Sevinci ve üzüntüyü madende yaşarız biz
Arkadaşlarının cesetlerini madenden çıkaran Hamit S.: "45 yaşındayım. 16 yıllık evliyim. Eşimle evden her çıkışımda vedalaşırız. Hayatım bu madende geçiyor. Üzüntüyü, sevinci, bütün hayatı bu madende arkadaşlarımla yaşarım"
GERÇEK GÖZLERDEKİ DEHŞETTE GİZLİ
Madenciyi madenci kurtarır sözü madencilerin hayat felsefesiydi ve madenciyi Soma'da yine madenci kurtardı. Salı akşamı İstanbul'dan Soma'ya yolculuğumuz başlamıştı. 150 madencinin can verdiğini söyleniyordu ve dakikalar geçtikçe ölü sayısı artırıyordu. Her evde bir yangın yaşanıyordu. Soma'ya vardığımızda artık ölümün soğuk yüzünün tüm ilçeyi sardığını hissettik. Soma'ya 20 kilometre uzaklıktaki madende, anneler, babalar, eşler, çocuklar nefeslerini tutmuş, yüreklerine bir yumruk oturtmuş en acı bekleyişini sürdürüyordu. Arama kurtarma ekipleri maden ocağındaki işçilere ulaşabilmek için canla başla çalışıyordu ama onlara bir yol gösterici lazımdı. Kimi yangından kurtulup yeniden gökyüzünü görmeyi başarmıştı ama ya dışarı çıkamayan arkadaşları? Hiç düşünmeden giydiler madenci çizmelerini, taktılar paletlerini girdiler yeniden yerin altına. Dışarıya belki tek tek çıkıyordu cesetler. Ama onlar yerin metrelerce altında yüzlerce arkadaşının ya birbirine sarılmış, ya yere çömelip dua ederken karbonmonoksit zehirlenmesiyle son nefeslerini verdiklerini gördüler. İşte onlardan biri maden işçisi Mustafa K.'ydı. Dört senedir bu madende çalışıyordu. Faciadan sadece saatler sonra yerin altına indi. Gözlerinde dehşetengiz bir bakış vardı. Sebep içerde gördükleriydi. "İçeride hiç sağ yok. Nefesim kesildi. Gördükleri mi bir görseniz? Bunları kelimeler değil ancak gözlerim anlatabilir" demesi bu yüzdendi. Mucize de yok muydu madende, vardı. Mesaisini 10 dakika önce tamamlayıp, maden ocağından çıkmayı başaran Murat Yılmaz'ın hikayesi bir mucizeydi! Askerden gelmiş, üç gün önce de başlamıştı bu madende çalışmaya. Babası da zaten madenciydi. O da maden işçisi olmayı seçmişti. Ancak baba mesleği üç gün sonra onun için cehenneme döndü. Belki kurtuldu ama bir daha maden ocağına girmemeye yemin etti. Ama bir tek neden onu yeniden madene indirdi. O da kurtarabileceği madenci arkadaşlarının varlığı. Yılmaz "Yeminime rağmen indim yerin altına. Ama bir daha iner miyim bilmiyorum" diyordu.
ONLAR ARTIK BİRER YILDIZ
Madencilerin görevi sadece arkadaşların cansız bedenlerini ocaktan çıkarmak değildi. Burada çıkarılan cenazeler Kırkağaç'ta soğuk hava deposuna götürülüyordu. Yüzlerce madencinin cansız bedeni bu soğuk hava deposunun soğuk taşlarına yatırıldı. Tek tek fotoğrafları çekildi. Sonra ailelere bu fotoğraflar gösterilerek, teşhis yapmaları istendi. Aileler, kimi zaman teşhis yapabildi, kimi zaman sesleri kısıldı acıdan. "Bu benim babam değil. Bu benim oğlum değil" dediler. İnanmak istemediler. Belki de yakıştıramadılar. İş yine maden işçilerine düştü. Ne de olsa ailelerinden daha fazla görüyorlardı birbirlerini. En acı görev yine onlara düştü. Arkadaşlarının kimlik tespitini yaptılar. İşte onlardan bir tanesi maden işçisi Hamit S. "Ben 45 yaşındayım. 16 yıllık evliyim. Sorarsanız eğer eşimle sadece evden çıkarken vedalaşıyorum. Hayatım benim bu madende geçiyor. Üzüntüyü, sevinci, yaşamı hatta dedikoduyu ben madende arkadaşlarımla yapıyorum. İşte o yüzden ceset teşhislerini de biz yapıyoruz" diyor. Ardaşlarının cansız bedenlerini yerin kilometrelerce altından çıkartan maden işçisi Selim C. gözyaşları arasında yaptığı konuşması yürekleri burktu. Selim "Onlar artık birer yıldız" dedikten sonra duraksayıp yutkundu ve devam etti: "Gece vardiyasında güneşin ışıklarıyla girdiğimiz bu ölüm çukurunda. Çocuklarımızı görmenin heyecanıyla çıktığımızda ilk gördüğümüz tek şey gökyüzündeki yıldızlardır. O yüzden etrafı kömürle sarılı bu mezarlarda kalan arkadaşlarımın hepsi inanın birer yıldız oldu."
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde