Pazar 22.06.2014

Moda dünyasında büyük bir anarşi var

Paris'te ilk haute-couture koleksiyonlarını tanıtmaya hazırlaran Ayşe-Ece Ege moda dünyasının dışarıdan göründüğü gibi hayaller kurulabilen bir dünya olmadığını söylüyor

Modanın başkenti Paris, 6 temmuzda başlayacak olan Haute-Couture Haftası'na ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Bu önemli etkinliğe, özel davetle Dice Kayek de ilk kez katılıyor. Marka, 10 temmuzda koleksiyonunu modaseverlerin beğenisine sunacak. Bu heyecanlı gelişme öncesi markanın ardındaki isimler olan Ayşe- Ece Ege ile bir araya geldik:
- Dice Kayek için bu yaz heyecan verici bir gelişme yaşanacak...
Ayşe Ege:
Temmuz ayında Paris Haute-Couture Moda Haftası'nda koleksiyonumuzu tanıtacağız. Dice Kayek, defile takviminde yer almaya hak kazanan ilk Türk marka oldu. Fransız modasının en önemli kişilerinden Didier Grumbach yani Giyim ve Moda Tasarımcıları Federasyonu Başkanı bizim uzun zamandır bu moda haftasına katılmamızı zaten istiyordu.
- Bu davet ne zaman geldi size?
- A. E:
Mayıs ayında yapılacak moda haftasına katılmamız için federasyon kurulu tarafından onay geldi.
- Bu kadar sürede nasıl hazırlandınız?
Ece Ege:
Biz bu moda haftası kapsamında özel bir sunum yapmak için zaten 7-8 aydır hazırlanıyoruz.
- Couture çok farklı bir format her şey elde dikiliyor ve hazırlanıyor. Kaç kişilik bir ekiple çalışıyorsunuz?
E. E:
Paris atölyemizde fazladan bir çok kişi çalışıyor tabii ki şu anda. Ekstradan beş kişi daha ekibimize dahil oldu. Her şey elde, Paris'te yapılıyor. Yani toplamda 10-15 kişi defile hazırlıkları için yoğun bir şekilde çalışıyor.
kENDİNDEN FERAGAT ETMEK LAZIM
- Dışarıdan moda dünyası büyülü görünüyor. Her yıl daha çok genç moda dünyasında kendisine bir yer açmaya çalışıyor. Kolay mı tasarımcı olmak, moda endüstrisi içinde ayakta kalabilmek?
E.E:
Moda dünyası öyle bir dünya ki hayaller kurulabilecek bir dünya değil. Her gün dünyanın her yerinde çok başarılı yeni tasarımcılar çıkıyor. Önemli olan çıkış sonrası işinizi sürdürebiliyor oluşunuz. Nereye kadar, ne zamana kadar başarılı olacağınız çok önemli. Tasarımcı olmak çok zor. Yaşıtlarınız bir yerde dışarıda dolaşırken, eğlenirken siz kapanıp bir yandan tasarım yapıyorsunuz bir yandan yanınıza çalışanların maaşlarını, ofisinizin kirasını düşünüyorsunuz.
- Mesleğin en büyük zorluklarından biri bu mu sizce?
E.E:
Hem sübjektif bir iş hem de ticari olman gereken bir iş. Dünyanın en zor işi tasarımcı olmak. Bu iki ayrı durumu birleştiren tek meslek tasarımcılık. Gece gözünüze uyku girmediği günler oluyor. Tasarımcı bir yandan sanatçı bir yandan da bir iş sahibi.
- Ama sanırım bu işin zorluğu dışarıdan görünmüyor...
E.E:
Ünlü modacılar şu an film yıldızı gibi bir şey oldu. Gençler ya tasarımcı ya şarkıcı olmanın peşinde. Sanıyorlar ki biraz yetenek varsa bir de moda okuluna giderse hemen Alexander McQueen olacaklar.
- Modaya adım atan insanların hayatta kalması bu kadar zor mu?
E.E:
Moda dünyasında cidden büyük bir anarşi var. Ünlü tasarımcılar, ünlü markalar, butikler, hiç adını duymadığınız ama inanılmaz iyi işler yapan tasarımcılar var. Bunlar arasında ayakta kalmak büyük bir savaş. 20'nci yüzyılda çok kabiliyetli gençlerin çıkıp hemen arkasından finansal destek aldığı günler çok gerilerde kaldı. Cidden akıl işi değil!
- Peki tasarımcı olmak isteyen gençlere bir tavsiye vermenizi rica etsek...
A.E:
Tasarımcı olmak isteyenlere hep aynı şeyi soruyoruz "Kendinden feragat edebilecek misiniz?" Ben koleksiyonları yetiştirmeye çalışırken çalışma masasının altında kumaşlara sarılıp yarım saat uyuyup yeniden çalışmaya döndüğümü biliyorum. Cidden bu kadar fedakar olamayacaksanız bu işe hiç adım atmayın.
KADIN OLMAK HEP ZOR
- Sizin de konuşmacı olarak katıldığınız Uluslararası Istancool Kültür ve Sahat Festivali'ndeki erkek konuşmacılar kadınların çalışma hayatında geri planda kalmasına vurgu yaptı. Kadınlar moda dünyasında da geri planda kalıyor mu sizce?
A.E:
Erkekler dünyasındayız; kadın olmak her sektörde ve her zaman olduğu gibi moda sektöründe de çok zordu. Şu an kadın tasarımcıların yükselişte olduğu bir dönemdeyiz. Büyük modaevlerinin başlarına artık kadın tasarımcılar getirilmeye başlandı. Neyse ki yavaş yavaş artık bu durum değişmeye başladı.
EL İŞÇİLİĞİ YOK OLUYOR
- 20'yılı aşkın süredir moda dünyasının içindesiniz. Modaya el attığınız ilk günden bu yana ne tür farklılıklar gözlemliyorsunuz?
E.E:
İlk hazır giyim koleksiyonumuzu 1992 yılında hazırladık ve markamızı 1994'te Paris'te kurduk. O zamanla şu an arasında o kadar büyük fark var

- Teknoloji, nasıl etkiliyor sizce modayı? Olumlu mu yoksa olumsuz mu yaşanan gelişmeler?
A.E:
Dijital çağ herhalde en çok bizim işimizi ve bizim sektörümüzü etkiledi. Hem iyi hem kötü yönde tabii ki. Zanaat yani el işçiliği yok oluyor ve bu tabii ki büyük bir eksi. Her şey bilgisayar ortamında yapılıyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.