O Altın Top, bir gün benim olacak
Altın Top ödülü, son yıllarda Ronaldo-Messi düellosuna dönüştü. Kim kazanırdan çok hangisi kazanır diye soruluyor öncesinde. İşte size yakın gelecekte bu ikilinin hegamonyasına çomak sokabilecek, aradan sıyrılıp ödülü kucaklayabilecek dört aday
Günündeyken futbol oynamıyor sanki resital veriyor. Bu devirde "Top ayağına gelse de seyretsek" denilen tek tük adamdan biri... Farkı, topu ayağına adeta mıknatısla yapıştırmış gibi baş döndüren driplinglerinde, en karmaşık slalomlarda dahi koordinasyonu yitirmemesinde ve bir yandan rakiplerini geçerken bir yandan da sahanın kalanını tarayıp en uygun pas opsiyonunu saptama yeteneğinde yatıyor. En klostrofobik alanlarda, köşelerde bucaklarda bile, en sevdiği oyuncağına tutkuyla sarılan bir çocuk gibi meşin yuvarlığı kimselere vermiyor. Daha 24 yaşında ve vaktiyle Chelsea efsanesi Lampard'ın dediği gibi "Bütün dünya ayaklarının ucunda..." Asist ve gol sayısını biraz daha Ronaldo-Messi standartlarına yaklaştırması (bir insanoğlunun o rakamları yakalaması zor zira) bir de Şampiyonlar Ligi gibi bir rekabete damga vurup hatırı sayılır bir kupa kaldırması gerekli belki de, CV'sini tamamlaması için. 2016'da Belçika'nın yarı ev sahibi olacağı Fransa'daki Avrupa Şampiyonası da bu apolet için güzel bir fırsat olabilir aslında. Evet gerilere gelip adam kovalamayı pek sevmiyor. Ama görünen o ki Altın Top ödülünde defansif disiplin çok da puan kaybettirmiyor.
Mario Götze
Dünya Kupası'nı uzatmalarda getiren golü atmadan önce oyuna girerken, hocası Löw ona saha kenarında "Şimdi git ve Messi kadar iyi olduğunu herkese göster" demişti. Dortmund'ta parladığı günden beri de zaten hep "Alman Messi" diye lanse edildi. Senelerce Rummenigeleri, Briegelleri izleyen bünyelere, "Bu bilekler nasıl Alman olur" dedirtiyor. Üstelik kaderin cilvesi artık Messi'yi sahneye ilk süren ve yetenekli bücürü galaksiler arası bir yeteneğe dönüştüren Guardiola tarafından eğitiliyor. Çok yıldızlı Bayern Münih'e geçince sanki biraz büyüsünü kaybetti. Ama hâlâ forvetin arkasında üç pozisyonda da oynayabilen ve her birinde de yanındaki mevkiden rol çalıp geze geze şov yapan bir yetenek Götze. Asist, şut, çalım, kıvraklık, sürat ne ararsan var hepi topu 1.76'lık bedeninde... Ve üstelik daha 22'sinde...
Alexis Sanchez
Sezon başı Barcelona'dan gittiği Arsenal'de, ilk 20 maçında yaptığı katkıyla tarih yazdı. Zira daha önce hiçbir oyuncu Premier Lig'e adım attığı yıl, ilk 20 maç itibariyle onun takımına sunduğu matematiksel katkıyı sunmamıştı. Tipik bir golcü değil belki ama pozisyonu sıkıp gol çıkarma yüzdesi öylesine yüksek ki benim diyen son ütücü santrafora taş çıkartıyor. Temposu, iştahı, driplingleri, hücum aksiyonlarının hepsinden çok iyi anlaması, Sanchez'i Sanchez yapıyor. Yokluk içinde geçen yıllarını ve sokaklarında itilip kakılarak olgunlaştığı Şili'yi hiç unutmadı. Zaten tekniğini böylesine efektif kullanmasını sağlayan gücünü ve dengesini, orman kanunu geçerli o mahalle maçlarında edindi. Şartlara adapte olmayı o sokaklarda öğrendi. Düşe kalka giden Arsenal'in bu sezonki tek isyankarı. İstikrarlı biçimde atıyor attırıyor (12 gol-yedi asist). Durdurulamıyor... Kupalara uzak bir takımda oynaması ise belki de en büyük şansızlığı. Ama 26 yaşındaki yıldız bu adanmışlığı ve devamlılığıyla Altın Top'a göz kırpıyor.
Neymar
Barcelona'ya gelmeden önce hep Messi ile mukayese edildi. Yan yana oynamaya başlayınca görüldü ki kumaşı çok parlak çok kıymetli ama henüz bir Messi değil elbette ki. Dünya Kupası'nda Brezilya formasını sakatlığı yüzünden giyemediği ilk maçta, Almanların 7 gol birden atması, laf aramızda kariyerinde uzun süre atlatamayacağı bir travmadan kurtulmasını sağladı. "Neymar olmayınca koskoca Brezilya bitiyor" algısı da cabası... Birebirde geçemeyeceği adam yok şu cihanda. Öyle aşırı kaprisli sevimsizlikleri de pek görülmedi. Ama Messi ile aynı mevzide olmanın dezavantajları da var. Size ayrılan sürenin bir anda sonuna geliyorsunuz. Top sizin yüzünüze öyle Brezilya'daki gibi hayranlıkla bakmıyor. Haliyle klasını konuşturacak zamanı daralıyor. Gene de bu sezonki 36 golün 15'ine ayağı karıştı 22 yaşındaki Brezilyalı'nın (12 gol üç asist). Ama sanki Altın Top ümitleri için Brezilya formasıyla sağlam ve saygın bir şov yapması da gerekiyor.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde