Pazar 08.03.2015

'Vatman Makamı'nda şarkılar sizi söylüyor

Bazıları, kadınların dünyanın yarısını kapladığını söyler; aslında kadınlar dünyanın bütününü kaplar. Üstâd Neşet Ertaş da demiyor mu: "Kadınlar insandır, biz insanoğlu" O insanlardan ikisinin makamına konuk olduk bu hafta. Güçlü, kendinden emin, ayakta kalan kadınların...

Gün geçmiyor ki bir kadın cinayeti duymayalım, kadına olan şiddeti okumayalım, taciz ve tecavüz haberleri almayalım... Bu korkunç olayların içinde, her şeye rağmen başarı öyküleriyle kuşanmış kadınlar var neyse ki ve onları güçlü görmek diğerlerimizi onurlandırıyor. Örneğin koca bir treni sürdüğü için, kabininin camı tıklatılarak "Seninle gurur duyuyorum, keşke benim kızım olsan" sözlerini işiten Yenikapı-Havalimanı hattının makinisti Nejla Horoz gibi... Ya da yaptığı iş dolayısıyla mahalleliden tezahüratlar alan bir diğer makinist Serpil Çiğdem gibi... Nejla Horoz ve Serpil Çiğdem İstanbul'da makinist olarak görev yapan 10 kadından ikisi. Bu iki güçlü kadın meslekte 20 yılı devirmişler. Her ikisi de akıllarında başka bir şey varken, tesadüf eseri makinist olmuşlar ve ailelerinde demir yollarında görev yapmış muhakkak bir-iki kişi var. Tüm bunların dışında en çarpıcı ortak özelliklerinden biri üniforma sevdalısı olmaları. Nejla Horoz "Ortaokuldayken lacivert takım elbiseleri ve kırmızı şapkalarıyla trene hareket emri veren memurlar bana çok havalı ve karizmatik gelirdi" diyor, Serpil Çiğdem ise üniformaya duyduğu sempatiden polis akademisine bile başvurmuş ama boy yetersizliğinden kıl payı kaybetmiş. Bana kalırsa resmi kıyafete olan bu tutkulu bakış, karakterlerindeki disiplin ve ruhlarındaki otoriteden kaynaklanıyor, ki bu iki güçlü kadın anlattıklarıyla tezimi doğruluyor. 26 yıldır makinistlik yapan ve bunun dokuz yılını da baş makinist olarak geçiren 44 yaşındaki Nejla Horoz'un küçüklüğü demiryollarında geçmiş. Babası demiryollarında ambar şefliği ve puantörlük yapmış olan Horoz, babasıyla işe de gidermiş. "Sirkeci'de vagonları gemiye yükleyip Haydarpaşa'ya götürürlerdi, ben de babamla gemiye atlardım, vagonlar bana çok çekici geliyordu" diyen Horoz'un muzurlukları da yok değilmiş. Kardeşleriyle tren raylarına taş dizdiklerinden bahseden Nejla Horoz o günü gülümseyerek anlatıyor: "O taşların nasıl ezildiğini görmek istiyorduk, çivi koyuyorduk dümdüz oluyordu mesela, şaşırıyorduk. Küçücük tekerlerin koca rayda nasıl gittiğini anlayamayarak hayret ve hayranlıkla trenleri izlerdik." Türkiye'de makinist olarak göreve başlayan ilk 3 kadından bir tanesi olan Nejla Horoz daha 18 yaşındaymış ilk treni sürdüğünde. O dönemde Kartaltepe-Emniyet arasındaki hattın makinisti olan Nejla Horoz dikiz aynasından bakıp bakıp "Bu koca aracı ben mi sürüyorum?" diye sorarmış hep kendine. Bir kadın olarak üstlendiği bu görevde yaşadıkları zorlukları da anlatan Nejla Horoz, "22 yaşındayken tramvay hattındaydım ve biri raylara dükkânının önü diye arabasını park etmişti. Uyarıyordum, camdan bağırıyordum ama dikkate almıyordu. En sonunda yolcular inip arabayı tek hamlede kenara çekti ve yola devam ettim." Bir keresinde de uzaktan bir polisin yolları açtığını görünce sevinen Horoz "Bana yardımcı olduğunu sanarak yola devam ettim, meğerse dönemin valisi için yollar açılıyormuş ve ben yolu kesmişim. Bunu arkamdan düdükler ve kornolar çalındığında anladım diyor" gülümseyerek... Tramvayın açılış gününde vatman makamına oturan, bandolar ve havai fişekler eşliğinde kabinine doğru yürüyen Nejla Horoz için her şey o kadar toz pembe olmamış elbette. Yeri gelmiş tramvay açıldığı için kalkan Topkapı minibüslerine isyan eden bir grubun protestolarıyla karşılaşıp aracının da taşlandığı da olmuş, "Peronda sigara içmeyin" diye uyardığı yolcu tarafından bir sonraki duraklarda döner bıçağıyla beklendiği de... Aracı arıza yaptığı için yola devam edemediğinde "Zaten kadınsın ne anlarsın?" diye onurunu kıran da olmuş, trene yetişemediği için arkasından küfürler sallayan da...

