Pazar 18.01.2015

İki sürgün, iki vatan

KANDAHAR'DAN İSTANBUL'A, CENEVRE VE ROMA'YA UZANAN BİR

Afganistan'ın köklü ailelerinden Tarziler, yaklaşık üç kuşaktır Türkiye'de yaşıyor. 1700'li yıllardan beri Afganistan üzerinde etkili olan aile iki kez sürgün yaşamış. İlk seferinde Osmanlı'ya sığınan ailenin ikinci sürgünde de evi İstanbul olmuş, onlar artık buralı. Fakat Tarzilerin gönlünde ata toprakları Afganistan'ın yeri ayrı
Tarzi ailesinden Prenses Naciye, İstanbul'da yaşıyor. Prenses India ise Roma'da ama bir ayağı İstanbul'da. Ömer Tarzi ailenin başı konumunda. O efsanevi Mahmut Tarzi'nin torunu. Ömer Bey, yazdığı İki Kral bir Lider adlı kitapta, Afganistan'ın tarihini kendi ailesi üzerinden anlatıyor. Ömer Tarzi ilk kez Pazar SABAH'a konuştu

Güzel bir Kabil günü, henüz trafiğin rahat, Afganistan'a has o sarı sıcağın kentin üzerine çökmediği saatler. Tam o sırada acı bir fren sesiyle durdu, eski püskü taksi. Arka koltukta oturan beyefendi hızla ön tarafa doğru bir gitti, geldi, kafasını ön koltuğa çarptı. O acı içinde kendisini toparlamaya çalışırken, şoför ön koltuktan arkaya doğru hamle etti ve arkada oturan adama doğru kendini "Allah Allah" diye savurdu. Allah için korktu yolcu, henüz sarsıntının etkisinden çıkamamıştı. "Şimdi bana vuracak" diye düşünüp, gardını aldı. Oysa ki adı Zafar olan şoförün tek derdi, adama sarılmak, sevgi ve saygısını göstermekti, ama Ömer Tarzi nereden bilsin bunu? Şoför heyecanlanmıştı çünkü yolcu bir Afgan kahramanı olan Mahmud Tarzi'nin torunu olduğunu söylemişti. Sonunda Zafar büyük bir muhabbetle Ömer Tarzi'ye sarıldı, saygısını sundu, bütün bunlar trafiğin ortasında olduğu için de elbette trafik bir süreliğine altüst oldu. Hatta olaya trafik polisi de karıştı, ama o da Tarzi adını duyunca Zafar'dan farklı davranmadı. Yukarıda anlattığımız olay Ömer Tarzi'nin kaleme aldığı İki Kral Bir Lider kitabından alındı. Kitap 1860 ile 1933 yılları arasındaki Afganistan'ı, ülkenin kaderinde rol oynayan Tarzi ailesi üzerinden anlatıyor. Aile ülke yönetimine dahil olunca, her büyük siyasi çalkantıda ülkeyi terk etmek zorunda kalmış, iki büyük sürgün yaşamış. İlki ailenin büyük büyükbabası Gulam Muhammed zamanında ikincisi ise bu kitaba konu olan Afganistan'ın ilk dışişleri bakanı Mahmud Tarzi döneminde. İlk sürgünde Osmanlı İmparatorluğu, sonrasındaysa Türkiye Cumhuriyeti aileye kapılarını açmış. Mahmud Tarzi, Afganistan'ın hep ileriye bakan yüzü olmuş. Tarzi hem Kral Habibullah hem de aynı zamanda Kral Aman Ullah ile birlikte çalışmış. Üstelik kızı Süreyya, Aman Ullah'la evlenmiş. Her iki kral da hep çok önem vermiş onun görüşlerine. En son Kral Aman Ullah Han'ın ailesiyle birlikte 1929 yılında terk etmek zorunda kalmışlar ülkelerini. Aman Ullah, yakın dostu Atatürk'e bir mektup yazarak öncelikli olarak kayınvalidesi ve ailesinin Türkiye'ye yerleşmeleri için izin verilmesini istemiş, talebi hemen kabul edilmiş. Böylece Tarziler onlara kucak açan İstanbul'a doğru yola çıkmış. Aile o günden beri İstanbul'da yaşıyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.