Pazar 26.10.2014

Yeni Türkiye'nin 'kimlik' sancısı

Türkiye, sadece kelimenin mecazi değil, gerçek anlamıyla da bir kimlik sancısı yaşıyor. Yeni çipli kimlik projesiyle ilgili tartışmalar bu sancının kaynağı

Türkiye, yeniden kuruluş sürecinde kelimenin mecazi anlamıyla olduğu gibi literal manasıyla da bir 'kimlik' sancısı yaşıyor. İlk olarak SABAH Pazar'ın gündeme getirdiği yeni çipli kimlik projesiyle ilgili tartışmalar bu sancının kaynağı.
Biyometrik kimlik verileri (parmak izi, parmak damar izi ve avuç içi damar izi) kişinin değiştirilemez, ayırt edici biyolojik özelliklerini içeren muazzam bir arşiv bilgisi sağlıyor. İşte böylesine muazzam bir arşivin oluşturulacağı projenin ihalesi, 20 Temmuz 2014'te bu köşede okuduğunuz 'Görevimiz Tehlike ve biyometrik casusluk' başlıklı yazı üzerine başlayan tartışmalar nedeniyle iptal edilmişti. Yazının ana fikri, TC Kimlik Kartı projesi kapsamında her vatandaşın biyometrik verisinin arşivlenecek olmasının yaratacağı güvenlik açıkları idi.
Edindiğim yeni bilgilere göre geçtiğimiz günlerde ihale ile ilgili önemli gelişmeler yaşandı. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri (NVİ) Genel Müdürlüğü, daha önce ihale iptal edildiği halde projeye, ihaleyi alan firma olan Gate Elektronik'le devam edilmesini istiyor.
İHALEYİ ŞAHİN VERDİ
TC Kimlik Kartı projesi aslında çok doğru ve gerekli bir proje. Ama projenin yanlış ellerle yürütülmesi Türkiye'yi geri dönüşsüz zararlara uğratabilir. İhalenin İçişleri Bakanlığı'na bağlı olan NVİ Genel Müdürlüğü'nce açıldığı tarihte bakanlık koltuğunda kimin oturduğuna bakmak lazım. İlk ihale 29 Mart 2012'de açıldı. Yedi entegratör firma ihaleye davet edildi. İki firma yeterliliği geçti, açık eksiltme pazarlık sonucu ihale Gate Elektronik verildi. O tarihte İçişleri Bakanı ise, sonradan paralel taklalar atarak siyaset zemininden Gülenist bürokrasi zeminine kayan İdris Naim Şahin.
Daha önceki ihale, paralel yapıya yönelik kararlı tutumu ile tanınan İçişleri Bakanı Efkan Âlâ'nın talimatı ile iptal edilmişti. Ne var ki ihalenin yeniden Gate Elektronik'e verilmesi konusunda bir prensip anlaşması sağlandığı yönünde bilgiler var.
Daha önce ihalenin Gate Elektronik'e, paralel yapıya yakınlığı ile bilinen TÜBİ-
TAK BİLGEM'in (Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi) eski Başkanı Hasan Palaz tarafından paslandığı iddiası doğruysa -hele de aynı şartlarlaihaleyi aynı firmaya vermek büyük çelişkiler doğurur.
İhale, sonradan yine aynı şartlarla Gate Elektronik'e verilecekse neden iptal edildi sorusu gündeme gelir.
Daha önceki ihalede lisans bedeli sıfırlandığı için Gate, büyük bir maliyetten kurtulmuş, ancak devlet 2 milyon avroluk bir zarar riski ile karşı karşıya kalmıştı.
Umarız yetkililer, bu kez kamu lehine kararlar verirler.
İhaleyle ilgili bunca yazıp çizerken tarafsızlık ilkesi adına NVİ'nin bu konudaki yaklaşımını da özetlemeliyim.
NVİ Genel Müdürlüğü, iptal edilen ihale kapsamında yeni bir ürün tedariki olmayacağını belirtiyor ve zaten ihale tutarının yüzde 80'ini ham kart tedarikinin oluşturduğunu belirtiyor.
Projenin ilk günden itibaren TÜBİTAK ile beraber yürütüldüğünü ve güvenlik testlerinin yeterli olduğunu da savunuyor NVİ. Mesela NVİ'ye göre ağ altyapısı kapalı devre çalıştığı için dışarıdan erişim riski yok.
Ayrıca biyometrik veriler, resim olarak değil, kriptolu nümerik karakterler olarak aktarılıyormuş.
Bu arada biyometrik güvenlik demişken şu önemli konuya değinmeliyim:
M2SYS adı verilen Amerikan biyometrik ID sisteminin benzeri Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Dairesi Başkanlığı'nda bir Rus firması tarafından kuruluyormuş.
Sistemin adı Papillon.
Bu sistemle kriminal verilerin yanı sıra pasaport, ehliyet ve silah ruhsatları da dahil olmak üzere bütün kimlik verilerine ulaşmak mümkün. Hatta Türkiye'ye giren çıkan tüm kişilerin verilerine ulaşmak da...
TEKNOLOJİNİN İDEAL DÜNYASI
Yeni kimlik deyince hepimiz heyecanlanıyoruz. Buna ihtiyacımız da var. Gelgelelim Türkiye'nin tüm vatandaşlarını ortak paydada buluşturan yeni ideolojik kimliğin inşasında olduğu gibi çipli yeni TC kimliğinin de, yani teknolojik kimliğin de şaibesiz bir biçimde oluşturulup çoğaltılması gerekiyor. Bu, ideoloji-teknoloji ilişkisinin Türkiye'deki yansımaları açısından da son derece önemli. Zira geçmişte ideolojilerin kurmaya çalıştığı 'ideal dünya'yı teknoloji, bir ideoloji ortaya koymadan inşa ediyor. Bir başka deyişle teknoloji, ideolojisiz ideolojiler üretiyor ve de ideal olmayan 'idea'lar yaratıyor. Herhalde zamanımızın tek gerçek ideolojisi de teknolojinin hiç de öyle bir iddiası olmadan yarattığı dünya görüşü.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.