Pazar 31.08.2014
Son Güncelleme: Cumartesi 30.08.2014

İstanbul geleni bırakmıyor beni de bırakmadı

Kara Para Aşk dizisinde Ömer karakterini canlandıran Engin Akyürek, çoğunluğunu kadınların oluşturduğu büyük bir hayran kitlesine sahip. Zamane jönlerinin aksine modellikten gelen bir geçmişi yok. 10 yıldır basamakları ağır ağır ve kararlı bir biçimde çıkıyor. Karşısındakine 'Ben starım' baskısı yaratmayan Ankaralı Akyürek, "İstanbul'a hayallerimin peşinden geldim" diyor

Pat diye şöhreti, dahası jönlüğü yakalayan bir isim değil Engin Akyürek. 'Jön'daşları gibi modellikten oyunculuğa geçiş yapan bir isim de değil. Gökten zembille inmeden, kariyer basamaklarını teker teker, adım adım dikkatle çıkmış, bu hali karakterine de yansımış. Karşısındakine temkinli yaklaşıyor, adım adım ilerletiyor sohbeti. Tam içini açacak, gardını düşürecek diyorsunuz, sizi ters köşeye yatırıyor. İçini açıyor ama istediği kadar. Gardını düşürüyor ama çabuk toparlanıyor. İçtenliği ve samimiyeti laubalilik boyutunda değil. Mesafeyi koruyor, çok da iyi yapıyor. Hatta konu yakışıklılık, karizma, kadınların hayranlığına geldi mi, utanıyor. Bunca kadına "Ahhhh canım" dedirten bu adamdaki utangaçlık, belli ki geçmişe dayanıyor. Üne ve şöhrete kavuşmadan önce, pek de kızların ayılıp bayıldığı bir tip olmadığını, aksine ergenlik döneminde sivilceleri nedeniyle aynalara küs kaldığını konuştukça öğreniyorum. Benim onu yakışıklı bulmamsa ergenliğinden epey sonraya denk geliyor doğal olarak! Engin Akyürek'e "Vay be hoş çocukmuş" dediğimde, o Fatmagül'ün Suçu Ne? dizisindeki Kerim'i canlandırıyordu. Romantik halleri, güzel bakışlarıyla 'eski' jönlerden sıkılmış birçok kadın gibi bana da ilaç gibi gelmişti. Yabancı Damat'taki, fazla uzun boylu olduğu için kambur duran, azıcık da 'ezik' Kadir'den ne kadar farklıydı. Meğer ben geç keşfetmişim, birçokları onu Bir Bulut Olsam dizisinde görüp, oyunculuğuna tam not verip, bugünlere geleceğini görmüş bile... Benim ayıbım! Neyse... Engin Akyürek'ün kafamdaki imajıyla birlikte röportaja hazırlanmaya başladım. Zeki Demirkubuz'un Kader filmindeki Cevat karakterini canlandırdığını fark ettiğimde, küçük bir şok yaşadım. Evet yaa o filmdeydi gerçekten..."Vay be" dedim, tekrar... Adam tırnaklarıyla kazıyarak bu noktaya ulaşmıştı... Sonunda röportajın yapılacağı gün geldi çattı. Kara Para Aşk dizisinin çekimlerinin yapıldığı Haydarpaşa Tren Garı'nda buluşacaktık. Dizi setinde kendini fazlalık hisseden, elini kolunu, kendini nereye koyacağını bilemeyen biri olduğum için, gösterilen tabureye çöktüm. Beş dakika sonra set ara verdi ve Engin Akyürek yanımdaki tabureye oturdu, çayını içmeye başladı. O mu benden çekiniyordu, ben mi ondan, bilemeden bir süre yapacağımız röportaja dair sohbet ettik. Kesinlikle zora koşan, kapris yapan, 'Buraların starı benim' tarzı bir adam değil. Tüm sorulara "Olur, tabii" diye cevap veriyor...
Şöyle ki;
- Tren rayında fotoğraflarınızı çekelim Engin Bey?'
- Tabii...
- Çekim bitince ışık kaybolmadan işe koyulalım...
- Tabii. Bol tabii'li, uzlaşmacı başlayan tanışma faslından sonra çekimlerin bitmesini bekledik. Kara Para Aşk ekibinin misafirperverliğiyle zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Ara ara fotoğrafçı arkadaşım Cem Uçak "Gün batacak, ışık kaçacak" diyerek acıklı gözlerle bana bakıyordu ama hiçbiri olmadı, şans bizden yanaydı... Günün en güzel saatlerinde önce Haydarpaşa Garı'nda, ardından Double Tree Hotel'in terasındaki 360'ta bir çekim gerçekleştirdik. Fotoğraflar yüzümüzü güldürdü... Söyleşiye geçmeden önce küçük bir Engin Akyürek biyografisi sunmakta fayda var: 33 yaşındaki Akyürek, Ankara doğumlu. Ankara Üniversitesi Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü'nden mezun. Üniversite yıllarında tiyatro ile ilgilenen ve birçok oyunda rol alan Engin Akyürek, 2004 yılında Türkiye'nin Yıldızları yarışmasıyla tanındı. Önce Yabancı Damat'ta karşımıza çıktı sonra sinema filmi Kader'de. Filmdeki performansı ile 2006 ÇASOD ve SİYAD Umut Veren Genç Oyuncu ödülünü aldı. Bir Bulut Olsam ve Fatmagül'ün Suçu Ne? kariyerinin dönüm noktaları... İki sezondur Kara Para Aşk'ta Ömer karakterini canlandırıyor.
- Tarih okumuşsunuz ama oyuncu oldunuz. Türkiye tarihinde hangi dönemi anlatan bir yapımın içinde yer almak istersiniz?
- Güzel soru. Herhalde çekilmeyen bir dönemimiz kalmadı. Kişisel olarak göç almadan önceki İstanbul'u çok merak etmişimdir, ilgimi çekmiştir. Bozulmamış, bu kadar nüfus almamış halini, gerçek İstanbulluların yarattığı kültürü bilmek, görmek isterdim. O hali sinemamıza da tam anlamıyla aktarılmadı. Göçle beraber İstanbul'un yavaş yavaş bozulmaya başladığı süreç, çok sinematografik bir his de yaratıyor kafamda. Yakın tarihimizde daha değerli, daha ilgi çekici birçok olay oldu ama bu hissi çok merak ediyorum. Cumhuriyet sonrası İstanbul'a resimsel olarak bir bakmak lazım.
- Hayatınız film yapılacak olsa, bu sitcom mu, dram mı yoksa aksiyon mu olur?
- İçinde komedi de olur, aksiyon da... Birbirinin içine geçmiş bir hikaye olur. Çok şanslı olduğumu düşünüyorum çünkü hayatımda çok dramatik olaylar, çok büyük travmalar olmadı. Travması olmayan bir film olurdu benimki.
- Ankaralısınız. Bir Ankaralı olarak İstanbul'la ilk tanışmanızı merak ediyorum...
- Doğma büyüme Ankaralıyım. 22 yaşımda trenle geldim İstanbul'a... O zamanlar uçak bu kadar yaygın değil. Zaten İstanbul-Ankara arası trenin insanda yarattığı nostaljik bir his de var... Çok soğuk bir gündü, kar vardı Sene 2003. Birinci olarak tamamladığım oyunculuk yarışmasının ilk elemelerine katılmak için gelmiştim. Deyim yerindeyse bavulumu aldım, trene bindim, Haydarpaşa Garı'na indim. Burada amcamlar vardı. Sonra süreç başladı.
- O genç delikanlı trenden indi, koca İstanbul karşısında. Yarışmaya girecek ama bugünleri hayal edebiliyor muydu?
- Bu kadarını düşünmedim. Bizim yarışma oyunculuk üzerine yapılanların ilkiydi. Önümde bir örnek yoktu ki hayal edeyim. Herkesin bir hayali vardır elbet. Ankara'dan kalkıp İstanbul'a gelmiştim ve benim de hayallerim vardı, iyi bir şeyler yapmak istiyordum. Ama diziler bu kadar yaygın değil, böyle bir yarışmadan çıkan bir örnek yok önümde. Bugünleri hayal edemedim... Oyunculuk yapmak istiyordum ve bunun için heyecanım vardı. İçimde iyi bir şeyler yapacağım hissiyatı vardı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.