Pazar 11.01.2015
Son Güncelleme: Pazar 11.01.2015

Milyonluk yarış atları Onlara emanet

İstanbul Veliefendi Yarış Atları Hastanesi 40 yıldır yarış atlarına hizmet veriyor. Hipodromdaki pistlerde rüzgar gibi esen milyon dolarlık atlar da burada spor atları hekimlerinin ellerinde şifa buluyor. Hekimlerin, seyislerin ve hasta yarış atlarının hastanedeki hayatlarına mercek tutup Ay İncisi adlı yarış atının ameliyatına tanıklık ettik

İstanbul Veliefendi Hipodromu Yarış Atları Hastanesi'ndeyiz. 40 yıldır yarış atlarına şifa kaynağı olan hastane sabah saatlerinde en yoğun zamanını yaşıyor. Pistlerde rüzgar gibi esen yarış atları burada uysal mı uysal. Hastane girişindeki hasta kabul bölümünde seyisler ve atlar sıralarını bekliyor. Sağlık görevlileri atların boynundaki çipleri okuyucuyla tarıyor ki, hasta atların dosyalarını veterinerler görebilsin. Bu çiplerde atın soyu, ismi, sahibinin adı, cinsiyeti, geçirdiği ameliyatlar, yaşadığı hastalıklar, muayeneler ve aldığı ilaçlar yazılı. Dosyalar ise gizlilikle saklanıyor. Seyislerin çoğunun yüzü asık... Çünkü milyon dolarlık atların bazılarının yarışta diz eklemi kırılmış, kiminin iğne zamanı gelmiş, kiminin apsesi var, kimi ise yarış sonrası halsizlik yaşıyor. Seyisler, yarış atlarının çabucak iyileşmesi için hekimlerin bir dediğini iki etmiyor.
SİHİRLİ ELLER İŞ BAŞINDA

Atlar, tek tek muayene edilirken sıra şampiyon Labezerin'e geliyor. Boynunda apse oluşmuş, veterinerler tedavisini hemen yapıyor. Seyisleri tarafından ahırına götürülürken, yerine bir başka yarış atı getiriliyor. Adı Ozan Sami. Safkan bir İngiliz atı. Tedavisini başveteriner Hülya Hartoka yapıyor. "Nesi var?" diye sorduğumuzda Hartoka; "Röntgenini çektik, diz ekleminde kemik zafiyeti var, iğne yapacağız. Ama biraz huysuz bir at. Baksanıza boyuna! Deve kadar" deyip gülüyor. 20 yıllık seyis Ceylan Alpaslan (32) hemen söze atlıyor: "Elimizden bir sürü at geçti, İstanbul'da bundan büyük at görmedim." Atın ağız kısmına takılı kantarın ucundan dört-beş seyis birlikte tutuyor, hareket etmesini anca önlüyorlar. Hülya Hanım ise çok sakin. "Bu at bana getirildiğinde 'Kimseyi kendine yaklaştırmıyor' deniliyordu. Atlarla özel bir bağım var. Hayvana severek, yumuşak ve koruyucu yaklaşmasını bilirsen zarar gelmeyeceğini anlar, sakinleşir, problem yaşatmaz. Çok akıllı hayvanlar. Yarış için yetiştirilmiş atlar oldukları için çok hassaslar. Tedavilerini titiz bir şekilde yapıyoruz" diyor. Sonra eliyle ata havuç ikram ediyor. Kısa bir süre sonra "Yavaşa nerede?" diye sesleniyor Hülya Hanım. Atın burnuna yavaşa takılıyor ki, dikkati dağılsın, iğne olurken acıyı hissetmesin. At da sanki biliyormuş gibi Hülya Hanım'ın elinden iğnesini olurken hiç hareket etmiyor. İğne yapılan bölüm alkolle silindikten sonra Ozan Sami ile birlikte seyisler yol alıyor. Gitmeden seyis atın tabanını sormadan geçmiyor. Başveteriner Hülya Hanım, "İngiliz tuzu ve krolin yapmaya devam ediyoruz" diye cevap veriyor. "Her biri benim çocuklarım gibi" diyen Hülya Hanım, sabahtan akşama kadar yarış atlarıyla olmaktan memnun. Her ne kadar ilk zamanlar "Kadından at hekimi mi olur?" diye epey yargılansa da o şimdi yarış atlarının ve seyislerin gözdesi. Türkiye'nin de spor atı hekimleri arasında tek kadın artroskopi cerrahı.
AY İNCİSİ AMELİYATTA

Etrafı gözlemlemeye devam ederken Hülya Hanım'ın "At geldi mi? 10.30'da operasyon başlayacak" sözüyle irkiliyoruz. Ekip beş kişilik. Ameliyat için hazırlıklara başlanıyor. Biz de onlarla operasyonu izliyoruz. Ameliyata alınacak yarış atı üç yaşındaki Ay İncisi. O da şampiyon bir at. Yarış sonrası sağ diz ekleminde küçük bir kırık oluşmuş. Ameliyattan bir gün önce at idmandan çekilmiş, aç bırakılmış, dermanı yok. Hülya Hanım: "Filmini çektikten sonra problemini tespit ettik. 'Ameliyat sonrası ne kadar süre sonra idmana başlar, yarış koşabilir mi, ameliyat yarış hayatını etkiler mi, etkilemez mi?' diye ayrıntılı bir değerlendirme yaptık. Ameliyat edildikten sonra eskisi gibi koşabilecek bir at olduğuna karar verdik ve hemen ameliyata aldık." Sonra tekrar diz röntgeni çekiliyor Ay İncisi'nin. İlk sakinleştirici iğne de burada vuruluyor ki, kalın demir kapılar ardındaki ameliyathane girişindeki uyanma odasında veterinerler ve seyisler onu yere yatırabilsin. "Atı içeri alabiliriz" uyarısıyla demir kapı açılıyor. Hepimiz galoşlarımızı ve ameliyat maskelerimizi giyiyoruz. Ay İncisi'ne ikinci sakinleştirici iğne yapıldıktan sonra operasyonu yöneten Hülya Hanım uyarıda bulunuyor: "Dikkat edin arkadaşlar, tekme atabilir!" Ameliyat öncesi tartılan at 430 kilo. Beş kişi birden duvara yasladıkları devasa atı kısa bir süre sonra yere seriyor. Yukarıdan sarkıtılmış zincirler getiriliyor, atın her bir ayağına zincirler bağlanıyor ve koskocaman at ameliyat masasına yatırılıyor.
GERGİN BEKLEYİŞ

Artık ameliyat için her şey hazır. Yıllarını atlara adayan, 20 yıldır sayısız operasyona imza atan, at hastanesinin yöneticisi veteriner Muhlis Arslan'dan (45) hemen hemen her gün operasyon olduğunu öğreniyoruz. Muhlis Bey ata, gaz anestezisini ve solunum cihazını bağlarken "Sessiz olalım arkadaşlar. At ne kadar az ses duyarsa o kadar rahat uyanır" diye uyarıyor. Hülya Hanım ise diz ameliyatı setini teknikerlerden istiyor. İki saat sürecek ameliyat Hülya Hanım'ın sihirli dokunuşlarıyla başlıyor. Operasyon boyunca tek çıt çıkmıyor. Büyük bir konsantrasyonla neşteri eline alan Hülya Hanım, Ay İncisi'nin dizindeki kırık kemik parçalarını kamera yardımıyla alıyor. Ameliyat esnasında seyislerden biri gidiyor, diğeri geliyor. Ameliyathanenin dış camından ameliyatı izleyen seyisler Mahmut Uğur (45), Ramazan Çelikten (25) ve atın antrenörü Sebahattin Duman (60) heyecanlı mı heyecanlı. Ameliyathane önünde gergin bekleyiş sürerken seyislerin gözleri doluyor. İki saatin ardından dikişleri atılan Ay İncisi tek başına kare şeklindeki uyanma odasına konuluyor. Başarılı geçen ameliyat sonrası ekip çok mutlu.
YA UYUTULURSA?
Öğreniyoruz ki, ameliyat sonrası atın uyanması en önemli aşama. Uyanma odasına konulup kapı üzerine kapanan atın bulunduğu yerde ışıklar söndürülüyor. Hatta at hastanesindeki tüm cihazlar atın sesten etkilenmemesi için kapatılıyor. Muhlis Bey: "Eğer uyanırken sert ve huysuz kalkarsa büyük kemiğini kırabilir. O zaman yapacak hiçbir şey yok, atı uyutmak zorunda kalırız" deyip iç çekiyor. Geçmişte birçok atı uyutmuş. "Uyuturken ne hissediyorsunuz?" diye sorduğumuzda "Büyük bir üzüntü ve acı hissediyorsun. Kimi zaman uzun süre kendini toparlayamazsın. O son karardır artık" diyor. "Aklımdan hiçbir at gitmiyor" deyip önceki kamera kayıtlarındaki uyuttuğu atın görüntülerini gösteriyor. Buna yürek dayanmıyor. Ya Ay İncisi de sağlıklı uyanamazsa, ya uyanırken büyük kemiğini kırarsa diye düşünürken Ay İncisi'ni kameradan izlemeye koyuluyoruz. 45 dakika sonra at sağlıklı bir şekilde yerden kalkınca hepimiz derin bir oh çekiyoruz! Veliefendi Yarış Atları Hastanesi'nden ayrılırken seyisler Hülya Hanım'ın yolunu kesiyor: "Hülya abla eline sağlık!" demeden bırakmıyorlar. Başseyis Murat Arslan (40) ise Ay İncisi'ni alıp ahıra götürmek için sabırsızlanıyor: "Başında geceli-gündüzlü nöbet tutacağız, milyonluk atlar bunlar, sorumluluk çok fazla. Yarışlarda tekrar fırtına gibi esecek Ay İncisi" diyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.