12 Eylül reklam dünyasına yaradı
Türkiye'de reklamın tarihiyle ilgili elde çok kaynak yok. Reklamcılık Vakfı bunun için Reklam Kuşakları 1940-2000 adlı bir kitap hazırladı. Kemal Sezer'in yazdığı kitap reklamın tarihini Türkiye'deki siyasal ve ekonomik gelişmeler paralelinde anlatıyor
- Bu kitap nasıl bir boşluğu dolduruyor?
- Faruk Kaptan: Bugün dünya standartında reklam ajanslarımız var. Bu bir anda ve tepeden inerek olmadı. Bu ülkedeki dalgalı ekonomik çarkın içinde kendini en iyi geliştiren sektörlerden biri reklam sektörüdür, bütün bu sert ve zor rekabet koşullarına rağmen. Aynı pastadan beslenen insanların birbiriyle dayanışarak geliştirdiği bir sektör. Bugün reklam sektöründeki çalışan insanların böyle bir geçmişten haberi var mı, emin değilim. Bu geçmişi göstermek istedik. İlk defa da reklam dünyasının soy ağacını çıkardık.
- Kemal Sezer: Mesleğin kendi içindeki örgütlenmesi, disiplini nasıl oluştu? Bu kitap bunu anlatıp reklam dünyasının geçmişine göz atılmasını sağlayacak.
- Türkiye'deki toplumsal ve ekonomik dalgalanmalar reklam dünyasını nasıl etkiledi?
- K. S: Birincisi kadro olarak etkiliyor. Mesela 12 Mart muhtırası ve 12 Eylül darbesiyle reklam dünyası müthiş bir insan kaynağına kavuşuyor. Çünkü işinden edilen aydınlar, yazarlar reklam dünyasında çalışıyor. Hatta 12 Eylül ile bu zirve yapıyor. İkincisi ise şöyle: Bu iki darbe aslında Türkiye'nin kapitalistleşme çizgisindeki gelişmedir. Bu aynı zamanda reklam sektörünü değiştiriyor. Üretimi değiştiriyor, markalar değişiyor, uluslararası markalar geliyor, buna göre kaliteli insana ihtiyaç duyuluyor.
- Türkiye'de reklamcılığın zirve noktaları nelerdir?
- K.S: 70'lerde televizyonun reklam yayınına girmesi. 80'lerde Türkiye'nin dünyaya açılması, uluslararası markaların ülkemize gelmesi. 2000'lerde de dijital devrim. Bunlar üç ana kırılma noktalarıdır.
- F.K: Bana göre televizyon yayınının renkli olması da önemli. Çünkü renkli televizyonlar ürünlerin albenisini artırdı.
- Peki reklam dünyası dijital dünyaya hazırlıklı mı?
- K.S: Bu devrimin peşine takılmış durumda. Çünkü tüketici neredeyse reklam dünyası da oraya gidiyor. Şimdi biz bir süreç yaşıyoruz. Farklı görüşler var.
- F.K: Dijital devrim iletişim alanındaki en önemli kırılmalardan biri. Şimdi medya da ticaret de bu devrime ayak uydurmaya çalışıyor. Tabii reklamcılar da bu çaba içerisinde.
- Biz nasıl reklamları sevmişiz?
- K.S: 70'lerde hayatın içinden tiplemelerle yapılan diyaloglu reklamlar revaçtaymış. Günümüzde artık çok tercih edilmiyor. Mizah unsuru önemli. Mizahı kullanan reklamları seviyoruz. Yani sıcak, insanın kendini bulabileceği, naif ve mesajların sade olduğu reklamları sevmişiz.
- F.K: Her dönemin iyi ve kötü reklamı var. Şimdilerde tüketicinin ilgi alanları genişledi. Artık insanların zihninde yer edinebilmek çok zorlaştı.
Attila İlhan reklamcılığa kabul edilmedi
"Reklam dünyasında ilk yazarlardan biri Özdemir Asaf. Geliyor bir hafta çalışıyor ve gidiyor. Attila İlhan başvuruyor ama işe alınmıyor. Reklam tarihemez insan kaynakları açısından ilginçtir. Bu kitap da bu insanlar üzerinden büyük fotoğrafı çekmeye çalışıyor."
Karşımızda gerçek tüketiciler var
- Türkiye halkı reklam konusunda bilinçli mi?
- K.S: Tüketicide bir değişim var. 90'dan sonra malum tek kutuplu kapitalist sistemli bir dünyada yaşıyoruz. Kapitalizm pazara ihtiyaç duyar. Pazara girebilmesi için de bilinçli tüketiciye ihtiyacı var. Çünkü ne kadar çok bilinçli tüketici olursa, o kadar çok satış olur. Türkiye de 90'lı yıllardan itibaren bu yolda hızla ilerledi. İletişim çağı başladı. Tüketici her bilgiye ulaşabiliyor, ürünleri karşılaştırabiliyor, tercih yapabiliyor. Reklamlar da buna paralel olarak daha çok bilgi veren, daha çok dikkati çekmeye dönük bir hal aldı. Ha reklamı sorguluyor mu tüketici. Tabii ki sorguluyor, her şeyi sorguluyor.
- F.K: Teknolojinin ve iletişimin getirdiği olanaklarla tüketici tepkilerini daha kolay ve yaygın olarak verebiliyor. Yani daha gerçek tüketiciler var karşımızda. Bugün hazırlanan reklamların çoğu tüketici içgörülerini dikkate almak zorunda.
EN SON HABERLER
- 1 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 2 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 3 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var
- 4 Bu okullarda anne-baba adayları eğitiliyor
- 5 Boğaz’da kürek keyfi kabus olmasın
- 6 Aykırı bir ikon
- 7 Evde akıllı cihazlara yer açın güvenliği de ihmal etmeyin
- 8 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 9 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 10 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut