Samandan bir topun savaşa gol attığı gün
1. Dünya Savaşı'nın ilk Noel'inde, cephede ateşkes ilan eden iki ordunun askerleri savaş alanını futbol sahasına çevirip tarihin en anlamlı ve özel 'dostluk maçı'na imza atıyordu. Savaştan tam bir asır sonra Türkiye'de ise insanlar futbol sahasını savaş meydanına çevirip sonra da "Neden futbolda bu haldeyiz" diye soruyor
BİR TEK O 'AVUSTURYALI' BARIŞI İSTEMEDİ
O tarihi ana tanıklık edenlerden biri de İngiliz Çavuş Clement Barker'dı. Noel'den birkaç gün sonra evine yolladığı mektubu, yeğeni Rodney yıllar sonra şans eseri çatı katında bulmuştu. Çavuş Barker, tüm bu inanılmaz olaylar yaşanırken bir anda kendi siperlerinden bir futbol topunun fırlatıldığını anlatıyordu. İplikle tutturulmuş bir tutam samandan yapılma bir top... İki taraf askerleri bir anda kendilerini kıyasıya bir maçın ortasında buldu. Tahta çubukların ucuna iliştirilen miğferler kale direği oldu. Artık siyasilerin güç oyununda heba olan birer piyon, ölüm kusan birer savaşçı değil, içlerindeki çocuğu koy veren, tek derdi samandan topu rakip kaleye yollamak olan sıradan birer gençti hepsi. Mevzilerini değil kalelerini savunuyorlardı artık... Futbolun dili, savaşın diline üstün gelmişti. Ama günlerdir süren çatışmalar, ölümle koyun koyuna uykusuz geceler yorgun düşürmüştü hepsini. Bir saat sonra uykuya teslim oldu bedenleri. Rivayete göre maçı Almanlar 3-2 kazandı. Belli ki İngilizlerin Almanlara şansı o zamanlarda bile tutmuyordu. Ypres'teki ateşkes, kısa sürede yaklaşık 750 kilometrelik bir hatta dalga dalga yayıldı. Tabii bu duruma çok sert muhalefet edenler de çıktı. O günlerde yazdığı mektuplar ve tuttuğu günlükler, 85 yıl sonra oğlu tarafından yine evin çatı katında tesadüf eseri bulunan Alman üsteğmen Kurt Zehmisch, 'dostluk maçı'nın yapıldığı alana çok yakın bir noktadaki Avusturyalı bir askerden bahsediyordu. Çelimsiz Avusturyalı, savaş alanında böylesi bir yumuşamaya asla müsamaha edilmemesi gerektiğini ateşli bir dille savunuyordu. Ve o Avusturyalı, 25 yıl sonra 2. Dünya Savaşı'nın 'mucidi' olacaktı. Zehmisch'in anıları, diğer mektup ve belgelerle birlikte yıllar sonra Büyük Savaşta Küçük Barış adıyla kitaplaştırıldı. Her iki dünya savaşını da başlatmanın utancı ve ağırlığını her an hisseden Almanlar, kısacık süren ama nesiller boyu ilham veren böylesi anlamlı bir ateşkesi başlatan taraf olmakla teselli buldu. Zehmisch savaştan mucize eseri sağ çıktı. Asıl mesleği olan öğretmenliğe döndü. 2. Dünya Savaşı patlak verdiğinde ise tekrar orduya yazıldı. Kızıl Ordu'ya esir düştü ve bir daha ondan haber alınamadı. Kim bilir belki de son nefesini verirken gözünün önünden, savaşı samandan bir topla alt ettikleri o gün geçiyordu.
BİR ATEŞKES DE BU TOPRAKLARA LAZIM
1914'ün Noel'inde o gençlerin yaptığı, savaşın anlamsızlığı ve yıkımına isyandan başka bir şey değildi. 10 milyon cana mal olan tarihin en kanlı beşinci savaşında, insanlık tarihinin en kutsal ve dramatik parantezlerinden birini açtılar. Parantez kapandıktan sonra, o gün sohbet ettikleri, futbol oynadıkları insanları öldürmeye kaldıkları yerden devam ettiler belki... Ama birkaç günlüğüne de olsa içlerindeki 'insanın' baruta, süngüye galip gelmesini sağladılar. 1914 Noel Ateşkesi'nde düşman orduların gençleri, savaş alanını futbol sahasına çevirirken, aynı savaşta yüz binlerce şehit veren bir başka ülkenin torunları ise bir asır sonra bugün, futbol sahasını savaş alanına çevirmekle meşgul... Ve ekilen nefret tohumlarına bakmaksızın futbolda yaşadıkları hayal kırıklıklarına çare arıyorlar. Nefretin, kavganın, öfkenin ekildiği yerde, başarının yeşermeyeceğini göremiyorlar. İşte o yüzden bu ülkeye cephede şarkı söyleyecek, başını siperden çıkarıp karşı tarafa elini uzatacak birkaç cesur adam, çok acil bir ateşkes lazım.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde