Son Güncelleme: Cumartesi 03.05.2014
Gidenler mi kayıp geride kalanlar mı?
Çocuk cinayetleri kadar büyük bir kanayan yara daha var. O da kayıp çocuklar. Kimi bulunuyor, kimi vicdanı kara ellerde kaybolup gidiyor. Geride kalanlar asla umutlarını kesmiyor. Çocuklarını kaybeden aileleler anlattı
Umuda yolculuk mucizesi
İsmet Özbilici küçük yaşta İstanbul'a gelip çalışmaya başlıyor. Eşiyle dördü erkek ikisi kız altı çocukları oluyor. Büyük çocuk Abdülhamit otistik, onun bir küçüğü olan Özgür ise zihinsel engelli. Birbirleriyle çok iyi anlaşıyorlar. Ağabeyi evden çıktığı zaman Özgür pencerenin önünde oturup onu bekliyor. Abdülhamit büyüyüp 22 yaşına geliyor ama zeka seviyesi yedi yaşındaki bir çocuğunki kadar. 1992 yılında bir gün İsmet Bey, evin yakınlarındaki pazara alışverişe gidiyor. Evden çıkarken, "Oğlum" diyor Abdülhamit'e, "Ben bir şeyler alacağım, onları eve taşımama yardım et." Baba sokağın başındayken dönüp bakıyor ve oğlunun evden çıkışını görüyor. Arkasını dönüp pazara doğru ilerliyor. Bu oğlunu son görüşü oluyor.
BİR DERNEK DOĞUYOR
Polise başvurduktan sonra birkaç ay bekliyor İsmet Özbilici. El ilanları bastırıp mahalle mahalle dolaşıp dağıtıyor. Bu sırada Özgür pencerenin önünden ayrılmıyor. Sürekli abisini soruyor ve çoğu zaman yemek yemiyor. Ve abisinin kaybolmasından tam bir yıl sonra babası onu pencerenin önündeki sedirde ölü buluyor. Çocuğunu defnettikten sonra "Lanet olsun böyle kadere" deyip yollara düşüyor Bilici. Gittiği her şehirde, kasabada pek çok kayıp vakası olduğunu öğreniyor. Ve iki yılın sonunda bu insanları bir araya toplayıp Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği'ni (YAKAD) kuruyor. Dernek çok kısa sürede toplumun her kesimine ulaşarak kayıplar konusunda muazzam bir etki ve duyarlılık oluşturuyor. Abdülhamit kaybolduğu günlerde ailenin üçüncü çocuğu Zafer henüz 15 yaşında. Lisede okuyor. Çok da başarılı bir öğrenci. Ama önce büyük ağabeyin ardından okulu bırakıyor.
ZAFER'İN EĞİTİM ZAFERİ
Zaman zaman Anadolu'ya da gidiyorlar. Bunun için de bir otobüs kiralamaya ve onun da üzerini kayıp resimleriyle donatıp dolaşmaya karar veriyorlar. Böylece dünyada ilk kez bir Kayıp Otobüsü ortaya çıkmış oluyor. Böylece yüz binlerce insana ulaşıp yüzlerce kayıp insanı buluyorlar. Bu arada Zafer liseyi bitiriyor ve üniversiteye giriyor. İsmet Özbilici kayıplara, ölümlere, yollara dayanamayıp kanser oluyor. Ve 1999'da vefat ediyor. Dernek üyeleri Zafer'e, "Sen geç derneğin başına" diye bir öneri getiriyor. Önceleri reddediyor ama bakıyor ki bir efsane çökecek, geçiyor derneğin başına. Olanaksızlıklar içinde varlığını sürdürmeye çalışıyor dernek. Bazen mazot parası bulamadıkları için otobüsleri yollarda kalıyor. Kimi zaman araçlarının bozulan parçalarına güçleri yetmediğinden dolayı haftalarca garajda bekliyor. Sonunda eskiyen otobüs sefere çıkmaz hale geliyor. Bunun üzerine Ataşehir Belediyesi onlara bir midibüs tahsis ediyor. O küçük araçla misyonlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde