Son Güncelleme: Cumartesi 30.08.2014
İstanbul geleni bırakmıyor beni de bırakmadı
Kara Para Aşk dizisinde Ömer karakterini canlandıran Engin Akyürek, çoğunluğunu kadınların oluşturduğu büyük bir hayran kitlesine sahip. Zamane jönlerinin aksine modellikten gelen bir geçmişi yok. 10 yıldır basamakları ağır ağır ve kararlı bir biçimde çıkıyor. Karşısındakine 'Ben starım' baskısı yaratmayan Ankaralı Akyürek, "İstanbul'a hayallerimin peşinden geldim" diyor
Şöyle ki;
- Tren rayında fotoğraflarınızı çekelim Engin Bey?'
- Tabii...
- Çekim bitince ışık kaybolmadan işe koyulalım...
- Tabii. Bol tabii'li, uzlaşmacı başlayan tanışma faslından sonra çekimlerin bitmesini bekledik. Kara Para Aşk ekibinin misafirperverliğiyle zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Ara ara fotoğrafçı arkadaşım Cem Uçak "Gün batacak, ışık kaçacak" diyerek acıklı gözlerle bana bakıyordu ama hiçbiri olmadı, şans bizden yanaydı... Günün en güzel saatlerinde önce Haydarpaşa Garı'nda, ardından Double Tree Hotel'in terasındaki 360'ta bir çekim gerçekleştirdik. Fotoğraflar yüzümüzü güldürdü... Söyleşiye geçmeden önce küçük bir Engin Akyürek biyografisi sunmakta fayda var: 33 yaşındaki Akyürek, Ankara doğumlu. Ankara Üniversitesi Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü'nden mezun. Üniversite yıllarında tiyatro ile ilgilenen ve birçok oyunda rol alan Engin Akyürek, 2004 yılında Türkiye'nin Yıldızları yarışmasıyla tanındı. Önce Yabancı Damat'ta karşımıza çıktı sonra sinema filmi Kader'de. Filmdeki performansı ile 2006 ÇASOD ve SİYAD Umut Veren Genç Oyuncu ödülünü aldı. Bir Bulut Olsam ve Fatmagül'ün Suçu Ne? kariyerinin dönüm noktaları... İki sezondur Kara Para Aşk'ta Ömer karakterini canlandırıyor.
- Tarih okumuşsunuz ama oyuncu oldunuz. Türkiye tarihinde hangi dönemi anlatan bir yapımın içinde yer almak istersiniz?
- Güzel soru. Herhalde çekilmeyen bir dönemimiz kalmadı. Kişisel olarak göç almadan önceki İstanbul'u çok merak etmişimdir, ilgimi çekmiştir. Bozulmamış, bu kadar nüfus almamış halini, gerçek İstanbulluların yarattığı kültürü bilmek, görmek isterdim. O hali sinemamıza da tam anlamıyla aktarılmadı. Göçle beraber İstanbul'un yavaş yavaş bozulmaya başladığı süreç, çok sinematografik bir his de yaratıyor kafamda. Yakın tarihimizde daha değerli, daha ilgi çekici birçok olay oldu ama bu hissi çok merak ediyorum. Cumhuriyet sonrası İstanbul'a resimsel olarak bir bakmak lazım.
- Hayatınız film yapılacak olsa, bu sitcom mu, dram mı yoksa aksiyon mu olur?
- İçinde komedi de olur, aksiyon da... Birbirinin içine geçmiş bir hikaye olur. Çok şanslı olduğumu düşünüyorum çünkü hayatımda çok dramatik olaylar, çok büyük travmalar olmadı. Travması olmayan bir film olurdu benimki.
- Ankaralısınız. Bir Ankaralı olarak İstanbul'la ilk tanışmanızı merak ediyorum...
- Doğma büyüme Ankaralıyım. 22 yaşımda trenle geldim İstanbul'a... O zamanlar uçak bu kadar yaygın değil. Zaten İstanbul-Ankara arası trenin insanda yarattığı nostaljik bir his de var... Çok soğuk bir gündü, kar vardı Sene 2003. Birinci olarak tamamladığım oyunculuk yarışmasının ilk elemelerine katılmak için gelmiştim. Deyim yerindeyse bavulumu aldım, trene bindim, Haydarpaşa Garı'na indim. Burada amcamlar vardı. Sonra süreç başladı.
- O genç delikanlı trenden indi, koca İstanbul karşısında. Yarışmaya girecek ama bugünleri hayal edebiliyor muydu?
- Bu kadarını düşünmedim. Bizim yarışma oyunculuk üzerine yapılanların ilkiydi. Önümde bir örnek yoktu ki hayal edeyim. Herkesin bir hayali vardır elbet. Ankara'dan kalkıp İstanbul'a gelmiştim ve benim de hayallerim vardı, iyi bir şeyler yapmak istiyordum. Ama diziler bu kadar yaygın değil, böyle bir yarışmadan çıkan bir örnek yok önümde. Bugünleri hayal edemedim... Oyunculuk yapmak istiyordum ve bunun için heyecanım vardı. İçimde iyi bir şeyler yapacağım hissiyatı vardı.
EN SON HABERLER
- 1 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 2 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 3 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 4 Moda, kadın sporcuların peşinde
- 5 Atalarının mirasını fotoğrafla yaşatıyor
- 6 Spora başlamadan tak saatini koluna
- 7 Modern dilencilik
- 8 Toplumun size biçtiği rollerin ötesine geçebilirsiniz
- 9 Çocukları ‘yetişkin olmayan’ anne-babalar büyütüyor
- 10 Eskiden kupayı bölüşürlerdi