Ustalarla çıraklar aynı sahnede

Bir asır önce kurulan Darülbedayi- i Osmani (Osmanlı Güzellikler Evi), tarih boyunca usta oyuncular, yönetmenler ve tasarımcılar yetiştirmiş bir kurum. Darülbedayi'de yetişenler arasında Muhsin Ertuğrul'dan Behzat Butak ve Raşit Rıza'ya kadar birçok isim var. Uzun yıllar Belediye Konservatuvarı adı altında eğitim veren kurum, 1985'te İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'na bağlanmıştı. Uzun süredir oyuncu yetiştirme geleneği sekteye uğrayan kurum günümüzde tekrar hayat buluyor. Geçen hafta, Şehir Tiyatroları'nda ilk oyunun sahnelendiği günde (13 Ocak 1915) 100. Yıl Darülbedayi Atölyesi kuruldu. Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu, 100. Yıl Darülbedayi Atölyesi'ni Üsküdar Kerem Yılmazer Tiyatrosu'nda yeniden canlandırmanın haklı gururunu yaşıyor: "Ustalarımızdan 'Şehir Tiyatrosu bir okuldur, beş konservatuvara bedeldir' gibi cümleler duyduk hep. 'Konservatuvardan daha çok sahnede ve kuliste öğrenirsiniz' denirdi bizlere. Tiyatro sanatının farklı disiplinlerinde uzmanlaşmış Şehir Tiyatroları sanatçıları ve emekli ustaları birikimlerini bugünün gençleriyle paylaşacak." Yazıcıoğlu bir müjde de verdi: "Ustalar buradan yetişen öğrencilerle aynı sahnede bir oyun sahneleyecek!" Şehir Tiyatroları Yönetmeni ve Oyuncu Orhan Alkaya da Darülbedayi'nin açılmasını heyecan verici olarak değerlendirirken tiyatronun bir el verme sanatı olduğunun altını çiziyor: "Darülbedayi sözcüğü Reşat Rıdvan tarafından konservatuvarın Türkçe çevirisi olarak önerildi ve kabul edildi. Bugün konservatuvar fikrinin bir atölye ekseninde yeniden canlandırılması köklerimizle ilişkimizi de vurguluyor. Şehir Tiyatrosu kuruluşundan itibaren halk tiyatrosu kimliğini geliştirdi, korudu. Genç kuşağı sahnede istihdam edecek bir arayışın içine girmek varoluşumuzun bir gereği."
GÖKTAY DA DERS VERECEK
50. sanat yılını kutlayan usta tiyatro sanatçı Zihni Göktay Darülbedayi'de seminerler verip eğitimlere katılacak. Tiyatroda gözlem ve ustaları seyretmenin önemli olduğunun altını çiziyor: "Bir sanatçı adayı rolünü kendi kendine büyütür. Geleneksel Şehir Tiyatroları'nın ruhunun yaşatılması ve ustaların eğitim vermesi sağlam sanatçıların yetişmesi adına önemli. Darülbedayi'de Rus, Fransız, Danimarka ve Kuzey Avrupa tiyatrolarını öğretecek isimler var. Musahipzade Celal, Refik Ahmet Nuri, İsmail Hakkı Dümbüllü, Kel Hasan Efendi ve Abdi Efendi'yi öğretecek, o damardan yetişmiş fazla arkadaşım yok. O açığı kapatmak, ustaçırak ilişkisiyle gençlerle birebir oynayıp onları sahnede görmek isterim."
AYNI SAHNEDE OYNAMAK İSTİYORUZ
Sanat hayatının 45. yılına giren Perihan Savaş da Darülbedayi'de yetişenlerden. Oğlu Savaş Zafer (21) de annesinin yolunu izliyor. Perihan Savaş, "İsterse çok kolay şöhret olur benim oğlum. Ama sağlam bir temeli olmazsa balon gibi puff diye de söner. Oğluma 'Gerekirse figüran olarak sahnede bayrak bile taşıyacaksın' diyorum. Biz öyle yetiştik" derken Savaş Zafer de annesinin geleneğini sürdüreceği ve tiyatronun duayenlerinden eğitim alacağı için heyecanlı. Anne-oğulun en büyük hayali ise ileride aynı sahneyi paylaşmak.
GENÇLER İÇİN BÜYÜK ŞANS
Aliye Uzunatağan Darülbedayi'de ders verecek isimler arasında. Usta oyuncu, "Okuldaki stüdyoları gezerken geçmiş aklıma geldi, ağladım. Şehir Tiyatroları okul gibiydi, dersler çok disiplinliydi. Sanatta usta-çırak ilişkisi dönemi yeniden başlıyor. Gençler için büyük bir şans bu" diyor. Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Engin Alkan da günümüzde oyunculuk eğitimi veren çok fazla kurum olduğuna dikkat çekiyor: "Bunlar ticari sektöre dönüşmüş durumda. Darülbedayi'de ise ücretsiz eğitim alabilecekler. Yetenekli gençler ustaların elinde şekillenecek."