından çıkan milimetrik paslarla başlıyor. Bu sezonun süper starı Suarez ve silah arkadaşlarını, ortalama 22 metrelik paslarıyla o besliyor. Oyunun temposunu belirliyor, sezgileri ve pozisyon bilgisiyle çaldığı toplar da rakiplerinin planlarını bozuyor. Takımın oyununa hem zeka hem de ruh katıyor. Steven Gerrard, kariyeri boyunca sadece tek bir forma giymiş bir Liverpool efsanesinden de öte bir adam artık. Bir şehrin 'tellere sıkışıp kalmış' kaderine meydan okuyan bir adam o... Bir annenin, o tribünlerde yitirdiği ve 25 yıldır her gece ancak rüyasında hasret giderdiği evladı... Milyonlarca futbol aşığının omuz verdiği bir davanın simgesi... 15 Nisan 1989'da kaybettiği, hiç tanımadığı dedesinin mezarına çiçek koyan üç yaşındaki Liverpoollu çocuk... Gözyaşlarına ve haklı isyanlarına ortak olan ezeli rakip Everton'ın mavisi... Zafer, gözyaşı ve mücadeleyle örülü bir kulüp tarihinin, Liverpool ruhunun 8 numarasıdır Gerrard. Liverpool'a sığmayan bir adamdır... Renkler üstüdür. Ve çocukluğundan beri şehrin mavilerine, Everton'a gönül vermiş bir futbol tutkunu olarak itiraf ediyorum, bu sezon onun hakkıdır şampiyonluk. Onun ve Liverpool'un... O yüzden, sıkın dişinizi çocuklar, zafere dört maç kaldı!..
EN SON HABERLER
- 1 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 2 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 3 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var
- 4 Bu okullarda anne-baba adayları eğitiliyor
- 5 Boğaz’da kürek keyfi kabus olmasın
- 6 Aykırı bir ikon
- 7 Evde akıllı cihazlara yer açın güvenliği de ihmal etmeyin
- 8 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 9 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 10 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut