Pazar 04.05.2014
Son Güncelleme: Pazartesi 05.05.2014

Ben radyonun abisiyim

Halit Kıvanç, 89 yaşında ama hâlâ mikrofon başında! Kıvanç, "Radyonun abisiyim, televizyon ise torunum sayılır" diyor

Türkiye'ye radyo girdiğinde iki yaşında olan Halit Kıvanç, radyoda genç yaşta başladığı sunucu ve spikerlik serüvenini sonrasında televizyona taşıyarak bu alanda da birçok ilke imza attı. Birkaç neslin kulağına adını sesiyle kazıyan Kıvanç, halihazırda yeni kuşağa da NTV Radyo'daki Mikrofonda Halit Kıvanç isimli programıyla sesleniyor. Kendi deyimi ile 'radyonun abisi' olan usta sunucuya, radyo yayıncılık serüvenimizin 87. yılı vesilesiyle mikrofon tuttum.

- Halit Abi, 89 yaşındasınız. Ne hissediyor insan hâlâ mikrofon başında olunca?
- Sultan Mehmet, İstanbul'u aldığında kendisine gelmişler, "Efendim yedi tepe var, bu tepeden birisine sizin isminizi verelim." Fatih bunun üzerine "Peki, yedi tepeye de adam yollayın, işkembe, ciğer gibi kokan sakatatları bu yedi tepeye koyun, sonra bakın, kokanları atın. En çok hangi tepede dayanıyorsa oraya benim adımı verin" demiş. Fatih semti böyle doğmuş. Ben de orada doğdum ve hâlâ mikrofon başındayım, bizim ciğer hâlâ kokmadı yani.
- Radyo günlerine gidersek?
- O dönem '15 günde 1' diye bir eğlence programı vardı İstanbul Radyosu'nda. Programı Tarık Gürcan sunuyor, Faruk Yener program müdürü. Milliyet'te bu iki isimle röportaj yapmıştım. Röportajı çok beğendiler. Bana 'Radyoya skeç yazar mısın?' dediler. Yazdım. Sonra 'Niye kendin anons etmiyorsun?' dediler ve ben kendi skeçlerimi anons etmeye başladım. Radyo maceram böyle başladı. Sonra spiker Baki Süha Edipoğlu geldi, 'Sen gazetede spor yazıları yazıyorsun, niye maç anlatmıyorsun?' dedi ve provaya götürdü. Ondan sonra da spor spikerliğine başladım.
- Spikerliği bırakamadınız bir türlü. Bu bir tutku mu?
- Evet, hâlâ devam ediyorum. Radyoya başladığım günlerde dünya kupası vardı. İlk onu sundum. 10 dünya kupasına gittim. 30 sene sonra nefesimden dolayı bıraktım.
- Aslında sizin için dönüm noktası olacak gelişme BBC Radyosu'ndan gelen bir teklif. Fakat siz kabul etmiyorsunuz bu teklifi. Neden?
- BBC Radyosu'na altı ay için çağrıldım, bir yıl kaldım orada. Oraya gelen Türklerle röportajlar yapıyordum. Beş sene uzatacaklardı sözleşmemi ama kabul etmedim ve 'Türkiye'de televizyon yayını başladı. Burada herhangi birisi olacağım ama Türkiye'ye dönersem ilk sunuculardan olacağım' dedim ve öyle de oldu. Orada para için filan kalmış olacaktım. Benim için her şey para değildir. Ben halka hizmete çalıştım ve reklamdan kaçındım.
- Mikrofon başında hâlâ çok gençsiniz?
- Allah'ın bana bir lütfu bu. Ama bende yaştan dolayı bir hafıza kaybı başladı, unutkanlığım var. Bu yüzden notlarımı yazıp koyuyorum bir kenara.
- Türkiye'de ilk radyo yayını, 6 Mayıs 1927'de yapıldı. Siz ise radyodan iki yaş büyüksünüz.
- Abisiyim ben radyonun. Televizyon ise oooo, torunum sayılır.
- Sizin unutamadığınız radyo programları hangileri peki?
-Biz orta halli bir ailenin oturduğu güzel bir sokaktaydık. İki zengin ailesi vardı sokağın. İkisinin evinde de radyo vardı. Maç için yalnız bir tanesine giderdik, çünkü o futbol meraklısıydı. Anne-babamızla, hadi gidelim biraz alaturka müzik dinleyelim diye toplanıp komşularımıza giderdik. Radyo; ebe hanımın çocuğu doğurtması, süt annesinin süt vermesi gibi bir şey, televizyon ise o çocuğun genç olmuş hali. İlk olan her şeyi dinledim radyoda.
- Peki sizi sesinizden tanıyan oldu mu?
- Amerika'da büyük bir mağazada eşimle gezerken mağazanın müdürü beni sesimden tanıdı. 'Ben Türkiye'den ayrılalı 30 yıl oldu, gidemedim de. Ama maçları sizlerden dinlemek zevkti. Sizi hiç görmemiştim ama eşinizle konuşurken sesinizden tanıdım.' dedi.
- 'Televizyon benim kardeşim' diyorsunuz, radyo neyiniz oluyor o zaman?
- Yaşça kardeşim televizyon. Radyo ise beni büyüten bir şey. İkisi de kardeşim; biri büyük, biri küçük kardeşim.
- Evlilikte problem oldu mu bu kadar koşuşturmanız?
- Eşim eczacıydı ve işi ile ilgileniyordu. Çok anlayışlı olduğu için sorun çıkmadı. 2015 yılında evlilikte de 60. yılımı kutlayacağım. Belki de karım memnun olmuştur spikerliğimden, çünkü evde daha az konuşacağımı sanmıştır. Programlardaki kadar değil belki ama evde de konuşuyorum tabii.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.