Pazar 22.03.2015

Tangonun afrası tafrası yok

Arp sanatçısı Şirin Pancaroğlu, 2011'den beri yürüttüğü sahne projesini albüme dönüştürdü. Çoğunluğu Bora Uymaz'a ait yeni bestelerle Arjantin tangosunun klasiklerini buluşturan Cafe Tango bir geleneği yeniden canlandırıyor

Şirin Pancaroğlu ve Bora Uymaz'la bir Cafe Tango gösterisi öncesi buluşuyoruz. Hummalı bir hazırlık içindeler. Kafe olarak tasarlanan sahnedeki küçük masaya yerleşip koyu bir sohbete dalıyoruz.
- Konserleri teatral sahne mizanseninde veriyorsunuz. Fikir nasıl ortaya çıktı?
- 2010'dan beri sahnelediğimiz bir proje bu. 2013'te şu anda ekibin solisti de olan Bora Uymaz aramıza besteleriyle katıldı. O gelinceye kadar yeni bestelerle ilgili bir çalışmamız yoktu. Konserlerde eski Türkçe sözlü tangoları ve Arjantin klasiklerini seslendiriyorduk. Aslında albüm yapmak istiyorduk ama ciddi telif sıkıntıları yaşıyorduk. Bestekarları ölmüş Türkçe sözlü tangolara varisleri çok yüksek rakamlar istiyordu. Bu, eserlerin yeni yorumlarla icra edilmesi yolunda büyük bir engel. Teliflerden dolayı albüm çıkartamayınca, "Kendi tangolarımızı kendimiz yazalım" dedik. Eski tatta yeni tangolar yazdı Bora Uymaz bize. Böylece albüm ortaya çıkmış oldu. Gösterilerde bir tango kafe ortamı canlandırıyoruz. Bu kafe tam olarak nerede bilmiyoruz. İstanbul'la Buenos Aires arasında bir yerde... Müzisyenlerin buluştuğu hayali bir kafe.
- İlk hangi eser bestelendi?
- 2013 yazında bir gün İzmir'de denize karşı oturuyordum. Bora'nın sesini tangoların içinde duymaya başladım. Mayolu halimle telefona sarıldım ve bestelerini seslendirmesi gerektiğini söyledim. Tatil dönüşü Bandırma'dan feribota binerken telefonuma bir baktım, Bora'dan bir mesaj. Sekiz ölçü nota. "Bu bir giriş müziği, beğenirsen devamını yazacağım, değilse çöpe at" dedi. Baktım, çok güzeldi. "Devam" yazdım. Biz İstanbul'a geldiğimizde tangonun tamamı gelmişti. Dolmaz Kalbimde Yerin böyle doğdu. Albümde 17 parça var. 10'u bizim eserimiz, yedisi Arjantin klasiklerinden.
DEDEM ARJANTİN'E GÖÇMÜŞ
- Tangoya nasıl merak saldınız?
- Latin Amerika müziklerini eskiden beri severdim. Yerel müziklere merakım var. 90'da ciddi ciddi tango dinlemeye başladım çünkü Güney Amerikalı arkadaşlarım oldu. İlginç bir aile hikayem de var. Dedem, babamın babası Kayseri Develili. Kimsesiz bir insan olduğu için Ermenilerle birlikte Buenos Aires'e gitmiş tehcir sırasında. Orada beş sene yaşayıp geri dönmüş. Hatta dönüş yolunda birkaç sene Marsilya'da tutsak kalmış. Evlenmek için dönmüş. Arka plandaki Arjantin merakım biraz da buna dayanıyor. Dedemi de tanımadığım için hep merakla yaklaştım bu ülkeye.
- Nasıl tanımlarsınız tangoyu?
- Çok dobra bir tür. Afrası tafrası yok. Doğru yoldan giden bir müzik. İncelikleri var elbette etrafında ama çok tutkulu ve pratik bir müzik. Dans edilen bir müzik olduğu için adımları attırması gerekiyor. Açık ve net bir dili var. Aşkın değişik yüzlerini bulabiliyorsunuz tangolarda.
- Arpla tango çalınması da ilginç geliyor aslında insana.
- 1990'dan 2010'a kadar bir tango grubum olması için bekledim. Demek ki bu arada pişmiş kafamdaki melodiler. Bir gün oğlum Mengü'nün pusetini sallıyordum bahçede uyusun diye. Ve bir anda gözümde bir görüntü oluştu. Bir tango kafe canladı aklımda. Biz birkaç müzisyen tango çalıyoruz. Etrafta masalar ve garson var. Dans eden bir çift de var sahnede. Sonra müzisyenler bir araya geldi. Repertuvarı oluşturduk. Dört kişiyiz temelde. Kontrbas, bandoneon, arp ve gitar... Bazen flüt ekleniyor aramıza.

İSTANBUL BİR TANGO ŞEHRİ
Türk müziği içinde tango denen bir form var. Ancak Arjantinli bir müzisyenin tango demesi zor o eserlere. Aslında Cumhuriyet döneminde çok benimsenmiş tangolar. Ancak kaydedilemediği için yeni besteler oluşmamış. Amacımız bu kısır döngüyü kırmak. Türkçe tangoların dans edilebilir hale gelmesini istiyoruz. Buenos Aires'ten sonra dünyada en çok tango yapılan kent İstanbul. Bir tango şehri olan İstanbul'da milonga'larda sadece Arjantin tangolarıyla dans ediliyor. Bu albümle Türkçe tangolarla dans edilebilecek artık.
BORA UYMAZ:
"Sadece beste yapacakken söylemeye başladım"
Klasik Türk Müziği'yle ilgilendim bugüne kadar. Kültür Bakanlığı sanatçısıyım. Arjantin tangolarıyla ilgili çok bilgi sahibi değildim. 2013'te, İzmir'de bir Tango Cafe konserini dinledim. İlgimi çekti. Önce önemli Arjantinli icracıları öğrendim. Piazzola, Gardel gibi isimleri dinledim. Zamanla besteler oluşmaya başladı kafamda. Kısa bölümler gönderdim Şirin'e. Ama onunla da yetinmedim. Arjantinli müzisyenler Ricardo Moyano ve Gustavo Battistessa'ya dinlettim çalışmalarımı. "Sanki bir Arjantin tangosuna Türkçe söz yazılmış gibi" cümlesini duyunca şevkim arttı. Onlardan da onay alınca devamı geldi. Niyetim beste yapmakken Şirin'in ısrarlarıyla söylemeye de başladım. Dört buçuk yaşında ikiz kızlarım var. Şimdi benim tangoları her gün dinliyor, hatta söylüyor ve dans ediyorlar.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.