KADIN HAKLARI VE TOPLUMSAL CİNSİYETTE KÜLTÜR FARKI

İstanbul Kültür Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi 2011-2012 Akademik yılında çalışmalarına başladı. Rektör Prof. Dr. S. Semahat Demir'in müdürlüğünde çalışmalarını yürüten merkez, toplumsal cinsiyete ilişkin negatif algılarla kadın sorunlarına bilimsel araştırma ve uygulamalarla dikkat çekmeyi hedefliyor. 2011-2014 yılları arasında Kültür Yaşam Akademisi Kadın ve Yaşam Kalitesi seminerlerini düzenleyen merkez, bu kapsamda 200'e yakın kadına ulaştı. Cinsiyet ayrımcılığı ve kadına şiddetin giderek tırmandığı çağımızda farkındalık yaratmanın, çözüm üretmenin, şiddet ve ayrımcılığa maruz kalan bireylerin yaşamına eğitimle dokunabilmenin üniversiteler tarafında sahiplenilmesi gerektiğini belirten Rektör Prof. Dr. S. Semahat Demir, cinsiyet ayrımcılığı, kadına karşı şiddet gibi sorunlar devam ettikçe her kalkınma göstergesinin ve başarı hikâyesinin eksik kalacağını ifade ediyor.

SAĞIR VE DİLSİZ KADININ GURURU
41 yaşındaki Serpil Çiğdem, tramvay hattına başladığında 22 yaşındaymış. "Tren kullanmaya bayılıyordum ama trafik beni ürkütüyordu. 'Ne olur sabah olmasın ve işe gitmeyeyim' diye ağlayarak dönerdim eve" diye konuşan Çiğdem, en büyük destekçisinin ailesi olduğunu söylüyor. Dedesinin de makinistlik yapmış olduğunu vurgulayan Serpil Çiğdem, "Dedem benimle hep övünürdü" diyor. Mesleğini çok sevdiğini belirten Çiğdem, birini bizimle paylaşıyor: "Otogar durağına gelmiştim. Aracımda sağır ve dilsiz bir kadın varmış. Durağa geldiğimizde inip camımı tıklattı. İşaret diliyle konuşuyordu ve gözleri parlıyordu. Bir kâğıda kalp çizmiş, yanına da çiçek... O zaman kadınları onurlandırdığımı gördüm."
ÖZGECAN, BAZI İNSANLARA DUYARLILIK KAZANDIRDI
Serpil Çiğdem, Türkiye'nin en taze yaralarından biri olan Özgecan cinayetine de değiniyor. Olaydan birkaç gün sonra aracında kavga çıktığını söyleyen Çiğdem, "Peronda bir sürü kişi bir adamı dövüyordu. Sonra öğrendik ki dövülen adam araçtaki bir kızı taciz ediyormuş. Hassas bir dönemdeyiz. Bu acı olay bazı insanlara duyarlılık kazandırdı" diyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.