Pazar 06.07.2014

Cennet'ten altı kutsal parça

Kabe'de bulunan ve cennetten geldiğine inanılan 'Hacerül Esved' taşından kopan parçalardan beşi İstanbul'da, biri Edirne'de bulunuyor. Bu taşların varlığından pek çok kimsenin haberi yok

Hacer-ül Esved (kara taş) hac ve umre ziyaretinde Kabe'de milyonlarca müslüman kadın ve erkeğin bir kez olsun dokunup el veya yüz sürmek ya da öpmek için adeta tutuştuğu mübarek bir taş. Bu taşı böylesine kutsal ve değerli kılan şey ise Peygamber Efendimizin; "Hacer-ül esved, kıyamette insanlara şefaat eder" hadis-i şerifi kadar, tavaf ederken onu öpmesi nedeniyle sünnet sayılması. Tavafın başlama ve bitiş yerini tayin etmek için kullanılan Hacerül Esved, tavafın her dönüşüne başlarken öpülüyor. Kalabalıktan dolayı öpülemezse de karşıdan selamlanıyor. Bu sebepten dolayı dokunmanın bir hayli zor olduğu bu taşa aslında hiçbir zahmete girmeden dokunmak mümkün. Üstelik İstanbul ve Edirne'de... Hacerül Esved'den kopan parçaların İstanbul ve Edirne'de bulunduğundan pek çok kimsenin haberi yok aslında. Cennet taşlarından dört tanesi Sultanahmet Kadırga'daki Sokullu Mehmet Paşa Camii'sinde bulunurken, bir parçası Süleymaniye'deki Kanuni Sultan Süleyman'ın türbesinde, diğer parça da Edirne'deki Eski Camii'de yer alıyor.
DÖRT MÜBAREK TAŞ BİR CAMİ DE
Peki bu taşlar İstanbul'a nasıl geldi? Müslümanların kutsal mekanı Kabe'nin inşası sırasında Hz. İbrahim tarafından Ebu Kubeys Dağı'ndan getirilen ve cennetten indiğine inanılan 'Hacer-ül Esved' taşı, IV. Murad devrinde çevresi koruma maksadıyla altın ile kaplanırken taştan bir kaç parçanın kırıldığı rivayet ediliyor. İşte bu kopan parçaların Kanuni Sultan Süleyman devrinde İstanbul'a getirilmiş olması yüksek bir ihtimal. Bu taşları yerleştirme görevi ise Mimar Sinan'a nasip oluyor. Bu kutsal taşları ziyaret için ilk durağımız elbette Sokullu Mehmet Paşa Camii olmalı. Çünkü bu caminin içinde tam dört parça cennet taşı bulunuyor. Sultanahmet Meydanı'ndan Kadırga'ya doğru inerken karşılaşacağınız Mimar Sinan eseri bu güzel cami, II.Selim'in kızı Esmahan Hatun Sultan tarafından eşi sadrazam Mehmet Paşa adına 1571 yılında yaptırılmış. Sinan'ın büyük dehasıyla eğik bir yokuşa düz olarak oturtulan caminin cemaati de ziyaretçisi de çok fazla değil aslında. Caminin içinde Hacer-ül Esved'den parçalar olduğunu bilenler zaman zaman burayı ziyaret etse de hatırı sayılır bir kalabalıktan söz etmek mümkün değil. Avludaki mermer şadırvanda biraz serinledikten sonra caminin içine giriyoruz. Etrafı altın çerçevelerle kaplı taşlardan ilki 2x3 cm büyüklüğünde ve caminin giriş kapısı üzerindeki mermerde bulunuyor. İkincisi mihrapta yer alan lafzın hemen altında ve 3x1,5 cm büyüklüğünde. Üçüncü parça ise 1,5 cm ebadında ve minber kubbesinin hemen altında bulunuyor. Mimar Sinan tarafından yerleştilen son taş parçası ise en azından uzun boyluların dokunabileceği bir yüksekliğe yani minber kapısının üzerine konulmuş ve 1,5 cm büyüklüğünde. Eliyle dokunabilecekleri bu küçük parçanın varlığından haberdar olup ziyarete gelenler camiden eksik olmasa da bir tehlike söz konusu. Zira bu taşa dokunurken hemen altında yer alan tarihi hat, sürtünmelerden dolayı deforme olmaya başlamış. Bu durumdan cami imamı şikayetçi olup gelenleri her defasında uyarsa da hat'tın zamanla silikleşmesine engel olunamıyor. Yazının orta kısmı çoktan silinmiş bile. Tarihi yadederken, bir diğer tarihi yok edebilmek de bize özgü bir algı bozukluğu olsa gerek.
EN BÜYÜK PARÇA TÜRBEDE
Hacer-ül Esved'in İstanbul'da bulunan son parçası ise Süleymaniye Camii'ndeki Kanuni Sultan Süleyman'ın türbesinde. Taş, türbe giriş kapısının üstündeki saçağın altında bulunuyor. Mimar Sinan tarafından sikke biçiminde kesilerek yerleştirilen bu cennet taşı en büyük parça aynı zamanda. Tam 5 cm büyüklüğündeki taşı görüp farketmek kolay değil. Ancak meraklılarının gözünden kaçmıyor.
EDİRNE'DEKİ HACER-ÜL ESVED
İstanbul' daki Hacer-ül Esved parçalarının nasıl geldiği biliniyor ama Edirne'deki Eski Camii'de bulunan parçanın nasıl gelmiş olduğu bir muamma. Osmanlı döneminde yapılan ve selatin camilerinin en eskilerinden olan Eski Camii'ndeki Hacer-ül Esved taşını ziyaret eden çok. Taşın buraya gelmesi ise şu rivayete dayanıyor: Aşırı yağışlardan dolayı Kabe'nin duvarlarından taşlar düşer. Taşları ne şekilde yeniden Kabe duvarına koyacağını düşünürken uykuya dalan Kabe emiri, rüyasında Hz. Peygamber'i görüyor. Hz. Peygamber rüyasında emire, Diyar-ı Rum'da bir cami olduğunu ve taşı oraya göndermesi gerektiğini söyleyince parça, yapımı ağır aksak ilerleyen Edirne'deki Eski Cami'ye gönderiliyor. Parçanın bu caminin duvarına konulmasının ardından Eski Cami kısa sürede tamamlanır. Camide yer alan parça, mihrabın sağ tarafında, mihrap ile minber arasında kalan kısımda bulunuyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.