Bu hafta bu etkinlikler kaçmaz

İstanbul'un simgelerinden biri olan Mısır Çarşısı'na en son ne zaman gittiniz? Gelin çarşıda adım adım ilerleyelim ve nostaljik bir İstanbul günü geçirelim. Kışa hazırlık yapalım. Gribe karşı gardımızı alalım. Doğadan medet umalım ve bitki çaylarına dadanalım. Zaten bütün baharatçı dükkanlarında grip için özel karışım çayları bulunuyor. Bağışıklık sistemini kuvvetlendiren karanfil, zencefil, ıhlamur, ekinezya, havlucan gibi farklı bitkileri karıştırmışlar. Genelde seçmek size kalıyor ama hemen ilk gördüğünüz dükkana girmeyin derim. Arada fiyat farkları olabiliyor. Baharat almak için Arifoğlu'nu tercih edebilirsiniz. Burada gül, yasemin, ylang ylang gibi parfüm esansları da var. En çok gül yağı gidiyormuş. Hazır satılan yağlar arasında en popüler olanı ise çörekotu yağı imiş. Kayısı ve badem yağını ise daha çok kadınlar nemlendirici özelliklerden dolayı alıyorlarmış. Çarşının en popüler ürünlerinden biri de deniz süngerleri ve kabak liftleri. Her ikisi de yok satıyor. Peynir, balık, et gibi ihtiyaçlarınız için çarşının hemen yanındaki Balıkçılar Caddesi'ne yönelmeniz gerekiyor. Boğaziçi Şarküteri peynirleriyle ünlü bir yer. Tam 38 farklı peynir var. Fiyatları da oldukça makul. Mısır Çarşısı'na gelip de kekik, sumak, pul biber gibi baharatlardan almamak olmaz. Dünyanın en pahalı baharatı olan safranı da burada bulabilirisiniz. Türk safranı adı altında kilosu 50 TL'ye satılan ucuz bir çeşidi de var. Ama gerçek olanı İran safranı. Mısır Çarşısı'nda uğramanız gereken yerlerden biri de Malatya Pazarı. Kuru ananas, mango, şeftali dilimleri, lokum çeşitleri, yaban mersini kurusu, tel kadayıf... Burada yok yok. Acı seviyorsanız bezelye leblebi olarak geçen yeşil leblebiyi alın. Ağzınıza ilk attığınızda genzinizi yakıyor. Narlı, çilekli, sütlü macunlar da en çok satanlar arasında. Mısır Çarşı'sında mutlaka yapmanız gerek şeylerden biri de Kurukahveci Mehmet Efendi'den kahve almak. Zaten sizin aklınıza gelmese de yürürken burnunuza gelen kahve kokusu sizi cezbetmeye yetiyor.